insanlar seviyor didişmeyi içinde farklı şeyler kıpraşıyor galiba rahat bırak aldırma :) her adımda herkes kendi yazdıklarıyla övünür aslında kavga gürültü bahane... Kavgacılar iyi hoş aslında yalakalardan kork kavgacılar deşarj olur bi şekilde yorgun düşer çekilir köşelerine... aman neyse ne...
ne güzel anılar bunlar böyle Morpheus hep kavgalar la mı besleniyorsun... herkes dağılmış darmadağın olmuş bi sen dimdik ortalıktasın hala maşallah :))
-de bakam bana hacı cav cav bütün evlatlarını büyüten yetiştiren sonra da gözünün yaşına bakmadan katleden kimdir - bilemedim kimdir - zamandur zaman, başı serap sonu topraktan olmadur, aka gide yetişemirim - Hacivat Karagöz neden öldürüldü -
Adaletsiz bir gece sızmış kalbime aşkın rengi, Soramadım rüyalarıma dün sabah kaçtı gitti. Yakalayamadım hayatı neresinde lan bunun ipi? Pek hüzündür sorma yahu ölümün ani gelişi. Kalabalığın tam ortasında eller uzanır boynuma, Bir suçlu kimi bulursa insan bayılır sorguya. Damla damla akan terdir giydiğimiz hüküm hayatta, Tek kalemde marifettir bir cümledeki çok mana. Sonunda hızla çekti mantık asi düşünen vicdan fişini, Çabuk topla toparlan! Yok bu yolun kıvanca gidişi. Deli etmeye yeter seni insanların diklenişi. E hadi sil gözlerini ağlamak sayılmaz iyi. Siyah gitarla bir tarafta matem çalar periler, Onların hüznü dünyaki insandır denilen. Önce dinledim bu hüznü sonra kalemi kağıda aldım, Satır satır bir sayfada kendi cümlemi kazdım. Bitti, yaştı, yolumuz telaştı. Umut benden kaçtı zaten olamazdı aşkı, Karamsar bir adamın duygularıdır tacı, Sen bunu anlayamazsın ayrıca mantığın şaşı!
uzanıp dokunamaz tenine ellerim seni gecelerle bölüşürken
kadınım şunca sancıyı çekmez misin ki beni alevler içinde unuturken
hani ilacın dır ya zaman deyip sonsuza yangınlar yaratırken
ve o pembe dudaklarında ayrılığa son solukta kelimeler kanatırken
zaten aşkın da yalandı yalandı yalandı deyip sustun saplanırken dilinin nefretiyle ruhuma gümüş kurşun sonun da elimde kalanda zamanla solandı biliyorsun hep o sarı sonbahar sabahı sen yağmurlar la gidiyorsun..
kafası bozulunca denizde çılgınlar gibi yüzen, trafikte sakin, evde çocuk, iş yerinde ciddi, sevdiği kadının yanında adam olan,türkü seven, atlayan zıplayan, misafirlikte havluyu ıslak görürse elini yüzünü bornoza silen, 'git ekmek al' dediklerinde kısa mesafeye gitmek istemeyen taksiciye dönüşen, telefonu tek eliyle kullanırken parmağının yetişmediği uygulamaya girmekten vazgeçen, ciddi ortamlarda gülme hastalığı olan, telefonunun parmak izi ile kirlenen ekranını pijamasının koluna silmekten muazzam keyif alan, biraz deli biraz da gel git akıllı, sadık, kıskanç, yaşamak için yemeyen yemek için yaşayan,doğa manyağı,mangal ustası,kişi işte :))))) bunların dışında; Ne hesabını verecegim bir günüm oldu ne de vicdanımı lekeleyecek bır gecmişim..Ne hissettiysem onu söyledim, onu yaşadım... Yaşadığım bir tek andan bile pişmanlık duymadım...Asla keşkelerim olmadı... Hiçbir zaman kendimle vicdan mahkemesi yapmak zorunda kalmadım... Karşıma bazen gerçek yüzler, bazen sahteler çıktı ama olsun ben yine sadece hislerimle yaşadım.. Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim, ya da asla birini severken karşılığını beklemedim... Dostluğuma değer biçmedim, sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim... Sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim... Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım... Ama hata insana mahsustur dedim..Affettim, af dilemedim asla.. Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim.Onlar belki beni saflıkla yargıladılar.Belki de içten içe sinsice güldüler...Ama asıl unuttukları şuydu... Ben aldanmadım... Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar... Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için... Kaybetmek onlar da bir alışkanlık haline geldiği için... Oysa ben hiç insan kaybetmedim... Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar..
insanlar seviyor didişmeyi içinde farklı şeyler kıpraşıyor galiba rahat bırak aldırma :) her adımda herkes kendi yazdıklarıyla övünür aslında kavga gürültü bahane... Kavgacılar iyi hoş aslında yalakalardan kork kavgacılar deşarj olur bi şekilde yorgun düşer çekilir köşelerine... aman neyse ne...
ne güzel anılar bunlar böyle Morpheus hep kavgalar la mı besleniyorsun... herkes dağılmış darmadağın olmuş bi sen dimdik ortalıktasın hala maşallah :))
-de bakam bana hacı cav cav bütün evlatlarını büyüten yetiştiren sonra da gözünün yaşına bakmadan katleden kimdir
- bilemedim kimdir
- zamandur zaman, başı serap sonu topraktan olmadur, aka gide yetişemirim
- Hacivat Karagöz neden öldürüldü -
O bir yolcu sen bir hancı
Gördüğün en son yalancı
İçinde ki derin sancı
Gitmez dedim kaldı gönül
Sen istedin ben dinledim
Senden ayrı olmaz dedin
En sonunda bende sevdim
Şimdi beni kurtar gönül
olmuyor sensiz benim dünyam
hiç bir zaman dönmüyor
ayrılığın ahını her zaman
kalan çeker ama giden dönmüyor
Adaletsiz bir gece sızmış kalbime aşkın rengi,
Soramadım rüyalarıma dün sabah kaçtı gitti.
Yakalayamadım hayatı neresinde lan bunun ipi?
Pek hüzündür sorma yahu ölümün ani gelişi.
Kalabalığın tam ortasında eller uzanır boynuma,
Bir suçlu kimi bulursa insan bayılır sorguya.
Damla damla akan terdir giydiğimiz hüküm hayatta,
Tek kalemde marifettir bir cümledeki çok mana.
Sonunda hızla çekti mantık asi düşünen vicdan fişini,
Çabuk topla toparlan! Yok bu yolun kıvanca gidişi.
Deli etmeye yeter seni insanların diklenişi.
E hadi sil gözlerini ağlamak sayılmaz iyi.
Siyah gitarla bir tarafta matem çalar periler,
Onların hüznü dünyaki insandır denilen.
Önce dinledim bu hüznü sonra kalemi kağıda aldım,
Satır satır bir sayfada kendi cümlemi kazdım.
Bitti, yaştı, yolumuz telaştı.
Umut benden kaçtı zaten olamazdı aşkı,
Karamsar bir adamın duygularıdır tacı,
Sen bunu anlayamazsın ayrıca mantığın şaşı!
PEKAAY AAMİR KHAN IN MUTLAKA İZLENMESİ GEREK FİLİMLERİNDEN... SAYGILARRR...
nerdeydin ah nerde
kaldın, durdun, dolaştın
gözlerimde pir perde
yokluğunla savaştım
dönüşür kabusa en güzel düşüm
adını sayıklarken
uzanıp dokunamaz tenine ellerim
seni gecelerle bölüşürken
kadınım şunca sancıyı çekmez misin ki
beni alevler içinde unuturken
hani ilacın dır ya zaman deyip
sonsuza yangınlar yaratırken
ve o pembe dudaklarında ayrılığa son solukta
kelimeler kanatırken
zaten aşkın da yalandı yalandı yalandı
deyip sustun
saplanırken dilinin nefretiyle ruhuma gümüş kurşun
sonun da elimde kalanda zamanla solandı biliyorsun
hep o sarı sonbahar sabahı sen yağmurlar la gidiyorsun..
kafası bozulunca denizde çılgınlar gibi yüzen, trafikte sakin, evde çocuk, iş yerinde ciddi, sevdiği kadının yanında adam olan,türkü seven, atlayan zıplayan, misafirlikte havluyu ıslak görürse elini yüzünü bornoza silen, 'git ekmek al' dediklerinde kısa mesafeye gitmek istemeyen taksiciye dönüşen, telefonu tek eliyle kullanırken parmağının yetişmediği uygulamaya girmekten vazgeçen, ciddi ortamlarda gülme hastalığı olan, telefonunun parmak izi ile kirlenen ekranını pijamasının koluna silmekten muazzam keyif alan, biraz deli biraz da gel git akıllı, sadık, kıskanç, yaşamak için yemeyen yemek için yaşayan,doğa manyağı,mangal ustası,kişi işte :)))))
bunların dışında;
Ne hesabını verecegim bir günüm oldu ne de vicdanımı lekeleyecek bır gecmişim..Ne hissettiysem onu söyledim, onu yaşadım... Yaşadığım bir tek andan bile pişmanlık duymadım...Asla keşkelerim olmadı... Hiçbir zaman kendimle vicdan mahkemesi yapmak zorunda kalmadım... Karşıma bazen gerçek yüzler, bazen sahteler çıktı ama olsun ben yine sadece hislerimle yaşadım.. Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim, ya da asla birini severken karşılığını beklemedim... Dostluğuma değer biçmedim, sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim... Sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim... Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım... Ama hata insana mahsustur dedim..Affettim, af dilemedim asla.. Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim.Onlar belki beni saflıkla yargıladılar.Belki de içten içe sinsice güldüler...Ama asıl unuttukları şuydu... Ben aldanmadım... Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar... Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için... Kaybetmek onlar da bir alışkanlık haline geldiği için... Oysa ben hiç insan kaybetmedim... Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar..