Keşke gelebilseydin
Kırık dökük de olsa zaman ve içim
Kırk sevinçli gülüşle yamardık biz onu
Ne çıkar, sular kesilmiş, ekmek bitmiş
Hiçbiri seni beklemek gibi değil ki
Ah gelebilseydin
Ve bir yangın daha çıkıyor yüreğimde
Büyüyor sensizlik git gide
Nasıl söndürür ki bu çığlığı gözyaşı
Yine de ağlıyorum iki gözü iki çeşme ikimize...
Kaçışlarım bile beni sana yakalıyor
Söz konusu sen olunca evlat;
Bu sabır,
Ne pahalı bir mülkmüş;
Yüreğimin gücü yetmiyor.
Dayanmak ne mümkün yoksunluğuna.
Sanki ben değilim
Senin o yüreğine cümleler eker,
Şiirler biçerim öpe öpe.
Feyz alsın zenginliğin züppeliği,
Fakirliği darağacına asan hallerinden.
Kafam esti bak yine!
Salıncak kapmaca oynamalıyım.
Ben senin yüreğine sahura kalktım
Gözlerimi kapatığımda iftar açacağım.
Anla
Zamanla değişir her şey.
Kırılır, dökülür, iyileşirsin.
Hiçbir şey yerli yerinde durmaz.
Gelecekler yoldadır
Gideceklerin yerine.
Kırılan cana doldurulan umut boşunaymış.
Ellerim boş dönüyorum ömrüme.
Olmuyor usta!
Olmuyor.
Sanırım ben bu defa yaşamayı öğrenemeyeceğim.
Ve bu acıya dayanmaya hep çırak kalacağım...
Kirpiklerime konan kuşları
Sana uçuruyorum
Mektup mektup hasretle.
Cevabını rüyalarımda yaz.
Yerden çok, göğe bakıyorum
Bu nasıl bir davadır ki,
Kravatı kan.
Yüzümün pencerelerinde duman.
Yetişin! Gökyüzüm yanıyor.
Omzumda güvercin ölüleri.
Bu nasıl bir can pazarlığıdır,
Kiminle konuşsam
Gitmek istiyor
Önce buralardan,
Sonra herkesten
Ve her şeyden.
Kiminle konuşsam




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!