insanların gözlerinin içine bakmazsın ve gözlerini sürekli boşluğa kaçırırsın insanlarla konuşamzsın sanki bir duvar vardır arada insanların elini sıkamazsın eleştirilmekten aşırı kaygılanırsın insanlardan korkarsın dayak yemekten korkarsın ölmekten korkarsın hata yapmaktan korkarsın bir bayanla tanışmaktan kaçınırsın konuşamazsın aşırı heycanlanırsın kalp atışların hızlanır sesin kısılır vucudun titrer ve sen bunların anlaşılceğinden korkarsın hiç arkadaşın olamaz kız arkadaşın olmaz ve bu seni depresyona sürükler
aşırı endişeli kaygılı her an biri bana bakacak biri bana soru soracak diye aşırı gergin olmak biri bişey sorduğu ve baktığında göz bebeklerin büyür panik yaparsın rezil olma korkusu yaşarsın ortamdan kaçmak istersin kaçtığında yeniden doğmuş gibi olursun anenin babanın kardeşinin başına bişey gelmesinden korkarsın acayip şekilde kaygılanırsın kendi geleceğinden kaygılanırsın ve bu kaygılar yaşanmaz hale gelir izlenmekten korkarsın biri sana baktığında hareket edemezsin biri soru sorduğunda aklına bişey gelmez çok rezil olursun karşıtaraftan bu çok belirgin şekilde anlaşılır ve sen daha çok kaçarsın seni tanıyanlardan kaçarsın hastalığını söyliyemezsin utanırsın toplum içinde aşırı sıkıntılı gergin olursun sinirlisindir birden patlarsın birden sönersin ve bu hastalığın devamı bir çok hastalık daha çıkar bunlar olduğu için hayata küsersin hiç birşeye gülmez hiç bir şeyden zevk almazsın biri espiri yapar sen surat asarsın çalıştığın yerden çıkarılmaktan korktuğun için deli gibi çalışırsın bi hata yaparsan çok kafana takarsın patronlar ve otorite sahibi kişilerle hiç konuşmazsın kaçarsın insanlardan kaçarsın iş yaparken biri sana baktığında elin ayağın titrer yolda yürürken insanların sana baktığını düşünürsün adım atamazsın hareket etmekte zorlanırsın boş sokaklara kaçarsın bu hastalığının bilinmesinden korkarsın
Kişinin sebebini tam olarak ortaya koyamadığı iç sıkıntısı haline anksiyete (bunaltı) adı verilir.
Anksiyete psikiyatri uzmanına müracaat eden hastalar arasında en sık ve yaygın olarak görülen bir belirtidir. Genelleşmiş veya yaygın aksiyete bozukluğu olarak adlandırılabilecek hastalıkta kişi yaşadığı aksiyeteyi korku, endişe, dehşet, kaygı gibi terimlerle ifade edebileceği gibi, sürekli olarak tetikte bekleyiş gerginliği, bilinmeyen ve ayırt edilemeyen bir tehlike veya kötülük duygusu olarak da ifade edebilir.
Kisinin yasami boyunca anksiyete bozuklugu geçirme orani % 25 dolayindadir. Saglikli kisilerde korku ve kayginin nedeni bellidir.
Hastalik durumunda ise nedensiz korku ve kaygi duyulur. Bu duygulanımlara ilave olarak bazı hastalarda; başdönmesi, ağız kuruluğu, vücudu soğuk kaplaması, irkilme, huzursuzluk, titreme gibi belirtiler de olabilir. Bazen de tüm bunların bir karışımı olabilir. Fiziksel şikayetleri daha yoğun olan hastalar genelde kaygı, korku ve dehşet duygularını inkar ederler.
Hastalik yüksek bir oranda alkol ve uyusturucu madde kullanimi ile gitmektedir. Kisiler baslangiçta kaygilarini azaltmak için bu maddeleri kullanmakta, ancak sonra bunlar hastaligin gidisini daha kotu bir sekilde etkilemektedir.
Stresle baglantili baska hastaliklar (gastrit, irritabl kolon, gerilim tipi bas agrilari gibi) da buhastaliga eslik edebilmektedir.
Baska ruhsal hastaliklarla birlikte bulunma orani yüksektir (saplanti-zorlanti bozuklugu, depresyon,sosyal fobi,panik bozukluk gibi) . Bu hastaliklara ilerleyen dönemlerde dönüsebilme olasiligi bulunmaktadir.
Kisinin endiseleri nedeniyle çevresindekileri kisitlamasi sonrasinda ailesel ve mesleki sorunlar olusabilmekte,kisi sosyal ortamlardan uzaklasabilmekte ve ayriliklar,bosanmalar,eriskin-çocuk uyusmazliklari olusabilmektedir.
Endişe duyan, yaşadığı anksiyete belirtilerini ifade eden ve belirgin olarak sıkıntı çektiğini hissettiren hastalar bile altta yatan nedeni tam olarak ortaya koyamayabilirler.
Tedavi hekimin oyacağı anksiyete bozukluğunun alt tiplerine göre değişiklik gösterir. Tedavide mutlaka gerekli değilse ilaç kullanılmamalıdır. Genelde psikoterapi uygulanması daha iyi sonuç verebilir.
Tüm olup bitenlere, yaşama karşı nasıl sukunetli durabilirsiniz, özellikle gençken.
'yaşamak bir sanrı değilse öc alınmak gerektir.'
'öc alınmazsa çocuklar bile birden büyüyebilir.'
insanların gözlerinin içine bakmazsın ve gözlerini sürekli boşluğa kaçırırsın insanlarla konuşamzsın sanki bir duvar vardır arada insanların elini sıkamazsın eleştirilmekten aşırı kaygılanırsın insanlardan korkarsın dayak yemekten korkarsın ölmekten korkarsın hata yapmaktan korkarsın bir bayanla tanışmaktan kaçınırsın konuşamazsın aşırı heycanlanırsın kalp atışların hızlanır sesin kısılır vucudun titrer ve sen bunların anlaşılceğinden korkarsın hiç arkadaşın olamaz kız arkadaşın olmaz ve bu seni depresyona sürükler
aşırı endişeli kaygılı her an biri bana bakacak biri bana soru soracak diye aşırı gergin olmak biri bişey sorduğu ve baktığında göz bebeklerin büyür panik yaparsın rezil olma korkusu yaşarsın ortamdan kaçmak istersin kaçtığında yeniden doğmuş gibi olursun anenin babanın kardeşinin başına bişey gelmesinden korkarsın acayip şekilde kaygılanırsın kendi geleceğinden kaygılanırsın ve bu kaygılar yaşanmaz hale gelir izlenmekten korkarsın biri sana baktığında hareket edemezsin biri soru sorduğunda aklına bişey gelmez çok rezil olursun karşıtaraftan bu çok belirgin şekilde anlaşılır ve sen daha çok kaçarsın seni tanıyanlardan kaçarsın hastalığını söyliyemezsin utanırsın toplum içinde aşırı sıkıntılı gergin olursun sinirlisindir birden patlarsın birden sönersin ve bu hastalığın devamı bir çok hastalık daha çıkar bunlar olduğu için hayata küsersin hiç birşeye gülmez hiç bir şeyden zevk almazsın biri espiri yapar sen surat asarsın çalıştığın yerden çıkarılmaktan korktuğun için deli gibi çalışırsın bi hata yaparsan çok kafana takarsın patronlar ve otorite sahibi kişilerle hiç konuşmazsın kaçarsın insanlardan kaçarsın iş yaparken biri sana baktığında elin ayağın titrer yolda yürürken insanların sana baktığını düşünürsün adım atamazsın hareket etmekte zorlanırsın boş sokaklara kaçarsın bu hastalığının bilinmesinden korkarsın
ANKSİYETE ne demek
anlamı ne
anksiyete anlamı nedir?
hayattan zevk almayı engelleyen hastalık
daralma bunalma sıkıntı ve inanılmaz ölüm korkusu
bunaltı.
FIRTINA ÖNCESİ SESSİZLİK HİSSİ
ANKSİYETE
Kişinin sebebini tam olarak ortaya koyamadığı iç sıkıntısı haline anksiyete (bunaltı) adı verilir.
Anksiyete psikiyatri uzmanına müracaat eden hastalar arasında en sık ve yaygın olarak görülen bir belirtidir.
Genelleşmiş veya yaygın aksiyete bozukluğu olarak adlandırılabilecek hastalıkta kişi yaşadığı aksiyeteyi korku, endişe, dehşet, kaygı gibi terimlerle ifade edebileceği gibi, sürekli olarak tetikte bekleyiş gerginliği, bilinmeyen ve ayırt edilemeyen bir tehlike veya kötülük duygusu olarak da ifade edebilir.
Kisinin yasami boyunca anksiyete bozuklugu geçirme orani % 25 dolayindadir. Saglikli kisilerde korku ve kayginin nedeni bellidir.
Hastalik durumunda ise nedensiz korku ve kaygi duyulur. Bu duygulanımlara ilave olarak bazı hastalarda; başdönmesi, ağız kuruluğu, vücudu soğuk kaplaması, irkilme, huzursuzluk, titreme gibi belirtiler de olabilir. Bazen de tüm bunların bir karışımı olabilir. Fiziksel şikayetleri daha yoğun olan hastalar genelde kaygı, korku ve dehşet duygularını inkar ederler.
Hastalik yüksek bir oranda alkol ve uyusturucu madde kullanimi ile gitmektedir. Kisiler baslangiçta kaygilarini azaltmak için bu maddeleri kullanmakta, ancak sonra bunlar hastaligin gidisini daha kotu bir sekilde etkilemektedir.
Stresle baglantili baska hastaliklar (gastrit, irritabl kolon, gerilim tipi bas agrilari gibi) da buhastaliga eslik edebilmektedir.
Baska ruhsal hastaliklarla birlikte bulunma orani yüksektir (saplanti-zorlanti bozuklugu, depresyon,sosyal fobi,panik bozukluk gibi) . Bu hastaliklara ilerleyen dönemlerde dönüsebilme olasiligi bulunmaktadir.
Kisinin endiseleri nedeniyle çevresindekileri kisitlamasi sonrasinda ailesel ve mesleki sorunlar olusabilmekte,kisi sosyal ortamlardan uzaklasabilmekte ve ayriliklar,bosanmalar,eriskin-çocuk uyusmazliklari olusabilmektedir.
Ansiyete bozukluklari çesitlidir:
- Panik bozuklugu
- Yaygin anksiyete bozuklugu
- Sosyal fobi ve diger fobiler
- Obsesif kompulsif bozukluk
- Travma sonrasi stres bozuklugu
Endişe duyan, yaşadığı anksiyete belirtilerini ifade eden ve belirgin olarak sıkıntı çektiğini hissettiren hastalar bile altta yatan nedeni tam olarak ortaya koyamayabilirler.
Tedavi hekimin oyacağı anksiyete bozukluğunun alt tiplerine göre değişiklik gösterir. Tedavide mutlaka gerekli değilse ilaç kullanılmamalıdır. Genelde psikoterapi uygulanması daha iyi sonuç verebilir.