Abla, ben de cevabı yürek olanlardanım. O yüzden son soruna şöyle bir cevap verebilirim ancak. Yürek kendi sınırlarını kendisi çizer zaten. ;)) O en güzel ülkedir.
Örneğin, karısını dövüyordu diye olaya müdahele edip kötü kocayı öldüren şahıs malumumuz. Fazlaca gündemimizde olan bir kişiydi. Mahkeme ona dedi ki, senin haddine değil. Aynı şekilde darp edilen kadın da öyle diyebilirdi ki yaşanan gerçekler var. Potansiyel bir tehlikeye karşı tanıdığımız tanımadığımız herkesi korumaya çalışmak hadsizlik midir? Ben şahsen, potansiyel bir tehlikeyi (konu sadece can mal güvenliği değil, kişilere karşı da ) değer verdiğim herkesi uyarır ve dikkat etmesini söylerim. Bu konuda haddimi aşmışsam aşmışımdır çokta önemli değil.
Hadsizlik olarak gördüğün ve sınırlarını zorladığın her ânın önünde saygıyla eğildikten sonra eklemek istiyorum ki, o zamanlarda mutlaka insanın başına sıkıntılar geliyor, daha fazla yoruyorlar ve eşin dostun sana şöyle diyor, sana mı kaldı? Senin haddine mi gibi... ;)) Yatan insanın başı ağırmaz çünkü çalışmayan insan hata da yapmaz. Haddini bilir ve oturur
Sonuna şunu da ekleyeyim de yazıda ismi geçen büyük şahısları eleştirdiğim veya hadsizlik ettiklerini düşündüğüm sanılmasın! :)) Bu sulallere cevap vermek benim haddime miydi mesela? ;))
Bazılarımız için bir yürekte köle olmak, dünyanın geri kalanında hür olmaktan daha kıymetlidir.
Hür olmayı seçmedik Ablaaaa. :)))
Abla, ben de cevabı yürek olanlardanım. O yüzden son soruna şöyle bir cevap verebilirim ancak. Yürek kendi sınırlarını kendisi çizer zaten. ;)) O en güzel ülkedir.
Vatan, İnsanın sığındığı toprak mıdır, yaşadığı yürek midir?
Örneğin, karısını dövüyordu diye olaya müdahele edip kötü kocayı öldüren şahıs malumumuz. Fazlaca gündemimizde olan bir kişiydi. Mahkeme ona dedi ki, senin haddine değil.
Aynı şekilde darp edilen kadın da öyle diyebilirdi ki yaşanan gerçekler var.
Potansiyel bir tehlikeye karşı tanıdığımız tanımadığımız herkesi korumaya çalışmak hadsizlik midir?
Ben şahsen, potansiyel bir tehlikeyi (konu sadece can mal güvenliği değil, kişilere karşı da ) değer verdiğim herkesi uyarır ve dikkat etmesini söylerim. Bu konuda haddimi aşmışsam aşmışımdır çokta önemli değil.
Haddini bilmek konusunu din bağlamında ele almaktan paralel bir yola geçelim ve bir de sosyal hayat ve insanlar arası ilişkiler bağlamında bakalım.
Hadsizlik olarak gördüğün ve sınırlarını zorladığın her ânın önünde saygıyla eğildikten sonra eklemek istiyorum ki, o zamanlarda mutlaka insanın başına sıkıntılar geliyor, daha fazla yoruyorlar ve eşin dostun sana şöyle diyor, sana mı kaldı? Senin haddine mi gibi... ;))
Yatan insanın başı ağırmaz çünkü çalışmayan insan hata da yapmaz. Haddini bilir ve oturur
Güzel cevaptı vesselam.
Hocam, herkes kendisi için öyle düşünür. Sorsak, hepimiz haddimizi biliyoruzdur...
Kim belirleyecek kimin neye haddi olduğunu?
Sonuna şunu da ekleyeyim de yazıda ismi geçen büyük şahısları eleştirdiğim veya hadsizlik ettiklerini düşündüğüm sanılmasın! :))
Bu sulallere cevap vermek benim haddime miydi mesela? ;))