Yanlışa koşan doğrusuna kaplumbağadır
Doğruya şahlanmak nefsini dizginlemektir
Yanlışa fikri sabitle düz yol da aşılmaz
Utanmayı bilmeyenle asla baş edilmez
Tek cümlelik insanlardan
Çok cümlelik yorgunluklarımız var;
Anlatmaya kalsak,
Dinlenmeye
Saatte daha çok var geçecek.
Ellerinde güllerle gelenlerden
Bakmayın siz benim çocuk görünüşüme
Dışımdaki benden kat kat büyüğüm.
Günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları
Ani bir haberle çarptı yaşıma.
Otuz yılı acı bir haberle doldurdum...
Evde, üç çocuk, bir eş...Ben baba yaşındayım.
İnsanlığın yüreğinden düşürüldüğü
Milyonlarca parçalarından biriyim.
Köşe başlarına sıçrayan ruhunun
Semadaki can çekişen haliyim.
Bedenimde feryat eden insanlığı
Ağlatamıyorum artık gözlerimde.
İçimize saklanıyoruz yakından
Çoktan gitmişiz uzaklara
Dalıp gitmek değil bu
Dönmeyi istememek
Ne çok hoşça kal sığdırdık yanı başımıza
Enkazın üstündeki çocuk, toprağı elleriyle kazıyarak ailesini arıyor; arada kulak veriyor ses geliyor mu diye.
O görüntü karşısında birden öyle çok öldüm ki...
İnsan oğlu anlamaz!
Kaybetmeden,
Ona ait bir şeyin olmadığını..
Ne yaparsan yap
Kendini aşmayan insan
Döner dolaşır başa sararmış...
Hep aklım haklı çıkıyor.
Oysa ben gönlümün, yüreğimin haklı çıkmasını istemiştim.
Olsun.
Biz küçükken türküler söylerdik damlarda
Kurusıkı kavgalar yapardık beş dakikalığına
Bilyelerimiz kayısı çekirdeğiydi
Sonra biz kayısı çekirdeklerini biriktirip satardık
Gofret ve somun ekmek almak için.
Yaramazlık yapmışsak yüzümüz kızarır,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!