keşke hiç ortaya çıkmasa:(dediğimiz..ama ortaya çıkıncada..ona uymayı kolaylıkla seçtiğimiz..ve sonunda..suçu tamamamen kendisine yüklediğimiz..şeycik..
alışmıştım senelerdir yokluğuna...aklımdaydın..saklımdaydın..istediğim..varlığına bir kez şahit olup..hatıralarımı tazelemekti..şimdi bu oldu..ama keşke olmasaydı..neden hiç bir şey eskisi gibi olmuyor ki..geriye dönmemek gerekmiş..hayatın öğretileri bitmiyor :)
Gerçeği söylemiş olur bir gölgeyi söyleyen Paul celan değil De ki Ben yazdım bu dizeyi Ya da şizofren Ne değiştirir gerçeği
Kendi uçurumundan düşmeye görsün insan Kopar karanlığa taş atan bilekleri Sıyrılır iyimser kuşkularından Bulduğun hiçbir şey Yitirdiğin değildir Gölgelerde ney
Ve en büyük yıkımlar yanılgılarla başlar Çaresiz dört yanını duvarla öreceksin Tercihlerindir kader dediğin yazgı Suç Tanrı nın değil öğreneceksin
Çocuğu emzirdi kadın Beyazın siyaha en yakın renk olduğunu bilmeden Acıyı emzirdi kadın
Yaratıldığımı umursamadan Mütekebbirane Sınanmak dilendim yaratandan Oysa adımın Serüvenimle bir ilintisi vardı anladım Anladım kesiksiz boşalacak damarlarımdaki kan Kelimesiz çözülecek sorgularım Giyinmek gidermeyecek çıplaklığımı Hiçbir çehre itimat telkin etmeyecek Denenmemiş bir ölümün izini süreceğim Geri dönecek fırlattığım ok Ölümü kendime güldüreceğim
Şeytan ruhumun Toprak tenimin Anaforcu şairler Hikayemin peşinde Yabancısıyım kefaret gerektiren yeminlerin And olsun ki Varlığından şüphe duyduğum dilimi Ateşe sokmamak Zayıf hilelere kurban olmamak için Bir gölge gibi takipteyim gölgemi
rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan simurg anka, bilgi ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş...
kuşlar simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da simurg'u bekler dururlarmış. ne var ki, simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.
derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü simurg'un kanadından bir tüy bulmuş. simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte simurg'un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.
ancak simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan kaf dağı'nın tepesindeymiş. oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. yorulanlar ve düşenler olmuş.
önce bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;
papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş(oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış) :
kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış;
baykuş yıkıntılarını özlemiş,
balıkçıl kuşu bataklığını.
yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.
ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen altıncı vadi 'şaşkınlık' ve sonuncusu yedinci vadi 'yokoluş'ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş... kaf dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.
simurg'un yuvasını bulunca ögrenmişler ki;
farsça 'si', 'otuz' demektir. ...murg' ise 'kuş'...
'30 kuş', anlar ki, aradıkları sultan, kendileridir.onların hepsi simurg'muş. her biri de simurg'muş. simurg anka'yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız.
şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır...
ve gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculuktur... (alıntı)
isabanafazladan1dolarınızolduğunusöyledi
bence en ilginç nick diyeceğim...ama... benden öncede..bunu söyleyen olmuş..olsun bende söyleyeyimde..fikir birliği olsun :))
keşke hiç ortaya çıkmasa:(dediğimiz..ama ortaya çıkıncada..ona uymayı kolaylıkla seçtiğimiz..ve sonunda..suçu tamamamen kendisine yüklediğimiz..şeycik..
alışmıştım senelerdir yokluğuna...aklımdaydın..saklımdaydın..istediğim..varlığına bir kez şahit olup..hatıralarımı tazelemekti..şimdi bu oldu..ama keşke olmasaydı..neden hiç bir şey eskisi gibi olmuyor ki..geriye dönmemek gerekmiş..hayatın öğretileri bitmiyor :)
Steinbeck..okunası eserlerinden sadece biri..
özlem
tesadüf
hüsran
biraz alakasız oldu ama..öyle işte..
Şizofrenin İntihar Bahçesi
Gerçeği söylemiş olur bir gölgeyi söyleyen
Paul celan değil
De ki
Ben yazdım bu dizeyi
Ya da şizofren
Ne değiştirir gerçeği
Kendi uçurumundan düşmeye görsün insan
Kopar karanlığa taş atan bilekleri
Sıyrılır iyimser kuşkularından
Bulduğun hiçbir şey
Yitirdiğin değildir
Gölgelerde ney
Ve en büyük yıkımlar yanılgılarla başlar
Çaresiz dört yanını duvarla öreceksin
Tercihlerindir kader dediğin yazgı
Suç Tanrı nın değil öğreneceksin
Çocuğu emzirdi kadın
Beyazın siyaha en yakın renk olduğunu bilmeden
Acıyı emzirdi kadın
Yaratıldığımı umursamadan
Mütekebbirane
Sınanmak dilendim yaratandan
Oysa adımın
Serüvenimle bir ilintisi vardı anladım
Anladım kesiksiz boşalacak damarlarımdaki kan
Kelimesiz çözülecek sorgularım
Giyinmek gidermeyecek çıplaklığımı
Hiçbir çehre itimat telkin etmeyecek
Denenmemiş bir ölümün izini süreceğim
Geri dönecek fırlattığım ok
Ölümü kendime güldüreceğim
Şeytan ruhumun
Toprak tenimin
Anaforcu şairler
Hikayemin peşinde
Yabancısıyım kefaret gerektiren yeminlerin
And olsun ki
Varlığından şüphe duyduğum dilimi
Ateşe sokmamak
Zayıf hilelere kurban olmamak için
Bir gölge gibi takipteyim gölgemi
Abdullah Çevik
gol..yemeden..gol...atamıyorlar :)))
yüce..ulu..vs. den sonra..pes dedittirecek son nokta..google davası :))
rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan simurg anka, bilgi ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş...
kuşlar simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da simurg'u bekler dururlarmış. ne var ki, simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.
derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü simurg'un kanadından bir tüy bulmuş. simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte simurg'un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.
ancak simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan kaf dağı'nın tepesindeymiş. oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. yorulanlar ve düşenler olmuş.
önce bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;
papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş(oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış) :
kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış;
baykuş yıkıntılarını özlemiş,
balıkçıl kuşu bataklığını.
yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.
ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen altıncı vadi 'şaşkınlık' ve sonuncusu yedinci vadi 'yokoluş'ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş... kaf dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.
simurg'un yuvasını bulunca ögrenmişler ki;
farsça 'si', 'otuz' demektir.
...murg' ise 'kuş'...
'30 kuş', anlar ki, aradıkları sultan, kendileridir.onların hepsi simurg'muş. her biri de simurg'muş. simurg anka'yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız.
şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır...
ve gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculuktur... (alıntı)
insan ne zaman ölür...gülünün solduğu akşam.