Kültür Sanat Edebiyat Şiir

insan sizce ne demek, insan size neyi çağrıştırıyor?

insan terimi Erdal Canbulat tarafından tarihinde eklendi

  • William Shakespeare
    William Shakespeare

    canlı varlıklarınn arasından konuşabilen ve düşündüğünü uygulayabilen yaratıklardır.bizlerde birer insanız.hiç bir insan başka bi insana benzemez.herkes farklıdır...

  • Zeki Üçüncü
    Zeki Üçüncü

    her çağda yalnızlık.

  • Zühre Örnek
    Zühre Örnek

    insan iki sonsuzluğun birleşimidir. küçük sonsunluk ve aynı zamanda büyük sonsuzluk. zayıf bir çöp dahi insanı yok edebilir ancak bütün dünya onu öldürmeye kalksa bile o kendisinin katilinden daha şeferlidir.çünkü o öldüğünün ve kendisini kimin öldürdüğünün farkındadır. oysa dünya yaptığı işin farkında değildir... pascal

  • Deli Kadriye
    Deli Kadriye

    hayvan kostümü giymiş yaratıkları çagrıştırıyor daha çok. ama öyle farklı şeyki bu yaratık bazen buyaratıgı görünce kusuyıruz bazende ona tapıyoruz anlaşılması zor bişey walla bende anlamadım :)

  • Sonsuzluk Kervani
    Sonsuzluk Kervani

    insanoğlu nankördür

  • Sultan Fatih Yağcı
    Sultan Fatih Yağcı

    insan
    o kovulduğu cenneti özler her zaman
    anavatanımız orası
    babamız adem orada yaratıldı...
    sürgüne gönderilmiş bir babanın evlatlarıyız biz..
    dünya..
    hep dünyamızı anavatanımıza çevirmeye çalışıyoruz
    kendi dünyamızı..
    koşuyor boyuyor yazıyor çiziyor
    bazen kan döküyoruz sahip olmak için..
    cenneti tekrar kazanmak yerine
    kolayı seçip
    dünyamızı cennetleştirmeye çalışıyoruz
    çiviler çakarak
    özledim vatanımı..
    hangi vatanını?

  • Nihan Aydın
    Nihan Aydın

    neyin teleşındasın insan
    neyin suçlamacasında

  • Nihan Aydın
    Nihan Aydın

    eşiklerde
    ...
    aydınlıktaysa muhtemeldir ki
    aynı anda
    gölgede...

  • Soner Ardıç
    Soner Ardıç

    olabilecek ve akla gelebilecek herşey.

  • Nihan Aydın
    Nihan Aydın

    yetmiyorum
    yetişemiyorum
    yıpranıyorum

  • Sgünay
    Sgünay

    İnsan,yaratılan varlıkların en üstünü...Bunu yaşayabilenlere ne mutlu..

  • Sgünay
    Sgünay

    İnsan,yaratılan varlıkların en üstünü...Bunu yaşayabilenlere ne mutlu..

  • Yusuf Davut
    Yusuf Davut

    Alâ-yı illiyyîn'e de çıkabilir, esfelissâfilin'liğe de düşebilir..
    Kimler Alâ-yı illiyyîn'e çıkmış kesin birşey söyleyemem, ama bu forumlarda çok esfelissâfilîn gördüm...:(

  • Sultan Fatih Yağcı
    Sultan Fatih Yağcı

    anlamıyorum
    bir insan düşününki
    kendisine dini allah ı çağrıştıran herşeye düşman kesilsin..
    mutlaka geçmişi vardır bu olayın
    düşman olmak heleki dine
    pek kolay değil
    ama bu kadar mı dedirtiyorlar bazen..
    çocukluklarına inmek lazım böylelerinin
    çıkar birşeyler..

  • Dünya Yılmaz
    Dünya Yılmaz

    sıkıntı

  • Dünya Yılmaz
    Dünya Yılmaz

    susar
    konuşur
    yaşar
    gider

  • Atakan Kartaltepe
    Atakan Kartaltepe

    Ha İNSAN...ha NİSYAN...ha İSYAN...

  • Asdf Ghjk
    Asdf Ghjk

    'a dair hiçbirşey beni şaşırtmaz

  • Sultan Fatih Yağcı
    Sultan Fatih Yağcı

    insan niye salak der ki hiç tanımadığı bir insana?
    peki salak denilen
    allahta senin belanı versin
    dese ödeşirler mi acaba...

    insan neden ben ben ben derki acaba?
    başkalarının hayatları yaşantılarının bilgisi üzerine
    inşa edilen hayat kalitelimidir?

    ve insan
    bir deli insan
    gelir taş atar kuyuya kırk deli küser birbirine
    biri o taşı ben çıkaracam
    diğeri
    hayır oradan çıkartma buradan çıkart
    diğeri
    merdivenle çıkartalım
    diğeri iple çıkartalım
    falan filan...

    hani o taşı atan deli var ya
    geçmiştir karşıya kıs kıs gülüyordur hallerine diğer delilerin..
    eleman hazırlıklı gelmiş zaten..

  • Sultan Fatih Yağcı
    Sultan Fatih Yağcı

    İnsan anne rahminde en uzun kalan canlıdır.
    bunun gibi diğer canlıların aksine gelişimi en yavaş
    yani en uzun soluklu olan canlıdır.
    20 li yaşlar insanın olduğu yaşlar..
    ve gelişimini 20 senede tamamlayan bu insana aynı zamanda çok geniş bir perspektif vermiş yaradan.. insanın bu düşünme ve hükmetme genişliği gelişiminin yavaşlığından kaynaklanıyor belkide.
    sürekli büyümeye öğrenmeye programlanmış gibi sanki..
    hedef eşref-i mahlukat..

  • Sultan Fatih Yağcı
    Sultan Fatih Yağcı

    insanın eşrefi mahlukat olduğunu sözü herhanfi bir yazardan duyulmuş olabilir
    ama
    bu tanımlama
    insanı yaratan Allah'a aittir.
    O insanı eşref-i mahlukat olarak yaratmıştır.
    ve donatmıştır. Fakat insan kendisini yaratana nankörlük edip
    unuttuğu zaman
    işte o zaman esfel-i safiline doğru inmeye başlar.
    Esfel-i safilin 'aşağıların en aşağısı' demektirki
    bu da kur'ani bir tabirdir.

  • İbrahim Azar
    İbrahim Azar

    İsmet Özel'in dediği gibi eşref-i mahlukattır insan!

  • Erkan Esendağ
    Erkan Esendağ

    Başkalarının görmediği yerde neler yapıyorsak,yada yapmıyorsak okadar insanız vesselam

  • Kanikey Kansu
    Kanikey Kansu

    insanız...
    pek şerefli varlığız deyip
    övünmemiz haksız...
    atalarımız elma çaldı cenneten
    biz o hırsızların çocuklarıyız...

  • Serif
    Serif

    benim türüm..

  • Serif
    Serif

    insanım diye demiyoruum çok şeker canlılar. özellikle dişi olanlarıı...

  • Serif
    Serif

    nesli tükenecesi canlıular. amaa aksilikya her geçen gün artıyor.

  • Aslı Sibel
    Aslı Sibel

    insan...

    hayatı boyunca insan olmaya çalışır..

    ya başarır..
    ya ölür..

  • Bilhan Erden
    Bilhan Erden

    Yalnızlığımın düşmek gibi bir sorunu var. Görmek ise beni yalnızlığa itiyor. Ölmekse artık korkutmuyor.

    Sokaklarda kör ebe oynadığı yıllarda hiç sevmezdi ebe olmayı zira hep çelme takıp düşürürdü arkadaşları. Bu yüzden bir süre sonra kör ebe oynamayı bıraktı. Bir müddet oyuncu kartları biriktirip kağıt oynadı arkadaşlarıyla ama sonra bununda kendine bir şey kazandırmayacağını anladı. Çünkü her oyunu oynadığında yenilmesi gerekiyordu illaki, yoksa zaten yendiği çocuk dövüp elindeki kartları yinede alacaktı.

    Daha da büyüyüp orta okula geldiği dönemlerde, okul çıkışında okulun arkasında ki boş araziye uğramadan gitmez olmuştu eve. Her çıkışta iki kişi birbiriyle kıyasıya dövüşür, dövüş sonunda dayak atan göğsünü gere gere arkadaşlarını alır ve oradan uzaklaşır, dayak yiyen ise “ama son çaktığım yumruğu gördün dimi, acısını asıl eve gidince çekecek o” diye kendini teselli eder, arkadaşları da dayak yemiş ezik elemanı birde daşşak geçip sözleriyle döverlerdi. Eve gidince dayak yiyen çocuğun evde ağladığına emindi. Çünkü bir seferde kendisi dayak yemiş ve benzer sözlere mahsur kalıp evine gidince ağlamıştı.

    Lisede kızlardan ne kadar nefret etse de hiç bir ayrım yapmadan arzuluyordu hepsini. Nefreti zaten onun kızları arzulayıp da kızların hep en uyuz olduğu adamları arzulanmasındandı. Küloduna sakladığı sigarayı öğle molasında çıkarır bir sigara yakar o kızlardan birinin gelip ondan bir sigara istemesini bekler ve eğer alırda içmeye başlarsa bacak arasından çıkarıp verdiği sigarayı dudaklarının arasına gidişini izleyerek tahrik olacak ve bunu eve gidince banyoda kullanacaktı. Ama hiç ondan sigara istenmedi, belki külodunun içinde sakladığı için paketini, belki de kızların hep marlbora içmek gibi bir nedenleri olduğu için.

    Şimdi bir sebebten üniversiteyi terk etmiş, çalıştığı her iş adalet ve ahlak yoksunu işler olduğundan dolayı sürekli istifayı basmış, günün büyük bir kısmını evde çiftli koltuğunda, hemen önündeki sehpanın köşesinde tekel birasıyla yalnızlığını anlamak gibi bir nedene sahip olduğunu düşünerek, ve böyle daha mutlu olduğunu sanarak (belki de gerçekten öyleydi) geçiriyordu çoğunlukla. “Gördüklerim göreceklerimin teminatı” diye düşünürken aklına geldi oynadığı körebe oyunu. Düşündü ki insanlardan ilk o zaman nefret etmeye başladı. Birde şimdiyi düşündü değişen ne var diye. Ayağa kalktı ve bir bez parçasıyla gözlerini bağladı. Evin içinde kendi kendine körebe oynadı bir süre, önce bira şişesini sonra evde ki eşyaları teker teker bulmaya çalıştı, hiç zorlanmadan da bulabildi. Bi kaç sn durdu bir şeyler düşündü ve sonra kapıya yürüdü, merdivenlerden inip dış kapıyı açarak sokağa çıktı. Araba sesleri, çocuk sesleri duyuyor, insanların ona garip garip baktığını biliyor ama onun onları görememenin mutluluğunu yaşıyordu. Sokağın köşesindeki bakkala gitti. Bir samsun216 aldı ve hemen bir tanesini yakıp ağzına götürdü. Bakkal ona şaşkın şaşkın baksa da beklide şaşkınlığından dolayı hiçbir şey söylemedi. Ağır ağır ve dikkatlice yürüyerek bakkaldan dışarı çıktı göremediği halde gökyüzüne doğru baktı, küçük bir tebessümle birlikte kendi kendine şöyle dedi.


    “Evet. Hayatımın sonuna kadar böyle yaşayabilirim”.

    Yalnızlığımın düşmek gibi bir sorunu var. Görmek ise beni yalnızlığa itiyor. Ölmekse artık korkutmuyor.

  • Bilhan Erden
    Bilhan Erden

    aklı ve zekası bitirecek bizi