Çıplaklık: Çıplaklık, düşüncenin saf ve yalın halidir. Bedenin çıplaklığı ise düşüncenin kendisini kişide gösterdiği halidir. Ör: Beden yaşamasını sürdürebilmek için olması gereken durumda olmalıdır. Bu olmadığı anlarda beden bozulması ortaya çıkacaktır. Bedenin çekiciliği, cinselliği ve bunun gösterisi kişinin inancına göre düzenlenmiştir. Yani kişi kendi inancına göre nasıl isterse öyle yaşamalıdır. Başkasına saygı duyulmalıdır. Esas olan kişinin kendisini bulmasıdır. Tanrı ile olan ilişki ancak o kişiyi kapsar. Buna herhangi bir şekilde şu veya bu nedenle karışmak, Tanrı ile o kişinin arasına girmek demektir. Bu ise kendisini reddetmesi demektir. Şeytan işte budur. Üçüncü kişi budur. Bu yalnız bedenin cinsel çekiciliğinde değil tüm davranışlarda ve olaylarda bunun geçerliliğini görmemiz gerektirdiğidir. Ör: Evlilik kararında, iş tercihinde, ev, arabanın şekli, modeli, renk seçimi v.s. ‘lerde. Buna karışmak HAK’kın ihlalidir. HAK’ka saygısızlıktır. Ve bu şeytanlıktır. Görmemiz gereken tek şey insanın mutluluğudur. Seçim tercihi ise yalnız o insana verilmiştir. Bu HAK yalnız TANRI ile o insan arasındadır. Bu mutluluğu kendi çıkarına göre kullanamazsın(Her ne sebep olursa olsun) . Kullandığın an sen ŞEYTAN olursun. İşte mesele budur. (Çözülmesi ve bilinmesi gereken mesele budur) Attığın adımlar seni Sevgi’nin (Tanrı’nın) yoluna götürür veya Sevgi’nin (Tanrı’nın) yolundan uzaklaştırır. Bu davranışların farkında isen davranışlarına dikkat etmelisin. Etmezsen bile bile kendine zarar verirsin.(Kim kendisine bile bile zarar vermek ister) Davranışlarının farkında değilsen, öğren. Ödediğin veya ödeyeceğin bedel senin için hoş değil. Dertlerini ve sıkıntısını sen çekersin. Öğrenmemişsen; Öğrenene kadar bu olayları çeşitli şekillerde yaşarsın, ve bu hep karşına bir şekilde hep gelir. Ve bu olaylar senin en büyük dostundur. Onu veya onları saygı ve hoşgörü ile kucakla. Teşekkür et. Alacağın ders seni ileriye itekleyecektir (kendi yaşamında) . Anlamaya çalışmalısın. Ve bunun nedenini bulmalısın. Aksi durumda hep ayni döngüde kalırsın. Düşünce ne ise o’dur. Saf ve temizdir. Bunu örtmek, gizlemek kendini aldatmak demektir. Ör: Ev işi (Çamaşır yıkama,bulaşık yıkama, temizlik gibi) yapması gereken kişi, çeşitli mazaretleri öne sürerek o işi yapmaması, o işi ortadan kaldırmaz. Aksine o işin büyümesine neden olur. Sabah yıkanmayan bulaşık öğlene, öğlen yıkanmayan bulaşık akşama, akşama yıkanmayan bulaşık sabaha kalır. İşin daha güç olur. Ve her yönüyle zararı yine kendine olur. (Zamanını harcar,paranı harcar, emeğin fazlalaşır, rahatsız olursun, huzursuz olursun.Olay çok büyürse içinden çıkılmaz olur.) Olayları olduğu gibi kabul edip sorunları hızla çözüme kavuşturmak gerekir. Herkes kendi sorununu kendisi halletmeli, yardım istemesi gerektiği durumlarda yardımcının gönüllü hareketi gereklidir.Yardım zorla olmamalı içten olmalıdır. Ör: Bir evde bulaşık yıkama işini bulaşığı yıkayacak kişi çözmelidir. Başkasına devredemez. Yardım isterse yardım eden kendi gönül isteği ile yapmalıdır. Bu örnekte olduğu gibi yardım eden içten ve samimi olarak yardım etmiyorsa, bu düşüncenin gizlenmesi, örtülmesi olur ki, bu da kişinin kendi kendini aldatmış olmasını, ıkınarak, sıkılarak, istemeyerek iş yapmasını getirir ki, bu da kendi zamanını, kendi emeğini,kendi parasını hatta kendi sağlığını tehlikeye atması demektir. Bu yüzden düşüncenin kişide hem kendisine, hem de çevresine karşı saf ve temiz olması gerekir. Aksi halde ortaya çıkan zararı en fazla kendisi alır. Kubilay Öğütveren
çıplaklık ne desem
gözümüzün gördüğü heryerde var
biri birine bakar öbürüde öbürüne bakar
bu böyle devam eder
Çıplaklık:
Çıplaklık, düşüncenin saf ve yalın halidir.
Bedenin çıplaklığı ise düşüncenin kendisini kişide gösterdiği halidir.
Ör: Beden yaşamasını sürdürebilmek için olması gereken durumda olmalıdır. Bu olmadığı anlarda beden bozulması ortaya çıkacaktır.
Bedenin çekiciliği, cinselliği ve bunun gösterisi kişinin inancına göre düzenlenmiştir. Yani kişi kendi inancına göre nasıl isterse öyle yaşamalıdır. Başkasına saygı duyulmalıdır.
Esas olan kişinin kendisini bulmasıdır. Tanrı ile olan ilişki ancak o kişiyi kapsar. Buna herhangi bir şekilde şu veya bu nedenle karışmak, Tanrı ile o kişinin arasına girmek demektir. Bu ise kendisini reddetmesi demektir. Şeytan işte budur. Üçüncü kişi budur.
Bu yalnız bedenin cinsel çekiciliğinde değil tüm davranışlarda ve olaylarda bunun geçerliliğini görmemiz gerektirdiğidir.
Ör: Evlilik kararında, iş tercihinde, ev, arabanın şekli, modeli, renk seçimi v.s. ‘lerde. Buna karışmak HAK’kın ihlalidir. HAK’ka saygısızlıktır. Ve bu şeytanlıktır.
Görmemiz gereken tek şey insanın mutluluğudur. Seçim tercihi ise yalnız o insana verilmiştir. Bu HAK yalnız TANRI ile o insan arasındadır. Bu mutluluğu kendi çıkarına göre kullanamazsın(Her ne sebep olursa olsun) . Kullandığın an sen ŞEYTAN olursun. İşte mesele budur. (Çözülmesi ve bilinmesi gereken mesele budur)
Attığın adımlar seni Sevgi’nin (Tanrı’nın) yoluna götürür veya Sevgi’nin (Tanrı’nın) yolundan uzaklaştırır.
Bu davranışların farkında isen davranışlarına dikkat etmelisin. Etmezsen bile bile kendine zarar verirsin.(Kim kendisine bile bile zarar vermek ister)
Davranışlarının farkında değilsen, öğren. Ödediğin veya ödeyeceğin bedel senin için hoş değil. Dertlerini ve sıkıntısını sen çekersin.
Öğrenmemişsen; Öğrenene kadar bu olayları çeşitli şekillerde yaşarsın, ve bu hep karşına bir şekilde hep gelir.
Ve bu olaylar senin en büyük dostundur. Onu veya onları saygı ve hoşgörü ile kucakla. Teşekkür et. Alacağın ders seni ileriye itekleyecektir (kendi yaşamında) . Anlamaya çalışmalısın. Ve bunun nedenini bulmalısın. Aksi durumda hep ayni döngüde kalırsın.
Düşünce ne ise o’dur. Saf ve temizdir.
Bunu örtmek, gizlemek kendini aldatmak demektir.
Ör: Ev işi (Çamaşır yıkama,bulaşık yıkama, temizlik gibi) yapması gereken kişi, çeşitli mazaretleri öne sürerek o işi yapmaması, o işi ortadan kaldırmaz. Aksine o işin büyümesine neden olur. Sabah yıkanmayan bulaşık öğlene, öğlen yıkanmayan bulaşık akşama, akşama yıkanmayan bulaşık sabaha kalır. İşin daha güç olur. Ve her yönüyle zararı yine kendine olur. (Zamanını harcar,paranı harcar, emeğin fazlalaşır, rahatsız olursun, huzursuz olursun.Olay çok büyürse içinden çıkılmaz olur.)
Olayları olduğu gibi kabul edip sorunları hızla çözüme kavuşturmak gerekir.
Herkes kendi sorununu kendisi halletmeli, yardım istemesi gerektiği durumlarda yardımcının gönüllü hareketi gereklidir.Yardım zorla olmamalı içten olmalıdır.
Ör: Bir evde bulaşık yıkama işini bulaşığı yıkayacak kişi çözmelidir. Başkasına devredemez. Yardım isterse yardım eden kendi gönül isteği ile yapmalıdır.
Bu örnekte olduğu gibi yardım eden içten ve samimi olarak yardım etmiyorsa, bu düşüncenin gizlenmesi, örtülmesi olur ki, bu da kişinin kendi kendini aldatmış olmasını, ıkınarak, sıkılarak, istemeyerek iş yapmasını getirir ki, bu da kendi zamanını, kendi emeğini,kendi parasını hatta kendi sağlığını tehlikeye atması demektir.
Bu yüzden düşüncenin kişide hem kendisine, hem de çevresine karşı saf ve temiz olması gerekir. Aksi halde ortaya çıkan zararı en fazla kendisi alır.
Kubilay Öğütveren
Banyo yaparken ki halim :)
kadinlara yakisan kıyafet...
insanların genel olarak hoşuna gide ancak aşırılığında tiksindiren görüntü...
nü
Çevremce çıplaklığı sevdiğim için
- Sapık
- Edepsiz.. olarak nitelendirilsemde..
Bence çıplaklık doğallıktır..
medeniyet dediğiniz açmaksa bedeni
hayvan dedikleriniz sizden medeni! ! !
abartıldığında maymunluğu andıran.
bencede gerçeklerin üstü örtülmemeli...
dogarken ciplak doguyoz ama neden ciplak gezemiyoz! bence ciplaklik ozgurluk demek... sadece pilajda ciplak olmak gerekmezki...
duruma ve anlayışa göre rahatlatıcı ya da rahtsız edici durum.
Çıplaklık hakkında kalınca bir ansiklopedi görmüştüm bu konuda baya bir sayfa ayırmak gerekir...
püfür püfür pek hoş
son moda.
Ciplak olarak yaratilmadikmi? Garip olan ciplak olmak degil giyinik olmak aslinda.
Ne yalan söyleyim güzel kadınlara yakışıyor!