benim güzel tanrıcığım
küçük a sanıyorlar seni
ama sen büsbüyüksün
ve sevmesin kimse seni
aslında kimse kimseyi sevmesin
sevdikçe kimsesiz kalıyoruz
diyebilseydim ki arkadaşım musa peygamber dün bendeydi
oturduk tek tek saydık putlarımızı
benimki açık ara ilerideydi
oradan öylece baktım -ora biraz beride
musa'nın berisi
beri peri olsaydı keşke diye mırıldandım
gülü ıslatan yağmur
ellerime bak
bir ağacın şarkısı bu
çok hızlı koşan rüzgarın
dışarı acımasız bir çalkantı
duvarların adaletine dayanan hangi sırt kalmış açıkta?
lunaparklar insan ayırmaz bilirsin
bilirsin, kapılar ve tokmaklarına uzanan elin rengi yok
zayıf bir oğlan geçti sokaktan bir akşamüstü
maldan mülkten neşeden zayıf
ince dudaklı o kıza yürüyen ayaklarıyla
üstü badanalanmış bir duvar yazısıymışız
öylece konuşuyormuşuz ve güzel
fırçalar boya tenekeleri imparatorun korkusu
ihtişamlı bir pelerin giyinirken görmüşüm sokağı
onlar eskort demiş
-onlar yara değil.
sessizliğinde gecenin saklanmış çocuklar var
uçurum kenarında yürüyen
korkmuş ama illâ yürüyen
korkmuş ama vazgeçmemiş
gözleri kandil gibi yanan bir kedi
ve kokusu kedinin
benim bu dermanımı kesik yapan hangi makas
hangi yol ayrımı halkayı koparan
hoşça kalın desem bir kapı gıcırtısı
basamak tedirginliği bu bilirim
bu bilmeyi pay ederim hepimize
hepimiz altı üstü bu kadarcığız
gövden sonsuz bir genişlemedir baktığım yerde
işte bu çoğalmak
bir iki üç yedi sekiz
sayıların ve sıraların kopuşu
sonra öpüşüm sonsuz kere
sonra kaç kere bir hayvan hırıltısıyızdır
apaçık resimler çiziyordum kelimelerle
apaçık kızlar ve adamlar
elbiseler ve onların altındakiler apaçık
burası benim diyordum çiziyordum
burası senin ve onun şurası
bir keresinde üç kere koydum fili şiire
bana çok şeylerden bahset danyal diye başlamak istiyorum
bir giriş arıyorum ama kapı değil
pencerelerin de açıldığı doğru manzaralar yok
ben doğru değilim
bu benim manzara olmadığımı göstermiyor
iki yalanı yumuşak söylesen kanabilirim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!