Sen!
Sen vurdun ya göğsümden!
Sen vurdun da ben öldüm mü?
Kalp atışlarım mı durdu? yasını mı tutuyor nefesim?
Matem huyluya gül konur mu? yetiştirdiğin karanfiller içinden mi?
Umurumda mı ki sen? yokluğun fethedebilir mi varlığımı?
Hayat değil sensizlik çelme takan
Bu yüzden duruşum dört büklüm.
Bir buluta kaç cinayet işlettin de
Gülümsettiğim çizgilerimde bile yap bozarsın.
Akşam üstlerine konan kış güneşi
Sensizliğe düşüren gölgem içimi üşütüyor.
Bulutlar gökyüzünde duman
Bu gece yıldızlar silik şehrimde.
Rüzgarın saçları dallarında
Bu gece yağmurlar örülüyor şehrimde.
Gönül camlarında ıslak
Bu gece aşıklar kırılgan şehrimde.
Rüzgarların valizine kekik koysa
Parfümlü şehirler kıskanır köyümü.
Papatyaların da fallar açar
Ha geldiler ha geleceklere
Yaza düğün dernek kurar
Hasreti urgandan bağ kurar
Ağlamayı severim
Ilık bir yağmursa sevincim.
Şemsiyelerden nefret ederim
Yağmurlarla arama girdiği için.
Çorak yürekleri sevmem
Boşa tohum serptiğim için.
Kendi dışında tebessüm edip
İçindeki gurbette yaşarmış insan
Yağmur olup, çamur olup.
Bir hayale yamanırmış insan
Gölgesine yaslanıp
Doğmayan günü bekleyip
Hepimizin ''dil'' olarak bildiği
Ağız içinde barınan insandır.
Sevimli ayağına yatıp
İnsanı rezil de eder vezirde.
Dudaklarımızın arasından pır diye uçup
Olur olmadık ağızda yuva kurar
Ahh
Ateşten bahar bitmiyormuş.
Ektiğim insanlık,
İçine düşer düşmez kül oldu.
Saymaya kalkamıyorum bile
Gövdende ki çırpınışlarımı.
Güneş batıya göç etmemişti ki daha
Kıyamete acele mi varmış da
Cellatları diktiler üstümüze.
Maviler tıka basa doluyken g/özümüzde
Gökyüzü mü dar geldi de
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!