Sen!
Sen vurdun ya göğsümden!
Sen vurdun da ben öldüm mü?
Kalp atışlarım mı durdu? Yasını mı tutuyor nefesim?
Matem huyluya gül konur mu? Yetiştirdiğin karanfiller içinden mi?
Umurumda mı ki sen? Yokluğun fethedebilir mi varlığımı?
Gözlerimin beşiğinde uyanan güneş
Geceye gömülmeden
Arkamdan bakmadan gözlerim
Söyleyin söyleyin onu ne çok sevdiğimi
Ben söyleyemedim.
Hınzırın uğultusu kapımı çalmadan
Saatler on iki ye vurmadan önce
Takvimler son yaprağından düşmeden
Kırlangıçlar yerlerde sürünmeden
Söyleyin söyleyin onu ne çok sevdiğimi
Ben söyleyemedim.
Denizin derinliklerine doğru dalıp giderken
Çevirdim yüzümü hayattan koparcasına
Yaprak dökmeye başladı bakışlarım.
Dalgalar arasında çırpınan ruhumun
İçten içe çökerken bedeni,
Yüreğimin gözyaşları sırtımdan akıyor.
Bulutlar gökyüzünde duman
Bu gece yıldızlar silik şehrimde.
Rüzgarın saçları dallarında
Bu gece yağmurlar örülüyor şehrimde.
Gönül camlarında ıslak
Bu gece aşıklar kırılgan şehrimde.
Ağlamayı severim
Ilık bir yağmursa sevincim.
Şemsiyelerden nefret ederim
Yağmurlarla arama girdiği için.
Çorak yürekleri sevmem
Boşa tohum serptiğim için.
Kendi dışında tebessüm edip
İçindeki gurbette yaşarmış insan
Yağmur olup, çamur olup.
Bir hayale yamanırmış insan
Gölgesine yaslanıp
Doğmayan günü bekleyip
Hepimizin ''dil'' olarak bildiği
Ağız içinde barınan insandır.
Sevimli ayağına yatıp
İnsanı rezil de eder vezirde.
Dudaklarımızın arasından pır diye uçup
Olur olmadık ağızda yuva kurar
Ahh
Ateşten bahar bitmiyormuş.
Ektiğim insanlık,
İçine düşer düşmez kül oldu.
Saymaya kalkamıyorum bile
Gövdende ki çırpınışlarımı.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!