kamusuna da alanına da bi sınır çizeceğim ben. ya nedir bu, saçmalık sapanlık diz boyu...? ! 'afedersin bacı senin dış görüntün adamları tahrik ettiği için alamayız seni içeri ' denilir mi de. zaten bu da gereksiz olurdu aynı fazla kapalı olduğunu iddia edenin alınmama uygulamasında olduğu gibi.
bitmesinin ardından gerçek sözler sarfedilir aslında. sözcüklerde gizlenemeyen cümleler kurulur. zararlıdır belki de mürekkebin varlığı kullanıldığı ellerin doğru şeritte mi gittiği açısından.
cihadı hakkıyla yapmak lazım. hakkıyla savaşmak lazım ama korkmadan. söylemesi ne kolay di mi? ama faaliyete geçmek lazım artık yaws...! elin gavuru kendi çapında bi sürü faaliyette bulunurken bizim elimizin armut toplamaması gerek. ne için olduğunun bilincinde cihad etmeli.gerek dille gerek elle gerekse kalp ile....
savaşan sen savunan yine sen... kişi ne gariptir ki hep bi şeylerle savaş halindedir.eğer susuyorsa kendisiyle savaşıyordur. ilk önce kendimizle olan savaşı kazanmamız lazım. bitmeyen bu savaşın sonrasında belki bi sözleşmeyle karara bağlanır ama bu an ölüm anıdır. ancak öldüğünde bırakır kendisiyle olan savaşı.
aşka gülünmez. ağlanır. eğer gülünüyorsa o aşk değil aşk sanılan bi bağlanmadır. gülünç olan yanı ise aşıkların yapmacık hareketlerinin ayak izleridir.
insana güç verir kardeşiyle sıkı sıkıya sarılması... bazı kesimlerde sarılınca kimse ayrılmak için bi hamlede bulunmaz bi süre... bakalım kim önce ayrılacak? ? :) gerçekten de karşılıklı muhabbet artar diye düşünüyorum kendi çapımda. yanaklardan mucuk mucuk öpeceğine sağlamca şöyle bi sarıl.. içtenliğin isbatı olarak güzel bi fiil.
gök gürleyince kim vardır ki korkmaz en büyük olandan.... kim denizin ortasında ya düşüp ölüverirsem diye şöyle bi düşünmez kim şu günbatımında şükretmez? ? ?
kamusuna da alanına da bi sınır çizeceğim ben. ya nedir bu, saçmalık sapanlık diz boyu...? !
'afedersin bacı senin dış görüntün adamları tahrik ettiği için alamayız seni içeri ' denilir mi de. zaten bu da gereksiz olurdu aynı fazla kapalı olduğunu iddia edenin alınmama uygulamasında olduğu gibi.
bitmesinin ardından gerçek sözler sarfedilir aslında. sözcüklerde gizlenemeyen cümleler kurulur. zararlıdır belki de mürekkebin varlığı kullanıldığı ellerin doğru şeritte mi gittiği açısından.
cihadı hakkıyla yapmak lazım. hakkıyla savaşmak lazım ama korkmadan. söylemesi ne kolay di mi?
ama faaliyete geçmek lazım artık yaws...!
elin gavuru kendi çapında bi sürü faaliyette bulunurken bizim elimizin armut toplamaması gerek. ne için olduğunun bilincinde cihad etmeli.gerek dille gerek elle gerekse kalp ile....
savaşan sen savunan yine sen...
kişi ne gariptir ki hep bi şeylerle savaş halindedir.eğer susuyorsa kendisiyle savaşıyordur.
ilk önce kendimizle olan savaşı kazanmamız lazım. bitmeyen bu savaşın sonrasında belki bi sözleşmeyle karara bağlanır ama bu an ölüm anıdır. ancak öldüğünde bırakır kendisiyle olan savaşı.
örneğimiz belli...Peygamber efendimiz(s.a.v.) hep tebessüm halindeydi.
tebessümü sadakadır...mahrum etmemek gerek çevremizdekileri bi tebessümden. :)
aşka gülünmez. ağlanır. eğer gülünüyorsa o aşk değil aşk sanılan bi bağlanmadır. gülünç olan yanı ise aşıkların yapmacık hareketlerinin ayak izleridir.
insana güç verir kardeşiyle sıkı sıkıya sarılması...
bazı kesimlerde sarılınca kimse ayrılmak için bi hamlede bulunmaz bi süre...
bakalım kim önce ayrılacak? ? :)
gerçekten de karşılıklı muhabbet artar diye düşünüyorum kendi çapımda.
yanaklardan mucuk mucuk öpeceğine sağlamca şöyle bi sarıl.. içtenliğin isbatı olarak güzel bi fiil.
ne güzel bi ibret...ne insanı bi hoş eden bi güzelliktir...
görenin ağzından çıkmaz mı hiç:' Rabbim ne güzelsin! ' diye...
gök gürleyince kim vardır ki korkmaz en büyük olandan....
kim denizin ortasında ya düşüp ölüverirsem diye şöyle bi düşünmez
kim şu günbatımında şükretmez? ? ?
bedendeki kanserin geçme ihtimali var... ama fikirlerin kansere uğraması artık ne bedenin ne de ruhun iyileşmesi ihtimalini vermez