İçimden gelmeyenlere giden
Ayaklarıma prangalar taktım,
Ellerime kelepçe,
Dilimi dudaklarıma diktim.
En büyük cezayı da
Kulağıma astıklarıma verdim.
İyiyim diyorum; çünkü derdim derdi değil biliyorum...
Dönüp dolaşıp yine kendi sırtına yaslanırsın...
Beni hep yüzeysel insanlar yordu...
Yüreğimi avutamıyorum.
Ninniler bırak rüyalarıma
Dilinden olsun, elinden olsun.
İzini sürüyorum
Gözlerimi her kapadığımda...
Bir sızı geçip gidiyor içimden
Yüreğimden sırtıma yol bulmuş.
Sen gözlerini kapattın ya sonsuza
Benim uykuyla aram bir daha düzelmedi,
Düzelmeyecek de..
Kaç acıya kefenlendin?
Yıldızlar vakitsiz inmiş saçlarına.
Yüzünde asırlık hüzün.
Cümlelerinin beli bükülmüş
Mecali yok
Dudaklarından dökülmeye.
Beyaz bir kundaktayım;
Yıldızlardan süt sağıyor gözlerim.
Kadehte hüzün.
Sesi yok ağıdımın.
Zulada toz tuttu dile getiremediklerim.
Ninniler yaprak dökümünde
Kadın rüzgar çiçeği
Kendinin göz bebeği
Hüzünlüdür belleği
Dinlenir gülüşünde
Kadın kuş cıvıltısı
Sen hep kuşlardandın
Canının penceresi de mi açıktı.
Bebekliğinde, çocukluğunda
Tenini mutlulukla yıkadığım
Yirmi iki yaşında kalışınla
Bu dünya kalp taşınacak yer değilmiş...
Ne çok öldük kahrımızdan...
Gurbette düşmek yerlerde kalmakmış
Ellerimden kendi ellerim tuttu.
Sen yanımda olsaydın anneciğim
Ben bu kadar çok kan kaybetmezdim hep.
Dünyada kimsen yok mu denilmesi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!