Kültür Sanat Edebiyat Şiir

yeraltından notlar sizce ne demek, yeraltından notlar size neyi çağrıştırıyor?

yeraltından notlar terimi Elif B tarafından tarihinde eklendi

  • Şememe
    Şememe

    'arada bir tatli hayaller kurdugum bile oluyordu...Lisa bana gelip gitmeye basliyor,ona konusmalarimla yol gosteriyor,yetistirip adam olmasini sagliyordum.Sonra beni sevdigini,hem de tutkuyla sevdigini farkediyor fakat anlamazliktan geliyordum.(Nicin anlamazliktan geldigimi kendim de bilmiyordum,belki boyle yakistigi icin istiyordum.) '

    ('Yeralti Dunyasi' adiyla yayinlanan Varlik Yayinlari eski basimini okudum.Ruscadan Ceviren:Mehmet Ozgul.
    dogal,esprili,alayci dili beni bazi yerlerde oyle gulduruyor ki okurken bir insan daha ne kadar sahici yazabilir duygulari,celiskileri,kompleksleri...Karamozof Kardesler 'iyle hayrani oldugum Dostoyevski 'yi bu kez daha yakin,dokunulabilir,benden bir tarafiyla kesfedip tutkunu olmami saglayan eser.)

  • Küçük Nokta
    Küçük Nokta

    Kitaplığımın 'en özel' kitaplarından biri..

  • Tevfik Pekel
    Tevfik Pekel

    Yeraltından notlar alıyorsan şayet,zamanın gelmiş demektir.bu durum pek bi hayra alamet değildir....! ! ! !

  • Bilhan Erden
    Bilhan Erden

    evet. evet ben iğrenç biriyim kabul ediyorum. ama bakmaqm laızm o hatun o etekle o masaya otururken ben o anı kaçıramam. aynam nerdeydi benim. acaba yanından geçerken göğüslerinin çatallarınıda görebilirmiyim. evet evet ben iğrenç biriyim...

  • Aex Aexe
    Aex Aexe

    Dostoyevskinin klasikleşmiş eserlerinden biri ama size tavsiyem küçük kitap diye bunu okumakla kalmayın dostoyevskinin büyük kitaplarında ne cevherler var ne cevherler.suç ve ceza, karamazof kardeşler,delikanlı......

  • Aex Aexe
    Aex Aexe

    Yeraltından Notların Son birkaç sayfası;


    ...Bana öyle geliyor ki, notlara başlamakla zaten bir kusur işledim.Hiç olmazsa bu 'öykü'yü yazdığım sürece utancımdan yerin dibine geçtim.Şu halde benimki edebiyatla uğraşmak değil, suçumun kefaretini ödemek oldu.

    Köşemde manen çürümüş, çevreden, canlı yaşamdan kopmuş, yeraltımda kendi yarattığım kine boğulmuş olarak, yaşama nasıl yan çizdiğimi uzun uzadıya anlatmanın hoşa gidecek nesi var? Sonra, romanda bir kahraman istenir, oysabenimkinde, inadına, bir kahramanın karşıtı olan bütün özellikler, bir araya toplanmış.İşte bu yok mu ya, bizim gibileri anlamanın en kestirme yoludur.Çünkü biz, az ya da çok, yaşaman alışkanlığını yitirmiş, aksaya aksaya yürüyen insanlarız.Hem de gerçek 'canlı yaşam'dan tiksinecek, onun lafını bile işitmek istemeyecek kadar yaşama yabancılaşmışız.Bu yabancılaşmayı; 'canlı yaşam'ı bir iş bir görev sayarak, onu kitaptan öğrenmeyi üstün tutacak dereceye vardırmışız.

    Madem öyle, neden bazen içimiz içimize sığmaz, birtakım aptallıklar yapar, birtakım istekler besleriz? İşte bunun nedenini kendimiz de bilemeyiz. Saçma sapan isteklerimiz yerine getirilmiş olsa bundan zarar görecek olan yine biziz. Şöyle deneme olsun diye, içimizden birine daha çok özgürlük verin, ellerindeki bağı çözüp yaşama alanını genişletin, üstündeki vesayeti kaldırın; bakın, o zaman yeniden vesayet altına girmek için önce kendisi can atacaktır. Biliyorum, bunları yazdığım için bana kızacak, ayaklarınızı yere vurarak, 'Siz kendinizden, yeraltında geçen zavallı yaşantınızdan söz edin.'Biz hepimiz' gibi sözleri ağzınıza almayın! ' diye bağıracaksınız.

    İzin verin sevgili okurlarım, ben bu hepimizliğe sığınarak kendimi temize çıkarmış oluyorum. Nasıl yaşadığıma gelince, sizin kendi yaşamınızda yarıda bıraktığınız şeyleri ben sonuna kadar götürdüm. Üstelik siz ödelekliğinizi ölçülü davranış sayarak kendi kendinizi aldatıp avunuyorsunuz. Bu duruma göre, bensizden daha canlı bir insan olmuyor muyum?

    Şöyle bir daha dikkatlice düşünün! Biz bugün 'canlılık' denen şeyin nerede bulunduğunu, neyin nesi olduğunu, hangi adla çağrıldığını bile bilmiyoruz. Elimizden kitaplarımızı alsalar, bir anda neye uğradığımızı şaşırırız. Artık hangi yolu seçeceğimizi, kime tutunup kimden kaçacağımızı, neyi sevip neden nefret edeceğimizi, neyi sayıp neyi hor göreceğimizi bilemeyiz.

    Bize insan olmak, yani etiyle kemiğiyle insan olmak bile yük geliyor; bundan utanıyoruz, ayıp sayıyoruz. 'Soyut insan' diyebileceğimiz garip yaratıklar olmaya can atıyoruz. BİZ ÖLÜ DOĞMUŞ KİŞİLERİZ, ZATEN ÇOKTANDIR CANLI OLMAYAN BABALARIN SOYUNDAN ÜRÜYORUZ VE BU DURUMU GİTTİKÇE DAHA ÇOK BEĞENİYOR, BUNDAN ZEVK ALMAYA BAŞLIYORUZ. NEREDEYSE BİR KOLAYINI BULUP BİZLERİ DOĞRUDAN DOĞRUYA DÜŞÜNCELERİN DOĞURMASINI SAĞLAYACAĞIZ.

    Eh, yeter bu kadar; bir daha da 'Yeraltı'ndan yazmak istemiyorum.

    Bununla birlikte bu çelişki hastasının notları burada bitmiyor. Dayanamadığı için o, yazmayı sürdürdü. Ama biz burada da dursak daha iyi olur, sanıyorum.



    Bir kısmını özellikle büyük harfle yazdım, özellikle o kısıma dikkat edin.

  • Ormia Falan
    Ormia Falan

    yer üstündekileri düşündürmeye yeter....

  • Fatma Sena Gündüz
    Fatma Sena Gündüz

    'kırk yıldan fazla yaşamak aptallıktır,aşağılık birşey ve aptallıktır.Bana açık yüreklilikle,şerefiniz üzerine,kimin daha fazla yaşadığını söyler misiniz? İsterseniz bunların kim olduğunu size ben söyleyeyim.Aptallar ve namuzsuzlar...'
    yeraltından notlar/dostoyevski.

  • Odesserai
    Odesserai

    iç dünyamızın aralık kapısından içeri sızan dosto'nun en iyilerinden..