Hayat renkli bir merdivendir
Düşler içinde düşe kalka çıktığımız.
Her insanı bir kıvılcım takip eder.
Garip bir telaş tutuyor ellerimden.
Ben yine de oturup kalsam;
Soluksuz dinlensem ağaç gölgesinde.
İstanbul'a yağmur yağıyor
Toprak ve yağmur kokusu
Resmin olup ciğerlerime işliyor
Adın dilime birikiyor.
Kollarımı üst üste bırakmışım
Sokağımızdaki çınar ağacının dalları
Bakışlarıma sarılan kollarındı
Her bir yaprağına yüzünü resmederdim
Resimlerin sana albüm gönlüme düşerdi
Tüm evlerin pencerelerini gözlerin bilirdim
Gül dökmüş yine yollarıma
Dikenlerini kıra kıra
Bir şiir ki aşka nirvana
Oysa onu tanımıyorum
Merhem uzatıyor yarama
''Eleğin sık.'' derdi annem, ince fikirli olduğum için.
O da bir şey mi?
Ben onu kaybettiğimde rendeden geçtim...
Ömrünün kordan sınavlarına
Ciğerinin alev almasına
Küllerinden güle uyanmana
Buluta dolup koşandır şiir
Ağaçlar mı dökülür hep.
İnsanlar da dökülür kirpiklerinden avuç içlerine.
Kimine manasızdır artık ömre gelecek bahar.
Bedenden ruha geçmek diye bir şey daha var.
İnsan mevsimini asıl burada arar.
Öyle bir mevsim ki
Biliyorum
Senden yana
Son nefesimeze kadar
Gözlerimiz nemli bakacak dünyaya.
Bi' köşeye çekildiğimizde
Bayım, ruhundan çok uzaklardasın
Bilgi deryasında boğulmaktasın
İmdat! Kıyına çıkmak zorundasın
Bilgeliğinin kalesi ununda
Çıkar dünyayı arandan, yarından




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!