Sever büyütür eli yatkınlığın gönül bağından
Verilmiş el kadar toprağı olsun yeter ki aşk diyerek
Aşığa yeter ki,
Hirki de öğrenecektir, harmanı da, değirmeni de
Başta bir kere pervanesinde el verip sele suya ve yele
Gün bir yandan, yağmur bir yandan sözü aşktan dinleyen
Yok mudur hergün kurulmuş ahenginden pare pare dökülen
Ahdından geçmiş bir güz vaktinin
Gelsin artık
Alsın da götürsün dileklerine kırık kırpık çaresiz
Başka yolu yokmuş gibi yüzyıllarını kötürüm günlerine bölüşüp
Eğer günü gününe yeşillenerek yosunlaşan
Sevgileri anababalanırken kalbe
Sürüler
Nasıl ve nerden bilirse yaylım sofralarını hangi dem baldır,
Hangisi zehir
Kuşlar nereden bilirse uğrun uğrun çektiği çöten,
Hangisi tutunacak daldır yuvaya, hangisi kolkanatkıran kahır
Kapakları açılınca yağmurun
İki lapa kar düşünce yollara, güneş kızınca
Su yürüyünce toprağa, rüzgar duldasını çekince ıssızdan
Biliyoruz artık ettiğine edeceğine ve doğduğuna doğacağına
Gün
Kendi bin pişman...
Son güz sırtlarından sürgünlerini sökülürken göçmenlik
Açık ayaz, bağıraçık firar, sürgüsüz...
Hala gönlü dünyasından geçmedik kamelya
Rüzgarla sarmaşık
Bulutla kül bulanığı gözyaşlarında ırlanırlan
Baktım kimsin necisinden bir öksüz
Çıkar gelir de,
Sen bana kendinden
Camsız perdesiz seyranlar dolusu ıslıklaşır
Anlaşır olmuştan pürkandil
Çoktuk çok..yanacağı türkülere döşünü seren kilimler gibi
Herşeyin eğer eli değmişse iki katı olarak
Güneş güne
Günçiçekleri güneşe çavarmış baygın
Niyeti dalında demlenmek üzere
Ettiği yemini yemin
Bahar alacaları gayesiyle yazlara
Omuzları silkelenmiş rüzgarları esip de yaprak yaprak
Değişiyor sanki dağ dağa
Tutkun ir alışverişin nefes nefesiyle yokuşta yamaçta rüzgar
Bütün beyazlıklarını geceye bırakan günertesi gibi siyahkara is ve duman
Aklında bir kayıp var...kimbilir hangi zamana hangi zaman..?
Biçilmiş taze otlardan karpuz kokusunu andırır bir kimya dolaşmakta saklıca
Bir sandık kendi kendini açılıp saçılmakta saklıca
Yerine göre
Duruma göre de diyebilirsiniz siz buna
Gelmeyen her tren tehirli sıvışık
Üstünden geçen her yol ihtaca muhtaca ters takla
Yerine göre kendinden evvel gelen her vakit zamansız..
Duruma göreyse yapa yalnızlığınız sizin başınıza bela
Tek tek parakende ve toptan
Tıkır tıkır işleyen aklı insanı ayakta uyutmak makinalaşmalar mekaniğinden
Etraflıca derli
Nufusluca toplu
Çarpık hesapların herzaman darmadağın olmuş sosyal çürümeleri eldesiyle
Beton gibi duvar yüzlü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!