gizemin kaskatı kesildi asude çıkıp gitmelerine bitti bu şehrin yolları yarım yamalak kanatlar bırakıp göğün göğsüne kaç kişiyi yalınayak bırakıp gittin...
İklimlerde hüzün hecelense Eylül çıkar adın asude Binbir kelimeler süratlansa bir şehrin yağmuruna Çarpıntısı var yüreğin gün yüzüne çıkarken Eksilirim kendimden sen çoğalırken
Üstü başı yırtılmış bir gecenin Sabaha doğru uyuyakalan ruhuyla hemhaldim Müsveddesini yırtıp atanlardan olamadı rengini maviden alan kalemim Üfledikçe bir gazelin en birikmiş nefesini Tek bir kelamın sesindeyim Asude bilmem ki ben dünyanın nesindeyim...
sessiz bir geminin gözlerine dikilmiş yolun sancısı sular altında ah demirine sırtımı yasladığım bir güvertenin yareni olsam ve asude seni anıp seni içsem suyun en berraklığında asude saysam dalganın şafağını ve sersem yıldızlı gecelerin en görkemli ışıltısını
gökyüzünün seyrine bıraktı kendini bulut kaçarı ağlaşmalar inci mercan seçti toprak inişlerinde kristal gözlü bir serinliğin asude sende bir yağmur olsan toprakları kuruyan benliğimin ırgatlığına...
Gündoğumuyla beraber rıhtımlarına çıktığım kıyıların Ahı var dalganın şafağında Eskiden beridir sevdiğim güneşin ilk ısıtmalarına yavanım şimdilerde Kayıkçı desem Tabutun çivisine müptezel bir zamanın somurtuğunu söyler Sensiz suları tuzlu bu şehrin Kana kana içilmesi bir sensizlik sana doyurmaz ruhumu Serin suların değdiği yüreğime uzatır mısın rüzgarını asude...
gizemin kaskatı kesildi asude
çıkıp gitmelerine bitti bu şehrin yolları
yarım yamalak kanatlar bırakıp göğün göğsüne
kaç kişiyi yalınayak bırakıp gittin...
İklimlerde hüzün hecelense Eylül çıkar adın asude
Binbir kelimeler süratlansa bir şehrin yağmuruna
Çarpıntısı var yüreğin gün yüzüne çıkarken
Eksilirim kendimden sen çoğalırken
Üstü başı yırtılmış bir gecenin
Sabaha doğru uyuyakalan ruhuyla hemhaldim
Müsveddesini yırtıp atanlardan olamadı rengini maviden alan kalemim
Üfledikçe bir gazelin en birikmiş nefesini
Tek bir kelamın sesindeyim
Asude bilmem ki ben dünyanın nesindeyim...
sessiz bir geminin gözlerine dikilmiş yolun sancısı sular altında
ah demirine sırtımı yasladığım bir güvertenin yareni olsam
ve asude seni anıp seni içsem suyun en berraklığında
asude saysam dalganın şafağını
ve sersem yıldızlı gecelerin en görkemli ışıltısını
asude...
bir dirhem nefesin
kuraklığındayım...
gökyüzünün seyrine bıraktı kendini bulut kaçarı ağlaşmalar
inci mercan seçti toprak inişlerinde kristal gözlü bir serinliğin
asude sende bir yağmur olsan
toprakları kuruyan benliğimin ırgatlığına...
Gündoğumuyla beraber rıhtımlarına çıktığım kıyıların Ahı var dalganın şafağında
Eskiden beridir sevdiğim güneşin ilk ısıtmalarına yavanım şimdilerde
Kayıkçı desem
Tabutun çivisine müptezel bir zamanın somurtuğunu söyler
Sensiz suları tuzlu bu şehrin
Kana kana içilmesi bir sensizlik sana doyurmaz ruhumu
Serin suların değdiği yüreğime uzatır mısın rüzgarını asude...
Söğüt gölgesinde akşam üzmeleri içim
Rüzgar ının tefekkürü ihtişamlı ruhumda
Ah asude şarkıların kulağımda...
Dinlemek sonsuzluğu evrenimken
Gece sessiz
Ruhum öksüz
Kıyamet in eksildiği bir sur üflenir bedenimden
Asude
Rüzgarına üflediğimi duyabiliyor musun sonsuzluğu
Asude
mezalim dünyanın ihtişamlı gölgesinden sıyrılıp senin kısraklarının sırtlandığı yerlere kaçan benliğimin olduğu yerde misin?