Kızgınlıklar geçer
Kırgınlıklar geçer mi
Ne demişler;
Kırmayacaksın insan kalbini,
Yapacak ustası yok,
Gitmeyi seçen unutmayı,
Unutmayı seçen unutulmayı da seçer,
Dönüşsüz olmayı öğrenir,
Bu imkânsızlığa bir tutunur ki!
Kendini yersizliğe alıştırır,
Yitirilenin ne olduğunu hatırlamak bile istemez,
Mizahın kaynağı düşündüren hüznüydü,
Şimdi güldüren bir acının çığlığı
Nedense duyulmaz oldu
Rıfat Ilgaz’ın Hababam Sınıfı
Kalitesindeki dirayetli mizah
Mezopotamya sen ne paylaşılmayan yarsın,
Yarsın bu zalimliği yine Türkün gücü yarsın,
Kriz, yokluk, savaş neyse huzura varacaksak
Kansız, zulümsüz, ölümsüz olsun yeni eserin,
Van gölü etrafın kan gölü olmasın.
Düşlerde seviyorduk birbirimizi,
Ertelenmiş, bekletilmiş, yıpratılmış
Duyguların düşlerinde
İnce duygularımız vardı,
Nereden incelmişse oradan kopabilecek
İçe çekilen zamanın avare saatleri, rüyalarımız,
Öfkelerimizin yenilgi aynası.
İçimizdeki saklı korkularımız,
Gerçekleşince görürsün der gibi,
Dilsizleşen bir anın karanlığı,
Mutluluğumuzu bizden uzaklaştırdığında
Üzüntülere itmiştin,
Mutluluğum kendi içinde sadece sen değildin,
Kendimizi başkalarında arayıp bulamayız ki
Ne kendimizi başkalarında arayalım
Ne de başkaları için yaşayalım.
Özlemin gözyaşlarına mahkum bulutlar gibi,
Ağaçların dallarında sallanıyor hüzünler,
Fırtınayla mı titriyor sanıyorsun yapraklar
Rüzgarın doğaya açtığı savaş gibi
Gökyüzü bir kararıp bir açıyor,
Kötülük gözlerde saklanmış ise
Baktığınızı tiksinti ile görürsünüz
Benliğinizde olanı bilirseniz
Bu engeli ancak öyle aşabilirsiniz
Bir yol daha var, başka yolu yok
Bir damla petrol damlasını
Bir damla kana eşit görenler
Çevirdi dünyayı kan gölüne
Dünyanın her masum insanının
Yaşadığı yerde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!