gözlerinin esiriyim el insaf eyle bir bak yollarına düştüm senin başıma bir buse tak. en amansız gecelerde kalırsan eğer yalnız üşümesin el ayağın al beni uğruna yak
insanlara tuhaf gelir böyle bir sevda niye ben olup ta bileler ki sevgin içimde yüce nöbet tuttum başucunda akreple yelkovanın zaman dolup seni bana alıp getirsin diye.
Vasiyet Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü, Ölürsem kurtuluştan önce yani, Alıp götürün Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni. Hasan beyin vurdurduğu Irgat Osman yatsın bir yanımda Ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp Kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda. Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın, Seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu, Tarlalar orta malı, kanallarda su Ne kuraklık, ne jandarma korkusu. Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz, Toprağın altında yatar upuzun, Çürür kara dallar gibi ölüler, Toprağın altında sağır, kör, dilsiz. Ama bu türküleri söylemişim ben Daha onlar düzülmeden, Duymuşum yanık benzin kokusunu Traktörlerin resmi bile çizilmeden. Benim sessiz komşulara gelince, Şehit Ayşe’yle ırgat Osman Çektiler büyük hasreti sağlıklarında Belki de farkında bile olmadan Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani, böyle gibi de görünüyor- Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni Ve de uyarına gelirse, Tepemde bir de çınar olursa Taş maş da istemez hani...
H2O
sular içmem, seni içerim yaaaaaaaaaaaarrr.........
su çürüdü, ve ben hala içerdeyim diyor şair,sesini duyan var mı ki?
geç olmadan gel,güç olmadan gel,
sevda derin uykuda,düş olmadan gel.................
çek git güneşimden,
ya da beni bana bırak...........
şimdi öyle uzak ki geldiğim yollar,
yalnış bir öyküdeyim,beni yediden yaz...........
gitmem gerek bu şehirden.............
gayret et güzelim, elini uzat............
gözlerinin esiriyim el insaf eyle bir bak
yollarına düştüm senin başıma bir buse tak.
en amansız gecelerde kalırsan eğer yalnız
üşümesin el ayağın al beni uğruna yak
insanlara tuhaf gelir böyle bir sevda niye
ben olup ta bileler ki sevgin içimde yüce
nöbet tuttum başucunda akreple yelkovanın
zaman dolup seni bana alıp getirsin diye.
haydar haydar unutulmaz hiç bir zaman.
bir de ali ekber eren var.
çocukların bir masala kandığı gibi
bende senin gözlerine kanmışım,
güneşin yeryüzünü yaktığı gibi
bende senin gözlerine yanmışım.
geceme ay, gündüzüme biraz güneş sal
onurunla yaşa n'olur sen hep böyle kal
sermayem sevgimdir canım, onu da sen al
bende seni şu yüreğime salmışım.
gel bulut ol yağda biraz ıslandır
al başımı dizlerine yaslandır
delirmişim sevde beni uslandır
ben aklımı gözlerine takmışım.
Vasiyet
Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
Ölürsem kurtuluştan önce yani,
Alıp götürün
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni.
Hasan beyin vurdurduğu
Irgat Osman yatsın bir yanımda
Ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
Kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.
Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
Seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu,
Tarlalar orta malı, kanallarda su
Ne kuraklık, ne jandarma korkusu.
Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz,
Toprağın altında yatar upuzun,
Çürür kara dallar gibi ölüler,
Toprağın altında sağır, kör, dilsiz.
Ama bu türküleri söylemişim ben
Daha onlar düzülmeden,
Duymuşum yanık benzin kokusunu
Traktörlerin resmi bile çizilmeden.
Benim sessiz komşulara gelince,
Şehit Ayşe’yle ırgat Osman
Çektiler büyük hasreti sağlıklarında
Belki de farkında bile olmadan
Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
böyle gibi de görünüyor-
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni
Ve de uyarına gelirse,
Tepemde bir de çınar olursa
Taş maş da istemez hani...