Ey şehr-i şahım Her dem felâketimdir hicrânın Sırra mâil olurdum efsûnlu gecelerinde Vuslat-ı ulvî tahakkuk ederdi ulu camii’nde Zamanın durduğu andır, dar sokaktaki bir osmanlı evin Hafızama nakşedildi bir musûki gibi râna silüetin Rücû eylemek zamanıdır, zira bu gönül müptelândır senin Lâkin hükmü yok artık, Tophande âzim bir ağaca çizdiğim kalbin Chiron-
Sohbet vardır, keskin bir kılıca benzer; bostanı, ekini kış gibi kesip biçer... Sohbet vardır, ilkbahar gibidir... Her tarafı yapar, sayısız meyveler verir... İhtiyat ve tedbir ona derler ki, 'kötü zannı gideresin, kaçıp kötülüklerden kurtulasın.' (Mevlana)
Aşkta yalanlar yoktur gerçekler gözlerinden okunur ey sevgili, aşkta acılar vardır yürekten duyulan, aşkta sevinçler vardır çıkarsız, tek taraflıdır bazen, bazen karşılıksızdır… Eğer koşulsuz sevebiliyorsan bir insanı ve oda sevgisini veremiyorsa göremiyorsa gözlerindeki ışığı bırak gitsin istediği yere.....
Bütün kilitlerini kapatsan da Örtemezsin günahlarını Dokunma! Saf yüreğime bulaşmasın yüreğin, Bendeki maviler bitti, görmez misin? Kahverengiye çalıyor artık tüm renklerim.
Hem elimi uzatsam dokunacak kadar yakınımdasın Hem de adı konmamış mesafe kadar uzağımdasın Başka hakkım yok, Düşünce zamanlarımı sana adamaktan ziyâde Ve birde, Kendi aksisedam yol alır ruhumun derinliklerinde
Ey şehr-i şahım
Her dem felâketimdir hicrânın
Sırra mâil olurdum efsûnlu gecelerinde
Vuslat-ı ulvî tahakkuk ederdi ulu camii’nde
Zamanın durduğu andır, dar sokaktaki bir osmanlı evin
Hafızama nakşedildi bir musûki gibi râna silüetin
Rücû eylemek zamanıdır, zira bu gönül müptelândır senin
Lâkin hükmü yok artık,
Tophande âzim bir ağaca çizdiğim kalbin
Chiron-
Ben hayatımı senden önce de dolu dolu yasıyordum.
Sen varsın yada yoksun ne fark eder, istersen şimdi bile gidebilirsin.
Sen bilirsin.
ve aslında hayat dediğin, yaşayabildiğin kadar güzeldir…
hani hiç dokunulmaz, koklanmaz, oldukları yerde açar ve solar ya uçurum çiçekleri;
bulundukları yerin sessizliği ve yalnızlığı şahittir sadece.
Doğruya ve güzele kullanılırsa meleklerden bile daha üstün olunabilir.
Yanlış kullanılırsa en düşük varlıktan bile aşağıda olmak kaçınılmazdır.
Sohbet vardır, keskin bir kılıca benzer; bostanı, ekini kış gibi kesip biçer...
Sohbet vardır, ilkbahar gibidir... Her tarafı yapar, sayısız meyveler verir...
İhtiyat ve tedbir ona derler ki,
'kötü zannı gideresin, kaçıp kötülüklerden kurtulasın.'
(Mevlana)
Aşkta yalanlar yoktur gerçekler gözlerinden okunur ey sevgili, aşkta acılar vardır yürekten duyulan, aşkta sevinçler vardır çıkarsız, tek taraflıdır bazen, bazen karşılıksızdır…
Eğer koşulsuz sevebiliyorsan bir insanı ve oda sevgisini veremiyorsa göremiyorsa gözlerindeki ışığı bırak gitsin istediği yere.....
Günlerden hüzün
Zaman hüznü gösteriyor
Ruhumu sıkıştıran mengene
Nefes almamı engelliyor.
Bütün kilitlerini kapatsan da
Örtemezsin günahlarını
Dokunma!
Saf yüreğime bulaşmasın yüreğin,
Bendeki maviler bitti, görmez misin?
Kahverengiye çalıyor artık tüm renklerim.
Hem elimi uzatsam dokunacak kadar yakınımdasın
Hem de adı konmamış mesafe kadar uzağımdasın
Başka hakkım yok,
Düşünce zamanlarımı sana adamaktan ziyâde
Ve birde,
Kendi aksisedam yol alır ruhumun derinliklerinde