Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • modernleşme15.12.2004 - 21:14

    komik

  • mısır ekmeği15.12.2004 - 21:03

    ha çan çimdur bunu ekleyen laz uşağu

    yoğurdun içine kırdınmı nasılda leziz olur...

  • an14.12.2004 - 20:15

    an gelir
    paldır küldür yıkılır bulutlar
    gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
    o eski heyecan ölür
    an gelir biter muhabbet
    çalgılar susar heves kalmaz
    şatârâbân ölür

    şarabın gazabından kork
    çünkü fena kırmızıdır
    kan tutar / tutan ölür
    sokaklar kuşatılmış
    karakollar taranır
    yağmurda bir militan ölür

    an gelir
    ömrünün hırsızıdır
    her ölen pişman ölür
    hep yanlış anlaşılmıştır
    hayalleri yasaklanmış
    an gelir şimşek yalar
    masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
    direkler çatırdar yalnızlıktan
    sehpada pir sultan ölür

    son umut kırılmıştır
    kaf dağı'nın ardındaki
    ne selam artık ne sabah
    kimseler bilmez nerdeler
    namlı masal sevdalıları
    evvel zaman içinde
    kalbur saman ölür
    kubbelerde uğuldar bâkî
    çeşmelerden akar sinan
    an gelir
    -lâ ilâhe illallah-
    kanunî süleyman ölür

    görünmez bir mezarlıktır zaman
    şairler dolaşır saf saf
    tenhalarında şiir söyleyerek
    kim duysa / korkudan ölür
    -tahrip gücü yüksek-
    saatlı bir bombadır patlar
    an gelir
    attilâ ilhan ölür

  • gözyaşı14.12.2004 - 20:01

    gözyaşım yazgıma gebe...

  • bulmaca14.12.2004 - 19:52

    kareyi enine ve boyuna 9a bölüp, aralara serpilen sistemli sayılardan yola çıkarak yukardan aşağı soldan sağa, ve karenin içindeki dokuza bölünmüş küçük karelere 1 den 9a kadar sayıları bir kere yerleştirme eylemi.Ne dediğimi anladıysanız problem yok, anlamamanız da normal çünkü bu bulmaca!

  • katılım 14.12.2004 - 19:43

    katılım=katilim.her faaliyet öncesi yaşanılan kanser sıkıntı, yürek kıskacı.

    Bazen derdin ne esra diyorum çek git. Ama derdimi seviyorum kahretsin.Bir gün geldiklerinde biz onları eleyeceğiz...seçeceğiz...(Boşuna okumayın kimse bişi anlamaz.Bunlar benim evcil dertlerim)

  • yapılan en büyük salaklık24.11.2004 - 20:15

    işletme okumuş olmak

  • erzurum22.11.2004 - 20:52

    Tortum ilk durak
    Tortum barajı) sonbahar haliyle muhteşem)
    Tortum şelalesi(yarım aksada)
    Yedi göller (bolu değil) : Tortum şelalesinden sonragünbatımına yakın dağın içlerine doğru indiğinizde sizleri bekleyen balık ziyafetinin özenle gerçekleştiği salaş mekanın adı.Kayık... göl....sonbahar...cami...dağ...kar...bulut aynı çizgide

    ve gece.. yıldızlar çok yakın burda acep sırrı nedir bilinmez.....
    ertesi gün..
    Buraya kadar gelinmiş, alışveriş yapmasak eksiliriz.
    İlk olarak Rus pazarı. zamanında egemenliğini ismine uygun sürdürsede şimdilerde uzak ve güney Asya hakim köhne binaların raflarına.Bir nevi eminöni şarkhan.içerideki kesif kokudan ve herşeyin bukadar tıpatıplaşmasından sıkıldım, gidelim.buraya has bi mekan yokmu?

    Vee işte yılın ilk karı serpiliyor üzerime ve iki mevsimin güzelliğini birlikte yaşamanın mutluluğu..
    ...işte teşhandayız ve yer gök oltu taşı
    ne taşına bakan var nede hana..............gözleri gelen yabancıyı $ olarak görmeyen bir dükkan sahibine yanaşıyoruz ve gerçeğinin soyulduğunda kahverengi bir toz bırakıp, sürtünme ile elektriklenip üzerine toz parçacıklarını toplayarak ayırdedilebilen oltu taşından, gerekli hediyelikleri biz insancıklara mahsus bir eda ve sığlıkla toplayıp uzaklaşıyoruz; taş mekandan, taş kesilmiş ruhlarımızla..

    Kısacık tatilime sığdırmaya çalıştığım koca şehrin son gezi gününde ilk durak
    çifte minaredeyiz.her türk yapıtı gibi -ki son 90 yıl hariç-ihtişamla karşımızda.son paşa dedelerimizin şaşaasını ve süsünü bulamasanızda benim gibi taşların ruhu olduğuna inananlar için çok şeyler bağırıyor mekan..her değerini bulamayn mekan gibi buradada şaşkın bakınıp dönerken ana giriş kapısının tam karşısındaki taç bölümünün altında bir türbe sizi çağırıyor.3 ihlas bi fatiha ve belkide haberdar ermek umarsız yürekleri kendinden..Ala ed-din! keykubat ın kızı Hüdavent hatun......kimsesiz! çifte menareden yan taraftaki ulu camiye usulca girdiğinizde onlarca sütunun üzerine kondurulmuş taş yapıtın bu kadar mutevazı olup insanı bukadar etkilemesine akıl sır erdiremedikten sonra minbere yaklaştığınızda kafanızı yukarı kaldırıp baktığınızda muhteşem mutevazı ahşap atalarımızım ruhlarının yokluk da dahi nekadarda ince olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

    Yakutiye medresesinde 2 parasayar karşıladı bizi
    tabi hizmetlerinin karşılığını! almalılar.iki bilgisayar çıktısı ve toplama eşyaları korumak yaşatmak kolymı?
    yinede her hücrede azımsanamayacak bilgilere sahip oldum:
    erzurumun selçuklular zamanında isminin erzenirum olduğu
    selçuklu ve memluk sultanlarının isimlerinin hep el- din ile bittiği (ala el-din, gıyas el-din, rukn el- din vs) ,
    abbasi hükümdarlarının ise sonunun lafza-i celil ile bittiği
    dedelerimizin çayı bile altın kakmalı semaverde içtiği,
    düğünümden kesinlikle el yapımı bir gelinlik giymenin gerekliği
    eski paraların çarşaf gibi olduğu ve iyiki YTL ye geçip paralarımızın küçüleceğinini ne büyük nimet olduğu, bunlardan bazıları

    medreseye gelince, duvarlara iliştirilmiş bişlgilerden edindiğimize göre zamanın ilim merkezlerinden biri ve astronomiden geometriye her türlü fenni ilimde dahilinde, kuruluş amacı 'kula değil ilme hizmet'olan bi mekan.ve enteresan kuruluş aşamasında zimmetlenen köy ve beldelerin geliri ile masraflar karşılanmış ve duvara kazılmış yazının sonunda bakımı ve idaresini hakkıyla yerine getiremeyn yöneticiler içinde okkalı bir Beddua var! artık kime tutar bilinmez.
    orasıda tarihini kabuuenip uğurladı bizi


    soğuk soğuk soğuk......
    burda gün çok kısa ya da bana öyle geldiakşam olma üzere ve son gününde arkamızda daha görmediğimiz onlarca mekan..

    cag kebabı. bizim dönerin kalınıymış ama yemesek yakışırmıydı bilmem.he bide kadayıf dolması..
    Akşamında ehli keyf ahir zamanın tarihle yüzleşmesi yada bütünleşmesi yada yitip gitmesi her ne hal ise işte......erzurum evlerindeyiz.......
    300 yıllık bir mekan ve 7 evden oluşuyor.evin orjinal hal
    i olabildiğince korunmuş sadece kapıları kaldırılmış ve şimdiye kadar hiç görmediğim eskiye ait obje birarada.
    nargilenin tadı, çaydan ziyade çaydanlığın ve servisin orjinalliği ve şansa bakınki ibrahim erkal gecenin ayrıntıları

    aşkale, ehramlı kadınlar birde

    hasılı erzurum yahşi.
    hasılı bir düştü büyüttüğüm şimdi gerçek.

    tatile dair tek olumsuz 20 git 17 dön toplam 37 saatlik yol eziyeti

    bunlar dönüşte kaleme alındı.buraya yazma sebebi ise gitmek istemeyi düşünenler için bir teşvik biran biel düşünmeyin hele birde benim gibi fotoğrafla prof olarak ilgileniyorsanız.sonbaharın kışla buluşmasını kollyın muheteşer resim değil sergiler çıkar valla.yaşadıklarınızda size kalır

  • erzurum22.11.2004 - 19:24

    bir şehri özenle büyütmüşüm içimde, sebepsiz.. öncesiz.. sonrasız....
    Hergeçen gün mantıksız ve zararsız büyüyen - adını bilmediğim- içimde beslediğim, görüyorum ki boşa değilmiş.26. yılım bu dünyada ve ben bu yılımın sonuna doğru bir bayram arefesinde nasiplendim bu şehri görmekle..


    Abla.. bacı.... can yani....
    yüreği

  • erzurum22.11.2004 - 19:18

    bulut
    kar
    dağ
    plato gördüklerimin özeti