Kalbimiz ellerindeydi
Elbette kıymetimizi bilmeyeceklerdi.
Nitekim öyle de oldu.
Çiçekler taşınıyor mezarlıklara.
İlla
Dünya araya girince mi bilinir kıymet?
Dünyaya her sığamadığımda
Kalbimin dikişleri atıyor
İğne iplik elimden düşmüyor
Kuş omzumda kandan dal çekiyor
Bir yığın düşünce var masada
Kalbi uzak olana yakın durmuyorum!..
Kalbi uzak olana yolundan dönme; yorulursun...
İçimden gele gele gülmeyi bilmeseydim
Hüzün yağmuru altında çürüyüp giderdim
Sınav ilahi aşka hazinem demeseydim
Tüm cephelerden kalbi çiğ olarak dönerdim
Sırtıma biriken karları kürümeseydim
Penceremde
Yolumu bekleyen kuşlarım var;
Çünkü kalbim onlardan sorumlu...
Annemin gözyaşı
Göğsüme akardı.
Sonra
Tırnak uçlarıma kadar
Bir acı sızardı...
Sonra
Gülüşüm yalancı yaz;
İçim kış kıyamet.
Hasretin soğuk yangın;
Küle dönmekten yoruldum.
Gök yüzüne kanat açtım.
Gözlerinin kapısındayım
Küçükken olduğu gibi
Gidip kiraz ağacımızın en tepesine
Ya da ceviz ağacımızın en tepesine çıkıp
Bak anne kuş oldum diye bağırmak istiyorum.
Lakin ne annem kaldı
Ne kiraz ağacımız
İçimize bir boşluk çöktü
Çıkamıyoruz duygularımızın enkazı altından.
Sanki bütün kuşlar ölmüş.
Pencere önleri yere düşmüş.
Kapılar toprağa kilitli.
Çilingirlerin gözyaşları çaresizliklerinden.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!