Bugün de düşmek üzere takvimlerden
Üst üste yığılan dünlerin üstüne.
Mecburiyet duraklamayı affetmiyor
Ne de gereğinden fazla koşmayı...
İstesek de istemesek de
Geceye öleceğiz yaşamak için.
Sendeleyerek yürüyordu adam
Kadının hayaline doğru
İki büklümdü omuzunda
Kendini taşıyamıyordu adam
Sol yanına yıkılmıştı
Karlı dağın eteğindeki tepede,
Doğum günlerimin günbatımını izlerken,
Yılları üflüyorum birer birer
Nişan Taşı denilen o yerde.
Karşı tepeye düşerken güneşim
Gün/eşimin gözlerinden öpüyorum
Bir müzik aleti olsaydım eğer,
Keman olur çalınırdım ellerinde.
Güneşin hükmünü dize getirir
Yıldızları hapsederdim gece gözlerine.
Birazcık da hüznümden sürme çeker,
Boncuk boncuk dizilirdim kirpiklerine.
Hani diyorum,
Bir fırtına kopsa da
Kopsam inceldiğim yerden
Şiirlere düşsem çığlık çığlığa
Islık olup çalınsam mısralarda
Yağmur olup yağsam dualarda
Hadi gözlerim kapan
Acı, tabanımdan tavana vuruyor
Yazdığım son şiire düşerken
Rüyalar çizsin resimlerimi
Dalgalarının kıyısına vururken
Sen uyanmamaya devam et
Gözlerimin üstüne üstüne bastığı
Bir çift siyah denizin yıldızındayım.
Ne yana dönsem şimşek döşenmiş
Bir kıskacın içinde mahkum bakışlarım.
Dört yanım dikenlerle çevrilmiş
Bakışlarının aynasında bir damlayım.
Rüzgarların valizine kekik koysa
Parfümlü şehirler kıskanır köyümü.
Papatyaların da fallar açar
Ha geldiler ha geleceklere
Yaza düğün dernek kurar
Hasreti urgandan bağ kurar
Yüreğimde bir yer var,
çok uzaklarda
Aslında o yer ta içimde
İçim benden çok uzakta
Ne gitmeyi becerebildim nede kalabilmeyi...
Yüreğimde bir yer var,
Hayat değil sensizlik çelme takan
Bu yüzden duruşum dört büklüm.
Bir buluta kaç cinayet işlettin de
Gülümsettiğim çizgilerimde bile yap bozarsın.
Akşam üstlerine konan kış güneşi
Sensizliğe düşüren gölgem içimi üşütüyor.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!