parça pürçük her şey
en-boy-derinlik, zaman-mekan
her isim, her kelime, her resim
sıfır hacim-sonsuz kütle,
sonsuzluk sırrında gizli
sıra sıra bulutları kovalayan rüzgarı
soğuk bir sonbahar göğü çizdim
çünkü hayat sonbahardan ibaret
nasıl konuşacağımı
hangi biçimde neyi anlatacağımı biliyorum
hiç kullanılmamış olsa da hangi kelimeleri
fi tarihinden miras bir hastane odası
epey zamandır inme inmiş gibi kıpırtısız,
ne kadar da olanaksız görünüyor
alabildiğince hüzün verici
sakin bir derviş gibi geçti yıllarım
anladım ki ilk yolculuk kendi içinde olmalı
yakın gözüken menziller ne kadar uzakmış meğer
badirelerle dolu ne yürüyüşler bitti
saçlarımda ki beyazlığı hesaba katmazsak eğer
dağ yamaçlarına tatlı ürpertiler bırakandır O
içten içe tutuşan uzak şafakların közüne serpilen gecedir O
yumuşacık mehtaplarda suların tenini okşayandır
ümitli yakarışları süt beyaz ışığıyla besleyendir
acılar değiyor körpelere,
dokunuyor, acıtıyor
sitemkar yaban soğuğunun nefesi
coğrafyalar dolaşıyor
doğu batı kuzey güney
sobamızın kül attığı günlerde
buğusuna vurulmuştuk istanbulun
öfkemizden şimşekler yarattığımız günlerde
sokaklarında üşüyen çocuklar gibiydik
meryem sessiz…
meryem suskun
sus meryem
pasif bir susma olmasın susuşun
kim ne söylerse söylesin sen sus
idrakimin bütün tanımlarında sen varsın
hatıra arşivimde her ne varsa hep senden
her yeni duygu sana dönüşüyor
senle ilintisiz her ne varsa
başıboş bir şekilde akıp gidiyor benliğimden leyla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!