Ya...
Cami ve cemi ve cemiyet ve cem...ve meclisi mescit...
İblis kılığındakiler basar ben imamım..hükümdarım..hakanım derse?
Fırsat elde fırsat
Gözdoymaz çalıntılardan elde edilen Hırs-ızlık- küpünden çıkarak cin min
Bir kaç cüzlük ansiklopedik aristokluklarla
Bitmesi heran yakın zaman kıyısında
Korunaksız kalan hesapsızca çoğalmalar
Binlerce çöküntünün pembelerinden
Kırık hayel döküntülerini
Kendi ayaklarının dolaşıklarında esen
Rüzgarların avuçlarına bırakan
Yalnızca toplu tertip
Trampetler zırıldatacak olsaydı müzik
Hiç doğmazdı saz
Hiç elini sürmezdi kendine tambur
Hiç omzuna yaslanmazdı incelerini keman....
Önümüz cenaze sonumuz cenaze
Gide gide halden bir halolan gönül sızım
Ayvanar çiçekleri toplar bazı yazın, bazı güzün...
Şurdan geçerken herhangi bir deminde kendini bana yetiştirip
Yükündeki kervanları ileten zamana
Hırçın dalgalar kayıklanır telli pullu postalardan mayilim
Aşka gide gide hem söylenir
İnsanlar iki gönül bir olmaktan bıkıp
Kapı aralığında kalan sıkışmışlıklarıyla
Tıka basalanan ışıksız
Küflü ve karalık bir koridoru hız artırarak
Birbirine vakitleri yoksa
Eksik olan şık yazılı mezar taşlarıdır orada
Degmiş demekki hangi parayla demeden
Yeminsiz, er sözüyle
derman uyandırıp
Kabulü caiz etmiş demekki Aşki çare
Ne diyebilir doçent, yüksek doktor ne diyebilir amman be amman..!
Dört acmışta gözünü,
Tutamladığı sıcak avuçlarındaki soğumaya bırakılmış toprağı
Atıştırıyor yağmur sağnak hallere, iklime dair bahar yerlere
Bir işe yarıyor bu sayede sırılsıklam olmakla tasalara düşen yaygı
Bulut bir işe yarıyor
Gül hayaline kendine can saran kimi sızılar dikende
İlmekteki bağ bir işe yarıyor hatırlamaktan gayeli çözgüsüz
Bu mavi sandığın su damlası
Tren binince camda üşüyen soğuğa kalacak
Diyeceğin neyse de gayrı
Yağmuru bekliyor bu yolculuk
Diyeceğin neyse söyle ve kurtul
Raydan aşmış
Eğer karşılara geçersen
Dünya ölümlü günse akşamlı diyerek karşılara karşı
Küme küme başında toplanan bulutlarla için dışın felaket
Tepeden tırnağa süsen susam karmakarışık
Eğer karşılara geçersen seyri belirsiz rüzgarların
Sürgünlüğüne can yetiştirdiğin düşkırıkları peşinden
Kırılmaz bir paslı zincirin halkası değil
Geldiysen gönül kapısıdır
Eşiğine gölge düşürdüğün
Gölgen geldiyse
Sen de yakınlarda bir yerde olmalısın
Sadece bir lokma cesaret,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!