Boğaziçi Üniversitesi İslam Topluluğu tarafından davet edilen Yunan yazar Andreas Tzortzis, Atatürk'ü “şeytan dostu” ilan etti.
?
Atatürk'ün Allah'ın kelamını tanımadığını, ezanı yasakladığını, örtünmeyi yasakladığını söyledi, “bunu yapan Allah dostu mudur, şeytanın dostu mudur?” diye sordu, İslam Topluluğu öğrencileri hep bir ağızdan “şeytaannnn” diye bağırdı, kahkahalarla alkışladı.
?
Türkiye'de, Türk üniversitesinde, Atatürk'e “şeytan” diye bağırılmasından pek memnun olan Yunan yazar Andreas Tzortzis “tarihinizi okuyun, bu gerçekleri göreceksiniz” diye de akıl öğretti.
?
E öyle yapalım… Tarihimizi okuyalım!
?
Milli mücadele sırasında işgal bölgelerini dolaşan Fransız kadın gazeteci Berthe Gaulis mesela, şunları yazmıştı…
?
– “Yunan geri c¸ekilmesinin kurbanı So¨gˆu¨t'teyim. Bursa'ya c¸ok yakın. Harabe haline gelmiş. Savaşı kaybedip geri çekilmeye başladıklarında, böyle işler için özel olarak yetiştirilmiş artçı taburları tarafından yakılıp, tahrip edilmiş.”
– “So¨gˆu¨t'ün hali, bizim Birinci Du¨nya Savas¸ı'nda Almanların geri c¸ekilmelerinden sonra go¨rdu¨gˆu¨mu¨z Roye ve Lassigny kasabalarını andırıyor. Önemli miktarda dinamit, yangın bombası ve patlayıcı kartus¸lar kullanmışlar.”
– “Yıkıntıların altında insanların cesetleri kalmış. Bu cesetlerden o kadar tahammu¨l edilmez bir koku havaya karıs¸makta ki, savas¸ alanı bunun yanında hic¸ kalır.”
– “Ortalıgˆa aks¸amın alacakaranlıgˆı c¸o¨ktu¨. Yanmış evlerin u¨zerinde tu¨neyen baykus¸ların sesleri duyuluyor. Agˆac¸larının birc¸ogˆu ko¨mu¨r haline gelmis¸. Camilerin hepsi yıkılmıs¸.”
– “Bostanlar bagˆlar tamamen harap olmus¸. Maddi zarar c¸ok bu¨yu¨k, Yunanlar her s¸eyi go¨tu¨rmu¨s¸ler. Fakat yağmalanan du¨kkanlardan daha ko¨tu¨su¨, evler yakılmıs¸ ve kadınlara, ihtiyarlara ve c¸ocuklara hakaret edilmis¸. Bunlar Aydın'da yapılanların aynısı.”
– “Ertugˆrul Gazi'nin tu¨rbesindeyim. Mu¨slu¨manların en kutsal ziyaret yerlerinden biri… C¸es¸itli bic¸imde kirletilmis¸, tahrip edilmis¸. Tu¨rbenin kapısı ile ic¸indeki granit lahitin kapagˆı ac¸ılmıs¸.”
– “Bilecik Garı'na geldim. On sekiz ay o¨nce buralardan gec¸erken go¨rdu¨gˆu¨m gu¨zel Bilecik s¸ehri s¸imdi iskelet halinde… Felaket ve acılar diyarı olmuş. Demin so¨zu¨nu¨ ettigˆim ceset kokusu burada da dayanılmayacak kadar fazla. Henu¨z dumanı tu¨ten bu tas¸ yıgˆınlarının altında kimbilir ne kadar insan go¨mu¨lu¨. Tahribatın bu¨yu¨klu¨gˆu¨ korkunc¸.”
– “Bilecik ve Ku¨plu¨'de bu¨yu¨k facialar olmus¸. Buraların ahalisinden sagˆ kalanlar bu¨yu¨k bunalım ic¸inde. Tecavu¨ze ugˆramamıs¸ genc¸ kız veya kadın kalmamıs¸. Bilecik, Pompei gibi.”
– “Her yer ku¨l, is ve kurum ic¸inde… Toprak sanki altu¨st olmus¸. Sık sık dinamit tahribatını go¨steren tas¸ yıgˆınlarına rastlıyoruz. Bazen de bu tas¸ yıgˆınları arasında iki gu¨zel kız c¸ocugˆu ipek ipligˆi bu¨kerken bizim kafilenin gec¸is¸ini seyrediyorlar. Biraz o¨tede, kızını kurtarmak isterken kafasına tas¸la vurularak o¨ldu¨ru¨lmu¨s¸ bir ihtiyarın mezarı var.”
– “Yapılan toptan imha is¸lerinden, her s¸ehir ve kasaba payına du¨s¸eni almıs¸. Saatlerce bu harabeleri gezdik ve anlatılanları dinledik.”
– “Savas¸ bo¨lgesinin ic¸indeyiz. Gec¸erken yol kenarındaki cesetlerle cephane yıgˆınlarına s¸o¨yle bir go¨z attım. Hic¸ du¨s¸u¨nmeden, alıs¸ılmıs¸ bir hareketle mendilimle burun deliklerimi kapadım, artık savas¸ alanındaki bazı go¨ru¨ntu¨lere bas¸ımı c¸evirmeden bakabiliyorum.”
– “Pazarcık sekiz gu¨n o¨ncesine kadar Papulas'ın yo¨netimi altındaymıs¸, kasaba halkı bunu hatırladıkc¸a korkudan u¨rperiyor. Yanmakta olan İnegöl'ün üstündeki karlarla kaplı Uludağ'a son defa bakıyorum.”
?
Tarihimizde işte bunlar yazıyor!
?
Yunan halkı, sadece Boğaziçi Üniversitesi İslam Topluluğu tarafından davet edilen yazarlardan oluşmuyor… Vicdan sahibi, insan evladı Yunan yazarlar da var. Onlardan biri, araştırmacı gazeteci Tasos Kostopulos. 2007 yılında “Savaş ve Etnik Temizlik” adıyla, Yunan işgalini anlatan belgesel kitap yazdı, bizzat işgale katılan Yunan askerlerinin anlatımıyla, kendi milletini yüzleştirdi.
?
– “Uşak yakınlarındaki köyde Türk kadınları, çocuklar ve yaşlılar camiye kapanmıştı. Bizim askerler arasındaki reziller etraftan ot topladılar, sonra da toplanan otları yakıp caminin penceresinden içeri attılar. İnsanlar dumandan dışarı koşuştular. O zaman da bizim reziller kadın ve çocuklara atış talim tahtasıymış gibi ateş etmeye başladılar.”
– “Eve girdim. Ölü bir Türk ihtiyarın cesedi üzerinden geçtim. İçerden sesler geliyordu. 10 kadar askerimiz bir Türk kızının eteklerini kaldırmışlar, zorla dansettiriyorlardı. Beni görünce ‘gel sen de mezeden tat' dediler. ‘Ayıp' dedim. Türk kızı yanıma koştu, ayaklarıma kapanarak ‘beni kurtar' dedi. Askerlere yalvardım, kadındır yapmayın dedim. Biri süngüsünü çıkarıp bana yöneldi. Kaçmak zorunda kaldım. Kızın çığlıklarını unutamadım. Sabaha karşı Köprühisar'daki bin kadar ev alevler içindeydi.”
– “Her şeyi yakmamız emrini Prens Andreas vermişti.”
– “Ayrıldığımız her yeri yakıyoruz. Dehşet verici bir manzara.”
– “Bazılarımız Roma'yı yakan imparator Neron gibi mutluydu. Verilen emir açıktı. Neyi taşıyamıyorsanız yakın… Onca köyde yaşlılar, hastalar, sakatlar, çocuklar ne yaptı, meçhul.”
– “Köye girdik. Kızlara ailelerinin gözü önünde tecavüz edildi. Askerlerimiz o gece yağmaladıkları ipek yorganlarda yattılar.”
– “Türkler korkudan ailelerini geceleri mezarlıklarda saklıyorlardı. İki askerin tecavüz etmeye çalıştığı kızı kurtardım. Annesi koşarak ellerimi öpmeye başladı. Az ilerde diğer iki kızı cansız yatıyordu.”
– “Birden kendimi yaşlı adamın karşısında buldum. Yapabileceğim bütün iyilik, onu bir an önce ve birden öldürmekti. Bazıları çok acı çekiyordu, boğazlanan danalar gibi debelenirken… Köy ateşe verildi.”
?
Ve… Bu vahşi emperyalist işgalin 100'üncü yıldönümünde, Boğaziçi Üniversitesi İslam Topluluğu öğrencileri, “müslüman Yunan yazar” ayaklarına yatan bu herifi davet ediyor, Atatürk'e küfrettiyor, kahkahalar eşliğinde alkışlıyor.
?
Eminim, Boğaziçi Üniversitesi'nde bu olan biteni görüntüyle kayda alan Yunan istihbaratı bile, gördükleri karşısında tiksinmiştir.
?
Kindar nesil nankörlüğü… Yani, bir milletin kendi eliyle kendi sırtından vurulması, işgalci mezaliminden beterdir! "YILMAZ ÖZDİL "
Belkide gerçekten umut olsun diyedir 1 Mayıs işci bayramı. İnsanların yaşamlarını ikame edebilmeleri için çalışmak zorunda kalmaları ne acı... Oysa insan için iş sanattır. Ve bu insana zanaatkar derler.. Emeğin parayla satın alındığı bir dünyada ne sanat olur ne felsefe olur ne de refah toplumu olsa olsa savaş olur, yoksulluk olur, acı olur, hastalık olur, ölüm olur. Barışın bereketin sevgi ve sağlığın hakim olduğu günler için yaşasın 1Mayıs yaşasın Sosyalizm..
Ne hallere düştük... Bae diye bir ülke var bu ülkenin ajanları var ve ülkede operasyon yapıyorlar iyi mi... Ya hu bir gidin önce yönetmeye üç beş koyundan başlayın... eee yani bu ülkenin ağa babası gelip cinayet işleyip elini kolunu sallayarak giderse değnekcisi neden yapmasın.. Ülke değil yol geçen hanı....
Japonya'da eksi faiz devam ediyor.. Yani paranı bankaya faize koyarsan değer kaybediyor.. Şimdi bir ülke düşünün müslüman değil hiç de derdi değil benim diyen müslüman ülkesinde eksi faiz veren ülke yok iyi mi...
Hayatını Türkiye'ye adamış olan Müjdat Gezen'i “aman ha yurtdışına kaçmasın” diye karakola imza vermeye göndereceksin… Müjdat Gezen'in okulunu kundaklayan yobazı, evine göndereceksin.
?
Demokrasi tarifi yapan Metin Akpınar'ı “halkı hükümete karşı silahlı isyana teşvik etmek”ten yargılayacaksın… Ulucanlar Müzesi'nde darağacının önünden yayın yapıp “kamuoyu Kemal Kılıçdaroğlu'nun idam edilmesini, asılmasını bekliyor” diyen medya celladına, ilişmeyeceksin.
?
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ilahiyat fakültesi öğretim üyesinin, “1924'te camiler kapatıldı, Çanakkale ve Bursa'da genelev olarak kullanılan camiler var” demesine “basın özgürlüğü” diyeceksin, “ifade özgürlüğü kapsamındadır” diyeceksin… Değerli ağabeyim Uğur Dündar'ın Halk Arenası'nı kapatacaksın, namuslu habercilik yapan Fox Haber'i kapatacaksın.
?
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kozmik odasına giren fetocuları alkışlayacaksın… Ekrem İmamoğlu'nun kimlere para dağıtıldığını araştırmak üzere İstanbul büyükşehir belediyesinin dijital verilerini kayıt altına almasını mahkeme kararıyla yasaklayacaksın.
?
Rıza Sarraf'a hayırsever diyeceksin, Türk Bayrağı'nın önünde vatan kurtaran kahraman gibi poz verdireceksin… Osman Kavala'ya müebbet isteyeceksin.
?
Soma'da 301 madencimizi katleden şirketin yönetim kurulu başkanı Can Gürkan'ı serbest bırakacaksın, katledilen madencilerin gönüllü avukatı Selçuk Kozağaçlı'yı terörist diye hapse atacaksın.
?
Terör örgütüyle Oslo'da masaya oturacaksın, PKK'yı tanık TSK'yı sanık yapacaksın, genelkurmay başkanını terörist ilan edeceksin, mermi sıkmadan Türk Silahlı Kuvvetleri'ni esir alacaksın, yurtsever subayları imha edeceksin, İmralı'yla Kandil arasında kuryelik yapacaksın, üniformalı teröristleri Habur'da davul zurnayla karşılatacaksın, otobüsün üstünde şehir turu attıracaksın, Apo'ya Diyarbakır meydanında ulusa sesleniş konuşması yaptıracaksın, Murat Karayılan'ın Kandil'deki basın toplantısını canlı yayınlayacaksın, “Türk yoktur” diyeceksin, “Türk Bayrağı demeyelim Türkiyeli bayrağı diyelim” diyeceksin, “PKK seçime girsin” diyeni milletvekili yapacaksın, “Türk kimliği bölücüdür” diyeni başbakan yapacaksın, TC'yi sileceksin, PKK bayrağı taşımayı suç olmaktan çıkaracaksın, Şivan Perver'le düet yapacaksın, takvimde başka gün kalmamış gibi tam 29 Ekim'de Cumhuriyet Bayramı'nda Kürdistan silahlı kuvvetlerine Türkiye topraklarında resmi geçit yaptıracaksın, Kobani'ye giden Kürdistan silahlı kuvvetlerini Türkiye'nin bayrak taşıyıcısı THY uçaklarıyla taşıyacaksın, Barzani'yi onur konuğu yapacaksın, Türkiye seninle gurur duyuyor sloganlarıyla alkışlayacaksın, Ankara'nın göbeğine Kürdistan bayrağı çektireceksin, vatan toprağını terkedeceksin, Süleyman Şah Türbesi'ndeki boş sandukaları sırtlayıp kaçacaksın, Ege'deki adalarımızı Yunan'a peşkeş çekeceksin, beş milyon Suriyeli'ye yılbaşında Taksim'de halay çektireceksin, askerlik çağındaki 700 bin Suriyeli'ye Florya plajında götünü gezdirteceksin, nargile içirteceksin, içtikleri nargilenin parasını bile bu millete ödeteceksin, bu milletin gariban çocuklarını Suriyelilerin yerine Suriye'ye vuruşmaya göndereceksin, ensesi kalınsa canı sağolsun, garibansa vatan sağolsun diyerek bedelli askerliği sürekli hale getireceksin, Türkiye'deki Suriyelilere 40 milyar dolar harcarken, gazilerimizin protezlerine bile haciz göndereceksin, şehit babasına hapis cezası vereceksin… Bunları alkışlayacaksın… Kılıçdaroğlu şehit cenazesine gidince “teröristlerin ortağı” diye saldıracaksın, linç edeceksin.
?
Asrın liderimiz hakkında “tweet atanı” tutuklayacaksın. CHP genel başkanına “yumruk atanı” serbest bırakacaksın.
Nasıl yaşar iyiler dünyada ölüm olmazsa. belkide yaşamın en güzel anıdır ölüm. İnsanı bekleten en güzel ışık.. Ne diyordu Stephen King “Yoruldum, patron. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum. Yanımda hiç arkadaş olmamasından bıktım. Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söyleyecek biri. İnsanların birbirine kötü davranmasından bıktım. Her gün dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım. Çok fazla var, sanki her an için kafama cam parçaları batıyor. Anlıyor musun?
Boğaziçi Üniversitesi İslam Topluluğu tarafından davet edilen Yunan yazar Andreas Tzortzis, Atatürk'ü “şeytan dostu” ilan etti.
?
Atatürk'ün Allah'ın kelamını tanımadığını, ezanı yasakladığını, örtünmeyi yasakladığını söyledi, “bunu yapan Allah dostu mudur, şeytanın dostu mudur?” diye sordu, İslam Topluluğu öğrencileri hep bir ağızdan “şeytaannnn” diye bağırdı, kahkahalarla alkışladı.
?
Türkiye'de, Türk üniversitesinde, Atatürk'e “şeytan” diye bağırılmasından pek memnun olan Yunan yazar Andreas Tzortzis “tarihinizi okuyun, bu gerçekleri göreceksiniz” diye de akıl öğretti.
?
E öyle yapalım…
Tarihimizi okuyalım!
?
Milli mücadele sırasında işgal bölgelerini dolaşan Fransız kadın gazeteci Berthe Gaulis mesela, şunları yazmıştı…
?
– “Yunan geri c¸ekilmesinin kurbanı So¨gˆu¨t'teyim. Bursa'ya c¸ok yakın. Harabe haline gelmiş. Savaşı kaybedip geri çekilmeye başladıklarında, böyle işler için özel olarak yetiştirilmiş artçı taburları tarafından yakılıp, tahrip edilmiş.”
– “So¨gˆu¨t'ün hali, bizim Birinci Du¨nya Savas¸ı'nda Almanların geri c¸ekilmelerinden sonra go¨rdu¨gˆu¨mu¨z Roye ve Lassigny kasabalarını andırıyor. Önemli miktarda dinamit, yangın bombası ve patlayıcı kartus¸lar kullanmışlar.”
– “Yıkıntıların altında insanların cesetleri kalmış. Bu cesetlerden o kadar tahammu¨l edilmez bir koku havaya karıs¸makta ki, savas¸ alanı bunun yanında hic¸ kalır.”
– “Ortalıgˆa aks¸amın alacakaranlıgˆı c¸o¨ktu¨. Yanmış evlerin u¨zerinde tu¨neyen baykus¸ların sesleri duyuluyor. Agˆac¸larının birc¸ogˆu ko¨mu¨r haline gelmis¸. Camilerin hepsi yıkılmıs¸.”
– “Bostanlar bagˆlar tamamen harap olmus¸. Maddi zarar c¸ok bu¨yu¨k, Yunanlar her s¸eyi go¨tu¨rmu¨s¸ler. Fakat yağmalanan du¨kkanlardan daha ko¨tu¨su¨, evler yakılmıs¸ ve kadınlara, ihtiyarlara ve c¸ocuklara hakaret edilmis¸. Bunlar Aydın'da yapılanların aynısı.”
– “Ertugˆrul Gazi'nin tu¨rbesindeyim. Mu¨slu¨manların en kutsal ziyaret yerlerinden biri… C¸es¸itli bic¸imde kirletilmis¸, tahrip edilmis¸. Tu¨rbenin kapısı ile ic¸indeki granit lahitin kapagˆı ac¸ılmıs¸.”
– “Bilecik Garı'na geldim. On sekiz ay o¨nce buralardan gec¸erken go¨rdu¨gˆu¨m gu¨zel Bilecik s¸ehri s¸imdi iskelet halinde… Felaket ve acılar diyarı olmuş. Demin so¨zu¨nu¨ ettigˆim ceset kokusu burada da dayanılmayacak kadar fazla. Henu¨z dumanı tu¨ten bu tas¸ yıgˆınlarının altında kimbilir ne kadar insan go¨mu¨lu¨. Tahribatın bu¨yu¨klu¨gˆu¨ korkunc¸.”
– “Bilecik ve Ku¨plu¨'de bu¨yu¨k facialar olmus¸. Buraların ahalisinden sagˆ kalanlar bu¨yu¨k bunalım ic¸inde. Tecavu¨ze ugˆramamıs¸ genc¸ kız veya kadın kalmamıs¸. Bilecik, Pompei gibi.”
– “Her yer ku¨l, is ve kurum ic¸inde… Toprak sanki altu¨st olmus¸. Sık sık dinamit tahribatını go¨steren tas¸ yıgˆınlarına rastlıyoruz. Bazen de bu tas¸ yıgˆınları arasında iki gu¨zel kız c¸ocugˆu ipek ipligˆi bu¨kerken bizim kafilenin gec¸is¸ini seyrediyorlar. Biraz o¨tede, kızını kurtarmak isterken kafasına tas¸la vurularak o¨ldu¨ru¨lmu¨s¸ bir ihtiyarın mezarı var.”
– “Yapılan toptan imha is¸lerinden, her s¸ehir ve kasaba payına du¨s¸eni almıs¸. Saatlerce bu harabeleri gezdik ve anlatılanları dinledik.”
– “Savas¸ bo¨lgesinin ic¸indeyiz. Gec¸erken yol kenarındaki cesetlerle cephane yıgˆınlarına s¸o¨yle bir go¨z attım. Hic¸ du¨s¸u¨nmeden, alıs¸ılmıs¸ bir hareketle mendilimle burun deliklerimi kapadım, artık savas¸ alanındaki bazı go¨ru¨ntu¨lere bas¸ımı c¸evirmeden bakabiliyorum.”
– “Pazarcık sekiz gu¨n o¨ncesine kadar Papulas'ın yo¨netimi altındaymıs¸, kasaba halkı bunu hatırladıkc¸a korkudan u¨rperiyor. Yanmakta olan İnegöl'ün üstündeki karlarla kaplı Uludağ'a son defa bakıyorum.”
?
Tarihimizde işte bunlar yazıyor!
?
Yunan halkı, sadece Boğaziçi Üniversitesi İslam Topluluğu tarafından davet edilen yazarlardan oluşmuyor…
Vicdan sahibi, insan evladı Yunan yazarlar da var.
Onlardan biri, araştırmacı gazeteci Tasos Kostopulos.
2007 yılında “Savaş ve Etnik Temizlik” adıyla, Yunan işgalini anlatan belgesel kitap yazdı, bizzat işgale katılan Yunan askerlerinin anlatımıyla, kendi milletini yüzleştirdi.
?
– “Uşak yakınlarındaki köyde Türk kadınları, çocuklar ve yaşlılar camiye kapanmıştı. Bizim askerler arasındaki reziller etraftan ot topladılar, sonra da toplanan otları yakıp caminin penceresinden içeri attılar. İnsanlar dumandan dışarı koşuştular. O zaman da bizim reziller kadın ve çocuklara atış talim tahtasıymış gibi ateş etmeye başladılar.”
– “Eve girdim. Ölü bir Türk ihtiyarın cesedi üzerinden geçtim. İçerden sesler geliyordu. 10 kadar askerimiz bir Türk kızının eteklerini kaldırmışlar, zorla dansettiriyorlardı. Beni görünce ‘gel sen de mezeden tat' dediler. ‘Ayıp' dedim. Türk kızı yanıma koştu, ayaklarıma kapanarak ‘beni kurtar' dedi. Askerlere yalvardım, kadındır yapmayın dedim. Biri süngüsünü çıkarıp bana yöneldi. Kaçmak zorunda kaldım. Kızın çığlıklarını unutamadım. Sabaha karşı Köprühisar'daki bin kadar ev alevler içindeydi.”
– “Her şeyi yakmamız emrini Prens Andreas vermişti.”
– “Ayrıldığımız her yeri yakıyoruz. Dehşet verici bir manzara.”
– “Bazılarımız Roma'yı yakan imparator Neron gibi mutluydu. Verilen emir açıktı. Neyi taşıyamıyorsanız yakın… Onca köyde yaşlılar, hastalar, sakatlar, çocuklar ne yaptı, meçhul.”
– “Köye girdik. Kızlara ailelerinin gözü önünde tecavüz edildi. Askerlerimiz o gece yağmaladıkları ipek yorganlarda yattılar.”
– “Türkler korkudan ailelerini geceleri mezarlıklarda saklıyorlardı. İki askerin tecavüz etmeye çalıştığı kızı kurtardım. Annesi koşarak ellerimi öpmeye başladı. Az ilerde diğer iki kızı cansız yatıyordu.”
– “Birden kendimi yaşlı adamın karşısında buldum. Yapabileceğim bütün iyilik, onu bir an önce ve birden öldürmekti. Bazıları çok acı çekiyordu, boğazlanan danalar gibi debelenirken… Köy ateşe verildi.”
?
Ve…
Bu vahşi emperyalist işgalin 100'üncü yıldönümünde, Boğaziçi Üniversitesi İslam Topluluğu öğrencileri, “müslüman Yunan yazar” ayaklarına yatan bu herifi davet ediyor, Atatürk'e küfrettiyor, kahkahalar eşliğinde alkışlıyor.
?
Eminim, Boğaziçi Üniversitesi'nde bu olan biteni görüntüyle kayda alan Yunan istihbaratı bile, gördükleri karşısında tiksinmiştir.
?
Kindar nesil nankörlüğü…
Yani, bir milletin kendi eliyle kendi sırtından vurulması, işgalci mezaliminden beterdir!
"YILMAZ ÖZDİL "
Belkide gerçekten umut olsun diyedir 1 Mayıs işci bayramı. İnsanların yaşamlarını ikame edebilmeleri için çalışmak zorunda kalmaları ne acı... Oysa insan için iş sanattır. Ve bu insana zanaatkar derler.. Emeğin parayla satın alındığı bir dünyada ne sanat olur ne felsefe olur ne de refah toplumu olsa olsa savaş olur, yoksulluk olur, acı olur, hastalık olur, ölüm olur. Barışın bereketin sevgi ve sağlığın hakim olduğu günler için yaşasın 1Mayıs yaşasın Sosyalizm..
Ne oldu yine
Ne hallere düştük... Bae diye bir ülke var bu ülkenin ajanları var ve ülkede operasyon yapıyorlar iyi mi... Ya hu bir gidin önce yönetmeye üç beş koyundan başlayın... eee yani bu ülkenin ağa babası gelip cinayet işleyip elini kolunu sallayarak giderse değnekcisi neden yapmasın.. Ülke değil yol geçen hanı....
Bak ben yine "beğenmeyeceğim" bir şey buldum.. Tünaydın herkese..
"Herkes pinokyo gibi tahtadan insana dönüşme şansı buIamadı, kimiIeri hep odun kaIdı" Johann Wolfgang von Goethe
Japonya'da eksi faiz devam ediyor.. Yani paranı bankaya faize koyarsan değer kaybediyor.. Şimdi bir ülke düşünün müslüman değil hiç de derdi değil benim diyen müslüman ülkesinde eksi faiz veren ülke yok iyi mi...
arlığıyla onur duyduğumuz Musa Kart'ı karikatür çizdi diye hapse tıkacaksın… Televizyona çıkıp “sivilleri öldürmeye Etiler'den Cihangir'den Nişantaşı'ndan başlarız” diyeni serbest bırakacaksın.
?
Karıncayı bile incitmeyen modacı Barbaros Şansal'ı apronda döve döve tutuklayacaksın… “Seçim sonucu istediğimiz gibi olmazsa, Belgrad Ormanı'nda ağacın dibinde, talim şeyimizi oraya gömdük, çıkaracağız sokağa” diyene, dokunmayacaksın.
?
Gezi Parkı'nda duran adam'ı yakalayacaksın… Palayla saldıranı sokağa salacaksın.
?
Kadına şiddete dur demek için pankart açan kızlara kelepçe takacaksın… Şort giyiyor diye kızcağıza tekme atana karışmayacaksın.
?
Deniz Çakır'a “başörtülü kızlara hakaret etti” palavrasıyla hapis cezası isteyeceksin… Mübarek anamız Zübeyde Hanım'a “genelevde çalışıyordu” diyene hoşgörü göstereceksin.
?
Hayatını Türkiye'ye adamış olan Müjdat Gezen'i “aman ha yurtdışına kaçmasın” diye karakola imza vermeye göndereceksin… Müjdat Gezen'in okulunu kundaklayan yobazı, evine göndereceksin.
?
Demokrasi tarifi yapan Metin Akpınar'ı “halkı hükümete karşı silahlı isyana teşvik etmek”ten yargılayacaksın… Ulucanlar Müzesi'nde darağacının önünden yayın yapıp “kamuoyu Kemal Kılıçdaroğlu'nun idam edilmesini, asılmasını bekliyor” diyen medya celladına, ilişmeyeceksin.
?
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ilahiyat fakültesi öğretim üyesinin, “1924'te camiler kapatıldı, Çanakkale ve Bursa'da genelev olarak kullanılan camiler var” demesine “basın özgürlüğü” diyeceksin, “ifade özgürlüğü kapsamındadır” diyeceksin… Değerli ağabeyim Uğur Dündar'ın Halk Arenası'nı kapatacaksın, namuslu habercilik yapan Fox Haber'i kapatacaksın.
?
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kozmik odasına giren fetocuları alkışlayacaksın… Ekrem İmamoğlu'nun kimlere para dağıtıldığını araştırmak üzere İstanbul büyükşehir belediyesinin dijital verilerini kayıt altına almasını mahkeme kararıyla yasaklayacaksın.
?
Rıza Sarraf'a hayırsever diyeceksin, Türk Bayrağı'nın önünde vatan kurtaran kahraman gibi poz verdireceksin… Osman Kavala'ya müebbet isteyeceksin.
?
Soma'da 301 madencimizi katleden şirketin yönetim kurulu başkanı Can Gürkan'ı serbest bırakacaksın, katledilen madencilerin gönüllü avukatı Selçuk Kozağaçlı'yı terörist diye hapse atacaksın.
?
Terör örgütüyle Oslo'da masaya oturacaksın, PKK'yı tanık TSK'yı sanık yapacaksın, genelkurmay başkanını terörist ilan edeceksin, mermi sıkmadan Türk Silahlı Kuvvetleri'ni esir alacaksın, yurtsever subayları imha edeceksin, İmralı'yla Kandil arasında kuryelik yapacaksın, üniformalı teröristleri Habur'da davul zurnayla karşılatacaksın, otobüsün üstünde şehir turu attıracaksın, Apo'ya Diyarbakır meydanında ulusa sesleniş konuşması yaptıracaksın, Murat Karayılan'ın Kandil'deki basın toplantısını canlı yayınlayacaksın, “Türk yoktur” diyeceksin, “Türk Bayrağı demeyelim Türkiyeli bayrağı diyelim” diyeceksin, “PKK seçime girsin” diyeni milletvekili yapacaksın, “Türk kimliği bölücüdür” diyeni başbakan yapacaksın, TC'yi sileceksin, PKK bayrağı taşımayı suç olmaktan çıkaracaksın, Şivan Perver'le düet yapacaksın, takvimde başka gün kalmamış gibi tam 29 Ekim'de Cumhuriyet Bayramı'nda Kürdistan silahlı kuvvetlerine Türkiye topraklarında resmi geçit yaptıracaksın, Kobani'ye giden Kürdistan silahlı kuvvetlerini Türkiye'nin bayrak taşıyıcısı THY uçaklarıyla taşıyacaksın, Barzani'yi onur konuğu yapacaksın, Türkiye seninle gurur duyuyor sloganlarıyla alkışlayacaksın, Ankara'nın göbeğine Kürdistan bayrağı çektireceksin, vatan toprağını terkedeceksin, Süleyman Şah Türbesi'ndeki boş sandukaları sırtlayıp kaçacaksın, Ege'deki adalarımızı Yunan'a peşkeş çekeceksin, beş milyon Suriyeli'ye yılbaşında Taksim'de halay çektireceksin, askerlik çağındaki 700 bin Suriyeli'ye Florya plajında götünü gezdirteceksin, nargile içirteceksin, içtikleri nargilenin parasını bile bu millete ödeteceksin, bu milletin gariban çocuklarını Suriyelilerin yerine Suriye'ye vuruşmaya göndereceksin, ensesi kalınsa canı sağolsun, garibansa vatan sağolsun diyerek bedelli askerliği sürekli hale getireceksin, Türkiye'deki Suriyelilere 40 milyar dolar harcarken, gazilerimizin protezlerine bile haciz göndereceksin, şehit babasına hapis cezası vereceksin… Bunları alkışlayacaksın… Kılıçdaroğlu şehit cenazesine gidince “teröristlerin ortağı” diye saldıracaksın, linç edeceksin.
?
Asrın liderimiz hakkında “tweet atanı” tutuklayacaksın.
CHP genel başkanına “yumruk atanı” serbest bırakacaksın.
?
Nalıncı keseri iyidir ama…
Keser döner sap döner, unutmayacaksın.
"YILMAZ ÖZDİL "
Nasıl yaşar iyiler dünyada ölüm olmazsa. belkide yaşamın en güzel anıdır ölüm. İnsanı bekleten en güzel ışık.. Ne diyordu Stephen King
“Yoruldum, patron. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum. Yanımda hiç arkadaş olmamasından bıktım. Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söyleyecek biri. İnsanların birbirine kötü davranmasından bıktım. Her gün dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım. Çok fazla var, sanki her an için kafama cam parçaları batıyor. Anlıyor musun?
Karanlıktan korkuyorum patron lütfen ışığı kapatma…”
Böyle olmaz... Ben Albert e katılıyorum Allah varsa hiç bir şey bu kadar basit değildir...