Çocuk sordu annesine:
Sen besler, büyütürsün,
Ninni söyler, uyutursun...
Ya baba dediğim bu adam,
Neden gelir gider evimize?
Sabah gözümü açtığımda
Annemin gülüşü düşer odama.
Ellerimden tutar babam,
Yeni bir gün başlar onun adımlarıyla.
Kardeşim gülünce ev şenlenir,
Ne hatıraların silinir,
Ne de beraber dinlediğimiz şarkılar eskir.
Sadece zaman geçer,
Hayalinle dolu bir gecenin içinde.
Bir yaprak gibi solsa da yüzün, ne olur!
Köy kokuyor aklımda.
Göçmen kuşlar gibi düşüyorum yollara…
Tarlalarda mısır biçen köy kadınları,
Ham töngel, yorgun güneş…
Köy kokuyor aklımda.
Sokaklar sarıya çalıyor yine,
Akşam güneşi duvarlara yaslanmış.
Bir gölge yürüyor yavaşça kaldırımdan,
Tanıdık değil belki ama içimde bir yere yakın…
Pencerelerden sarkan sessizlikler var,
İçimde kıpırdayan bir sızı var,
Bir umut, doğar yavaşça… akşam yıldızı gibi.
Ama her defasında
Kaybolur düşler tarlasında,
Suskun bir gecenin içine gömülür sessizce.
"Nerdesin Anne?"
Ya umutlarım ne olacak şimdi,
bir avuç soluk hatırada savrulurken çocukluğum?
Son bakışın mıydı o,
gözlerindeki titrek kıpırdayış?
Sabahın köründeyim,
Geceyi biri yağmur yıkamış,
Şubat soğuğunun ayazındayım,
Evine meyhane kokusu götüren adamın bakışı ürkütüyor beni.
Darmadağınık zihnim çöp dolmuş,
Kimsesizliğe yürüdüğüm yollar ıslanmış.
Konuşmak istedim,
ama her harf
boğazımda bir düğüm gibi asılı kaldı.
Kime anlatsam
ya acele etti
ya da hiç kalmadı...
Anlatsana, içine döktüğün hüzünleri;
Ağıt ağıt dövünür dururdun.
Gece unutulur diye sakladığın burukluğun geçti mi?
Sabah oldu, yine soramadık.
Anlatsana, içine attığın acıları;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!