Hali yoluna koyalım derken
Hali yolundan hepten şaşırtıp
Çöküp oturuyor kendi kucağının dibine eriyip çözülen mum beyza...
Beyni siyahi algılara zindan işleyen bulandırılmışlıklarla
Bilinci köreltik, zihni yorgun, hayali aşınmış
Kabus elbiseli
Mahkeme mi kaybettiniz?
Ufak iştir
Mal maşa mülke varınca ve mak-mülklenmeden başka
Hiç bir şey ile akıl gönül eğlendirip eğleşmediğiniz
Aybettiniz öyleyse
Aybettiniz
Bahar alemler..
Dişil ve taptazeleri yadeden
Içten gelen gülmeler nedir,
Öğretir gibi düzgünce
Var ya papatya cinsi, karanfillli güllü bilmem neler
Bilmem nelerden
Hemen bütün herkes
Kafasında insan payı hakkıyla çatlak
Unutkanlara özürlü, hayallere çocuk
Düşüncelere dağınık, hal ve hareketlerinde
Üstü başı açık kusurların sahibiyken
Simit tüccarlığından ille trilyoner olunur
Takatinden düşü düşüveren sonbaharın
Her devrilen çilpisinde ismi portakal sarısına söylenen göçmenlik
Biraz....
Ala-bulaya karışır gibi derbederliğirenk körlüğü padişahlığının
Neyyse.....
Oralardan gücünü alıveriyor rüzgar, deeeee dağların tepelerine uzağa
Kendi yarasının kendi tabibi lokmanı olan kalbimle
Yine böyle oturmuş sohbet muhabbet
Trım...dada dada
Tım dılılıdılılılı tım dak...!
Neymiş anladın mı diyorum...
Ağzın yanmıyor mu...diyor...
İnsan arınabileceği kaynakların yolunu da ilini de bildikce
Eli değidikce insanın herbirşeyden çok kendine,
Aklı gönlü yattıkca kenndine insanın
Arınıp durulanabileceği yaşam kaynaklarına sevgi yurdunu yakın edip
Küçük kusurlardır arada...
İnsan giderken gelirken yolunda toza ve toprağa
Sıkı bir yağmurdan sonra
Sokakları boşalmış hayat kıyılarından
Kanatlarına sokulduğu dallarda ağırlaşmış serçeler
Usul usul ışığın belirdiği ağartılara delirmiş bir çocukcası
İçinde sitilinden yaprağına kadar sarıldıkları sağnağın
Suluboyasından sızıp tıpkı kaybolmuş bir yolu
Yaptığın
Yani harabına harabına harap...
Arada bir iyilikmiş kattığın
Bir iki kelimelik laf hakkımı kullanacak olursam
Öğretmenler günü filan dediydik ahalice birkaçgünevvel
Modadır
Sana sunulacak olan dünya güzeli gülleri bekleme boşta
Bulduysan dağ laleleri de güzel, toprağına bağlandığın baharlığı henüz solmadan
Bulduysan kekikler de güzel, ellerine sıvanmış kınalarıyla dağların
Sökülürken sisliyse bile şafaklar senindir gün güzel
Bekleme güneşi kendini uzaklara koyan boşlukta, yağmurlu yamaçlarda güzel çimde
Hırçın dalgalar da güzel gemileri bekleme koynun kadar sana sarılan koyakta




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!