belki çiçekli elbiseler giymeyi seviyorumdur
bunu her sabah hatırlat kendine
nasıl yürünür bir kaldırım kenarında hatırlat
bir ayet bekliyorum
-tur’a and olsun- diyor
aynı anda çevrilse kontaklar
tutanaklara geçen hayvan eşkâliyizdir
organların yağmurca düşüp
otların bitmediği topraklarda.
kurşuna dizdiğimiz kendi künyemiz
sıkı sıkıya tutamayıp düşürdüğümüz.
bu yük bizi dert sahibi etmezse ne eder
bükmezse belimizi omzumuzu düşürmezse
geceden sabaha biraz daha onanmış
biraz daha utanmayı bırakmış bir kenara
gözünü açarken dahi uyuyan yurdum
kendi merdivenlerinden kutsal bir düşüştür
bakıştaki fer
ufalmış umut
kollarınla dizini kavrayıp karnına çekmeye benzeyen.
kuşku vakitlerinde pencereye gelir
devlet kayıtlarından silinmiş bir yirmi iki
şimdi okyanus içmiş bir kuş
gibi şairin
gerçeküstücü bir özleminden başka nedir ki
ben onu annemin sesinde sevdim.
seni öptüğüm akşamlar
yüzünün ortasından bir tren geçerdi
binip giderdim
asimetriye inanışım bu yüzden
henüz duasını bilmediğim.
dün biri yalan söyledi
muhtemelen biriydi büyük saatin altında
büyük nehre bakıp
ağzında büsbüyük tanrı
dün biri hanginizdi?
metal heykeller ve fil kırılması
bunun bir tadı olmalı kıvamında
her an hüzünlü bir mesafeyi masaya koyacakmış gibi şekil verdi etrafa
etrafta havaya yükselirken dağılan kasvet
alışveriş poşeti kadar mahcup ve önemli.
senin çocukluğun benim özlemlerimdi mustafa
düşlerimde söğüt serinliği annemin malatyası
üstelik gözlerimi her kapadığımda kiraz ağaçları karşımda
senin çocukluğun benim kükürt kokulu masallarımdı
kayısı bahçelerinde büyüdün ya sen
kısacık bir çocukluktu uzun uzun hatırlanan
clementine'nın gözleri ışırdı rüyalarımızda
oranın bütün uzaklığında hıçkırığa dönüşen
ilgilerin seslenmeyişiydi adım




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!