sıra sıra bulutları kovalayan rüzgarı
soğuk bir sonbahar göğü çizdim
çünkü hayat sonbahardan ibaret
hiç kullanılmamış biçimde
içim sımsıcak
içim kıpır kıpır
içim lale tarlası
içim faslı gül…
fi tarihinden miras bir hastane
epey zamandır inme inmiş gibi kıpırtısız
ne kadar da olanaksız görünüyor
olabildiğince virane
sakin ve sessiz geçti son yıllarım
anladım ki ilk yolculuk
kendi dahilinde olmalı
yakın gözüken menziller
ne kadar uzakmış meğer
nice yürüyüşler bitti
elisa
dağ yamaçlarıma tatlı ürpertiler bıraktın
içten içe tutuşan
uzak şafakların közüne serpilen gecesin sen
mehtapta tenimi okşayan rüzgar
acılar değiyor körpelere,
dokunuyor, acıtıyor
sitemkar yaban soğuğunun nefesi
coğrafyalar dolaşıyor
doğu batı kuzey güney
sobamızın kül attığı günlerde
buğusuna vurulmuştuk istanbulun
öfkemizin şimşeklere dönüştüğü günlerde
İstanbul sokaklarında üşüyen
çocuklar gibiydik
sus meryem
pasif bir susma olmasın susuşun
kim ne söylerse söylesin
sen sus
sadece konuşmanın
idrakimin bütün tanımlarında sen varsın
hatıra arşivimde her ne varsa
hep senden
her yeni duygu sana dönüşüyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!