Takatinden düşü düşüveren sonbaharın
Her devrilen çilpisinde ismi portakal sarısına söylenen göçmenlik
Biraz....
Ala-bulaya karışır gibi derbederliğirenk körlüğü padişahlığının
Neyyse.....
Oralardan gücünü alıveriyor rüzgar, deeeee dağların tepelerine uzağa
Kendi yarasının kendi tabibi lokmanı olan kalbimle
Yine böyle oturmuş sohbet muhabbet
Trım...dada dada
Tım dılılıdılılılı tım dak...!
Neymiş anladın mı diyorum...
Ağzın yanmıyor mu...diyor...
İnsan arınabileceği kaynakların yolunu da ilini de bildikce
Eli değidikce insanın herbirşeyden çok kendine,
Aklı gönlü yattıkca kenndine insanın
Arınıp durulanabileceği yaşam kaynaklarına sevgi yurdunu yakın edip
Küçük kusurlardır arada...
İnsan giderken gelirken yolunda toza ve toprağa
Sıkı bir yağmurdan sonra
Sokakları boşalmış hayat kıyılarından
Kanatlarına sokulduğu dallarda ağırlaşmış serçeler
Usul usul ışığın belirdiği ağartılara delirmiş bir çocukcası
İçinde sitilinden yaprağına kadar sarıldıkları sağnağın
Suluboyasından sızıp tıpkı kaybolmuş bir yolu
Yaptığın
Yani harabına harabına harap...
Arada bir iyilikmiş kattığın
Bir iki kelimelik laf hakkımı kullanacak olursam
Öğretmenler günü filan dediydik ahalice birkaçgünevvel
Modadır
Sana sunulacak olan dünya güzeli gülleri bekleme boşta
Bulduysan dağ laleleri de güzel, toprağına bağlandığın baharlığı henüz solmadan
Bulduysan kekikler de güzel, ellerine sıvanmış kınalarıyla dağların
Sökülürken sisliyse bile şafaklar senindir gün güzel
Bekleme güneşi kendini uzaklara koyan boşlukta, yağmurlu yamaçlarda güzel çimde
Hırçın dalgalar da güzel gemileri bekleme koynun kadar sana sarılan koyakta
İşte geldik işte gitmekteyiz dünyasıysa şura
Çığlığını duyup anlamakla seni sana veren çocukluğun
Yürüyünce...Hatırlar mısın? Yürüyünce..
Yürüyünce dahaları anlayacaksın ki;
Ağaçla, toprakla suyla,
çağla çiğdem ve her bir sevgili
Böyledir şu garip halleri yaşamın
Rüzgarın sırtına at biner gibi insanın gönlü ordan oraya
Bir zaman olur
Yeri göğü birbirine katan bozgun alazı silen süpüren
Bir zaman olur
Sever,
Şu berbat şey
Kuru yerlerde yatmak pahası da olsa kırağıdan döşekte
Yapmışsam eğer ateşler içinde ne yandığıma delildir
Ama şu berbat şey ki biri gider
Durur biri
Biri titrer
Neydim ben..
Ben neydim, neydim ben neydim...?
Kim gönderdiydi beni bu bilmediğim insansız dağa
Ne olacaktım, ne alacaktım...nemi satacaktım..?
Şaştımıydı böyle alnında bir karış kirli düş
Ve düşünce karmakarışık kırış kırışıklarıla




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!