Ben sustum önce…
Çünkü kelimeler yetmiyordu sana anlatmaya.
Yorulmuştum kırmadan sevmeye,
Ve sevdiğimi kırmadan susmaya çekildim.
Gittim belki,
Her sabah yeniden doğar umutlar,
Elleriyle siler karanlığı zaman.
Kırık dökük anıları saklar içimde,
Yeniden yeşerir hayat baharı.
Kelimeler usulca dokunur yüreğe,
Sustum uzun uzun…
Kelimesi bitti içimin,
Bir mevsim boyu göğsümde taş gibi
Taşıdım seni.
Ama şimdi
Gecelerden geçtim,
Susmaların içinden yürüdüm.
İçime gömülen o eski ben,
Artık suskun değil, uyanıyor
Gün ışığını özleyen bir çocuk gibi.
Karanlık sandığım yer
meğer toprağın ta kendisiymiş.
Orada çürüttüm
eski seslerimi, eski hâllerimi.
Hiçbir ışık gelmedi dışarıdan.
Ama şimdi,
Adını andığımda içim yanmıyor mesela.
Yavaş yavaş kabulleniyorum:
Bazen en çok sevdiğin,
Yalnızca bir dersti ruhuna.
Artık korkmuyorum
kendimle baş başa kalmaktan.
Çünkü en çok
orada öğrendim
nasıl ayağa kalkılır
düşmeden önce.
gökyüzü hâlâ aynıydı
ama ben artık başka bir gözle bakıyordum
ağaçlar konuşmuyordu
ama sustukları yerden duyuyordum hepsini
rüzgârı izlemeye başladım
Bir zamanlar sustuğum yerden
şimdi bir kelime yeşeriyor,
gölgesinden utanmayan
bir cümle gibi çıkıyor ortaya.
Yaralar konuşmaz, bilirim,
Şimdi böyle hüzünlü halime bakma,
ansızın bir tohum gibi uyanırım sessizliğin içinden.
Geceden kalan son çiğ tanesi,
umut olur, düşer yüreğinin karanlığına.
Köklerimde hâlâ sen varsın



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!