Ömür dediğin sabah ile akşam arası.
Bir gün ölüm uykun gibi gelecek aniden.
Sırra kadem basacak yaşadığın ne varsa.
Ve sen gözyaşlarıyla silinip gideceksin...
Ben hüznümden sarhoşum;
Siz dünyalığınızdan...
Üzümünüzü
Ağzınızı şapırdatmadan yen
Yüreğim bulanıyor.
Sizinle nasıl biter bu yol?
Zamanı en başa sarsan da
Saatler bozuldu, kalp kilit vurdu
Yolcu yoluna koyuldu
Sen bir belkiye sarıldın
Umut varla yoruldun
Umudun yollarında
Avuçlarımı açtım bekliyorum.
Mutlaka yolu düşecektir avuçlarıma.
Dilenciyi kimse fark etmez
Dilenciyi fark ettiren ettiği duadır.
Dilencinin sahtekarlığını kimse bilmez
Bu dünya ilaçsız umut ağrısı.
Hep bi' yıkık hayaller içinde yaşadık...
Ekmeğin kenarında hafif bir küflenme olmuş, ekmeği ufalayıp pencerinin kenarına bıraktım kuşların yemesi için.
Beş altı tane kuş geldi, iki tanesi yemeye başladı, diğerleri öyle hayal kırıklığı içinde kalıp bakınmaya başladılar.
Kimisi de pencereden içeriye doğru bakıyor, ara ara pencereye yem bıraktığım için, zamanla bunu öğrendiler.
Umut edip de hayal kırıklığına uğramak ne kötü.
Usta! Nasılsın diye soruyorlar.
Anlatsana,
Akşama kadar nasıl iyi olmaya çalıştığımı
Yüreğim kan ter içinde.
Ve bir avuç gözyaşıyla döndüğümü
Umutsuzluğa...
Ah sevgili!
Bakışlarımızda sallandık bir öksüz gibi.
Adımlarımıza sarıldık.
Kokumuz rüzgarlara karışıp kavuştu.
Birbirimize şuracıkta iken...
İki yüksek dağdık limanı olmayan.
Ben seni bekliyorum
Gelecekmişsin gibi bekliyorum.
Umutsuzlukla bekliyorum uykusuz
Gözlerim hep yollarda.
Şu öldüğün bi' aklıma gelmese.
Şu öldüğün hiç aklıma gelmese.
Otobüsle Beyazıt'a doğru gidiyordum. Bayrampaşa durağına geldiğimizde, elinde kafes olan bir bayan gelip yanıma oturdu. Kafesin içinde, pamuk tarlası gibi bembeyaz bir kedi vardı. ''Pamuk, sen ne tatlısın öyle'' diyerek sevmeye başladım. Açıkçası ona olan ilgimden pek hoşnut olmadı; huysuzlanmıştı. Ayakları sargılar içindeydi. Sahibi:
-Korktuğu için huysuzlandı.
-Anladım. Ayakları yara mı oldu?
-Hayır. Kızım okuldan eve dönerken görmüş bu kediyi. Eve getirdiğinde ayakları yanıklar içindeydi. Çocuklar ateşin üstüne atmışlar. Çok kötüydü durumu. Bir aydır veterinere getirip götürüyorum.
-Bu ne vicdansızlık, ne istedilerse küçücük hayvandan.
-Acımasızlık işte!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!