Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • birgün mutlaka06.01.2007 - 15:51

    Ewet yalan soylememek erdemdir. Susmakta baska bir erdemdir. Susarak yalanlara gerek kalmadan ve kIrmadan anlasmakta baska bi boyutudur olayIn.
    Simdi bunLa ne aradIgImIn ne alakasI var dimi? ama var iste..var ve sen bunun ne kadar onemli oldugunu yada benimm ne cok onem werdigimi anlayamadIn.



    D.A

  • hayat06.01.2007 - 15:49

    Karşımıza erken çıkmış insanları yolun dışına sürerken; bir gün geri dönüp, onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz? Hayat her zaman cömert davranmaz bize. Tersine, çoğu kez zalimdir.

    Her zaman aynı fırsatları sunmaz. Toyluk zamanlarını ödetir. Hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların, savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün…

    Bir akşamüstü yanımızda kimsecikler olmaz; ya da olması gerekenler yanımızdakiler değildir…

  • suskunluk06.01.2007 - 15:48

    Suskunluk da bir cevaptIr, bir adIm gelmeyene kosmamak esastIr. Nokta ve soru isareti aynI anda olmaz ve ben zaten sormuyorum...

  • mahşer06.01.2007 - 13:57

    İkinci sur’a üflendikten (nesha-i saniyeden) sonra insanların hepsinin diriltilerek kabirlerinden kalkıp muhakeme edilmeleri için toplandıkları yer anlamına gelir. Birinci neshada (sur’a ilk üflendiğinde) Allah’ın kalmasını dilediği melekler müstesna, canlıların hepsi ölecek, yerin ve göklerin nizamı bozulacaktır. Sonra göklerin ve genişletilen yerin nizamı başka bir şekilde sağlandıktan sonra ikinci nesha esnasında (sur’a ikinci defa üfürülünce) her insan ve cinnin ruhları, diriltilen bedenleri ile birleşir. Herkes, diriltildikten sonra, “mahşer” denilen yere sevkedilir ve burada toplanır. Diriltilen mahlukatın toplandıkları “mahşer” fevkalade geniş, düz, binasız ve yapısız yepyeni bir yer olacaktır. Peygamberimiz (s.a.v.) , “Kıyamet günü insanlar, halis undan yapılmış dümdüz ekmek gibi esmere yakın beyaz bir yer üzerinde toplanacaklardır” buyurmuştur. (Buhari)

    İnsanlar ve cinler, mahşerde toplandıktan sonra muhakeme olunmak için çeşitli korku ve sıkıntılar içinde uzun müddet bekletileceklerdir. Bu müddetin bin ila ellibin yıl arası olduğu söylenir. Mahşer yerinde Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) ’in yerine “Livaü’l-Hamd” sancağı verilecektir. Başta Hz. Adem olmak üzere bütün peygamberler, Resulullah (s.a.v.) ’in sancağı altında toplanacaklardır. (Tirmizi)

    Büyük bir adalet mahkemesi kurularak herkese dünya da yaptığı her iş sorulacak, amel defterleri verilecek ve mizan konulacaktır. Herkes küfr ve dalaletteki veya iman ve hidayetteki rehberleriyle birlikte çağırılacaktır. Bu konuda Kur’an da şöyle buyuruluyor: “O gün insan sınıflarından her birini rehberleriyle (izinden gittiği kimselerle birlikte) çağıracağız. Artık kimin kitabı (defteri) , sağından verilirse, onlar kitablarını en küçük haksızlığa uğratılmayarak okuyacaklardır.” (el-isra, 17/71) Herkese “amel defterini oku” denilecek (el-isra, 17/14) . Her insan da amel defterinde neler yazılı olduğunu anlayacaktır. “Yüce Allah, kula bu gün şahid olarak nefsin ve şahidler olarak Kiramen Katibin melekleri kafidir, der ve sonra ağzı mühürlenir ve azaları da dünyada neler yaptıklarını anlatır” (Müslim) . “O gün onların ağızlarını mühürleriz. işleyip kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şehadet eder” (Yasin, 36/65) .

  • efendi06.01.2007 - 00:24

    http://img451.imageshack.us/img451/8484/1708hv.jpg

    masallah..

  • sevgili06.01.2007 - 00:14

    Varsin Eller gönül yarasi
    kapanir sansin..
    Kabugun altinda Sevgili,
    Sen kanayansin..

  • bedri rahmi eyüpoğlu05.01.2007 - 20:41

    En azından üç dil bileceksin
    En azından üç dilde
    Ana avrat dümdüz gideceksin
    En azından üç dil bileceksin
    En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
    En azından üç dil
    Birisi ana dilin
    Elin ayağın kadar senin
    Ana sütü gibi tatlı
    Ana sütü gibi bedava
    Nenniler, masallar, küfürler de caba
    Ötekiler yedi kat yabancı
    Her kelime arslan ağzında
    Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla
    Kök sökercesine söküp çıkartacaksın
    Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek
    Her kelimede bir kat daha artacaksın

    En azından üç dil bileceksin
    En azından üç dilde
    Canımın içi demesini
    Kırmızı gülün alı var demesini
    Nerden ince ise ordan kopsun demesini
    Atın ölümü arpadan olsun demesini
    Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
    İnsanın insanı sömürmesi
    Rezilliğin dik alası demesini
    Ne demesi be
    Gümbür gümbür gümbür demesini becereceksin
    En azından üç dil bileceksin
    En azından üç dilde
    Ana avrat dümdüz gideceksin
    En azından üç dil
    Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
    Ne şu ne busun
    Oğlum Memiş
    Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.

  • necip fazıl kısakürek05.01.2007 - 20:36

    Güzel Allahım, Senden ne gelecekse gelsin;
    Sen ki, rahmetinle de kahrınla da güzelsin..

    Necip Fazıl Kısakürek

  • haklı çıkmak05.01.2007 - 20:19

    Haklı olmak ne kadar önemli! Haksızlığa uğradığımızda, nasıl kabarıyor göğüs kafesimizin içinde bir şeyler; damarlarımızda nasıl bir gerilme...Gücümüz yetiyorsa, açık bir savaşım başlatmak; yetmiyorsa, kararıp içe kapanmak için gerekçe oluyor haksızlığa uğramış olmanın haklılığı. Acı bir keyif. Hep duymaz mıyız (söylemez miyiz): “her şeyi kabul edebiliyorum da, haksızlığa hiç dayanamıyorum”. Neden acaba? Neden bu kadar önemli sürekli haklı olmak? Doyuramadığımız, doyuramayacağımız onca açlığımız varken, onların arasından sıyrılıp bu kadar yukarılara nasıl çıkabiliyor haklı olma tutukusu? Bir tür bağımlılık sanki... Haklı olmaktan alınan tad öyle çok ki, başka şeyler o tadı vermiyor. Hep haklı olma peşindeyiz.

    Oysa, haklı olma durumunun bir gerçekliği olduğu bile kuşkulu. Haklılık “göreceli”. Birinin kendini veya başkasını “haklı bulması” bir yargılamadan başka ne ki? Karşıt konumdaki iki kişinin de aynı anda kendini haklı görmesi sık rastlanan bir durum. Yukarıdan bakıldığında, ikisi de nasıl küçülüp önemsizleşiveriyorlar. Nasreddin Hoca haklıymış “ikiniz de haklısınız” derken...

    Bir de, haklı olmak ile mutlu olmak arasında seçim yapmak zorunda kalıp, haklı olmayı seçenler var. Canlarım benim!

    Dünyada bu kadar çok haklıya yer yok; ben hakkımdan vaz geçiyorum. Duyuruyorum...

  • masum05.01.2007 - 19:39

    “masumsun sen
    masumsun bana göre
    sarılmak istiyorken yorgun argın bedeninle
    ben meşgulum savaşlarda boyalarla gözlerimde”

    “ağladım boyam aktı
    her gün sana yenilişte
    biraz sev sakinleştir
    sevdiğinim ben işte
    boşver, sev, sakinleşir,
    sevgilin serzenişte”