Ardahan İli Çıldır İlçesi Suhara köyünde yılında dünyaya geldi.
İlk ve orta öğrenimini Çıldır'da yaptı. Liseyi Kars Ticaret Lisesinde bitirdi.
Üniversiteyi Ankara Üniversitesi Çankırı Meslek Yüksek Okulu İktisadi ve İdari Bilimler Muhasebe - İşletme bölümü bitirerek 1990 yılında tamamladı.
Türkçe'nin en iyi duygu dili olduğuna inanmaktadır. Hayatını okuyarak ve yazarak geçirdi.
1991 yılında ailesiyle birlikte iş sebebiyle Ardahan'dan İstanbul'a göç etti.
1993-1995 yılları arasında askerliğini Konya'da istihbarat yazıcı ...
Yaşamın içinde dik duracak bir alan kalmadığında,
Dik durabilecek bir yer bulana kadar direnerek,
Gaflete ve delalete düşmüşlerin zikzaklarına
Kapılmak değildir yaşamak.
Çıkar çarkının paslı dişlerinde umar olmak için,
Ayırıyor, bölüyor, parçalıyor diye sevemedim matematikte bölmeyi
Matematik üç işlem olmalıydı
Bölme olmasaydı insan bölüp parçalamayı öğrenemeyebilirdi
Ölümden korkmanın kendisi ölümdür.
Taşıdığımız en ağır yükümüz bir nefestir, yaşam onu her an verecek kadar cesaret ister.
Yoksa yaşam esarete bir kafestir.
Sepette ki çürükler
Sağlamların tehdidi
Yediğinizde ihanet tadı
Ayıklanamıyor çürükler
Masumların tehdidi
Adam günlerdir durmuyordu ve aniden durmuştu,
Yerinde duramayan adam adeta tutukluk yapmış gibiydi,
Duran adama durup herkes bakıyordu,
Onun gözleri dalgalanan bayrağa ve atasının gözlerinin içindeydi,
Emanete sahip çıkıyorum der gibi duruyordu
Kararlıydı sürekli durmaya.
Cumhuriyet kulun kula kul olmasına son vermiş,
Yıkılan Sultana kulluk yerine, yurttaşlık gelmişti,
Halkın kendi kendisini yönetmesi için kurulmuştu,
Atatürk biliyordu Cumhuriyeti kurmak kadar yaşatmanın önemini.
Din ile devlet işlerini ayırmış bir devrim başlatmıştı,
Zaman bir çağ yangınına dönüşmüş ikliminde, ecel celalilerinin kağşamış sözlerine uzak durmak mümkün değilken,
Yusuf Has Hacib'in, Dede Korkut'un
Karacaoğlan’ın, Pir Sultan’ın, Yunus Emre’nin sözlerinin arasında dönüp dururken;
Sözü nereden alıp getirmeli?
Masumiyetini yitirmiş bir çağın karanlığının içinden geçerken,
Öldüğü zaman,
Öldüğünün bilincinde,
Kim olabilir ki
Yaşarken ölüm,
Ölüm varken zaten yokuz.
Hasretin, yarama düşmüş acı çektiriyor zamana,
Dönsen ne olur gafletten sonra, anılar hapsoldu dumana,
Güzelliğinin her karesinde sevda düşüyordu bana,
Gözlerden dökülen hüzün kederi gibi gitmiştin yana yana!
Acı bir tat bırakıyordu narin özlemlerin,
Bahardaki gibi yapraklar çok inatçı,
Dallar kırılmadan direniyor rüzgara
Bizi koynunda saklayan vadi direniyor hazana,
Doğa soyunuyor mevsim gelmiş sonbahara.
Kurumuş yapraklar buhran kuyusundan bakıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!