Ölü bir toprak gibiyim,
Hayalin canlandırır beni.
Düşlerimde olsan da kal,
Sevmek ile sevinmek arasındayım.
Bir el dokunur bedenime,
Sustuğum her kelime
bir gölge gibi düştü önümde,
ama bu kez kaçmadım
üzerinden geçtim yavaşça,
kendi izlerimi tanıyarak.
İyileşmez yaralar açma ruhumda,
bırak, yıldız da doğsun, ay da;
bana ölümü anlat
bilirim, cennet de cehennem de
aynı toprağın altında.
Artık adını anmıyorum sesli
Ama içimde hâlâ yürüyorsun
Her sabah aynı yoklukla uyanıp
Sensizliğe yeniden doğuyorum
Zaman, eskisi gibi yakmıyor
Yürümeyi bıraktım artık
çünkü yol,
içimde yürüyordu.
Sessizliğe selam verdim
bir dost gibi,
Adını anmak bile incitiyor zamanı.
Bir çiçeği kurutmak gibi sevdayı,
Yavaşça, usulca kabulleniyorum olanı.
Kırıldım evet,
Ama her cam parçası kendine gökyüzü bulurmuş.
Yitip giden zamanın içinde,
bir şey kaldıysa eğer,
o da aşk…
Bir iz gibi,
silinmeyen,
susmayan.
Gitti sandık…
sustu sandık…
ama aşk,
ne gidişi tanıdı,
ne de suskunluğu.
Yanılttı beni suretlerin gülü,
Her bakış bir kıvılcım,
Her söz bir yangındı sanki.
Sandım ki aşk, bir tende saklı,
Oysa ten fanidir, aşksa ezelî…
Sevmenin ilk hâli,
bir yangındı.
Tutkuydu adı,
ellerinle tutamadığın bir ateş gibi.
Sonra anladım:



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!