Al,Ey,Se..
göğe koşamayıncan suderin yarıklar açarak yüzünü döndü toprağa..
Hayat bir boş rüyaymışGeçen ibadetler özürlüEski günahlar dipdiriSeçkin bir kimse değilimİsmimin baş harflerinde kimliğimBağışlanmamı dilerim Sana zorsa yanmaya razıyımKolaysa affı esirgemeC.Zarifoğlu(sultan)
hüznün başkentini işgal ettimkuş sesleriyle girdim acının renginenice kızlar düştü ömrümden..
otogarda elinde kan kırmızı güllebeklemektiacemice yaşamak..maymun gözünü açtı..yaşamak sanrı olmaktan kaçtı..
çocukken papatyalardan taç yapar saçımıza takardık..bembeyaz olurdu dünya bembeyaz olurdu zaman..papatyalar bilselerdi büyüdükçe küçüleceğini sevinçlerinhiç büyümezlerdi..
aynı yastıkta uyuduğunuz prensinaslında bir kurbağa olmuş olması..
-anne! marsta yıldız var mı? dedi çocuk-aşkın kaktüsten farkına içbükey eğiliminden bir eksik iki fazla dedi kadın..yıldız sustu..parmaklarını saydı çocuk..
kız(a) -ma-yan eskilerin olsun; göğün mahsunrüzgarın küskündağın karsızağacın kuşsuzevin damsızkarnın aşsızruhun Su-suzömrün Aşksız kalsın..
Ağlamadan*dillerim dolaşmadanyumruğum çözülmeden gecenin karşısındaşafaktan utanmayıp, utandırmadan aşkıüzerime yüreğimden başka muska takmadan*kalbimi kuş seslerine bırakıp git/mek istiyorum..başım size kalsın..
kavruk tenli ellerin diktiği bebekler vardı..saçları ipten hayyallere uzanan...gözleri düğme düğme..biri diğerine bakamayan..ıslak bir çocukluğu emzirirdi onlar..gecenin tenhalığına yoldaş olur gündüze umut giydirirlerdi eksik kalmış bir bahardan..şimdilerde insancıklar var..yalnız aç bedenleri doyuran..
göğe koşamayıncan su
derin yarıklar açarak
yüzünü döndü toprağa..
Hayat bir boş rüyaymış
Geçen ibadetler özürlü
Eski günahlar dipdiri
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harflerinde kimliğim
Bağışlanmamı dilerim
Sana zorsa yanmaya razıyım
Kolaysa affı esirgeme
C.Zarifoğlu(sultan)
hüznün başkentini işgal ettim
kuş sesleriyle girdim acının rengine
nice kızlar düştü ömrümden..
otogarda
elinde kan kırmızı gülle
beklemekti
acemice yaşamak..
maymun gözünü açtı..
yaşamak sanrı olmaktan kaçtı..
çocukken papatyalardan taç yapar saçımıza takardık..
bembeyaz olurdu dünya bembeyaz olurdu zaman..
papatyalar bilselerdi
büyüdükçe küçüleceğini sevinçlerin
hiç büyümezlerdi..
aynı yastıkta uyuduğunuz prensin
aslında bir kurbağa olmuş olması..
-anne! marsta yıldız var mı? dedi çocuk
-aşkın kaktüsten farkına içbükey eğiliminden bir eksik iki fazla dedi kadın..
yıldız sustu..
parmaklarını saydı çocuk..
kız(a) -ma-yan eskilerin olsun;
göğün mahsun
rüzgarın küskün
dağın karsız
ağacın kuşsuz
evin damsız
karnın aşsız
ruhun Su-suz
ömrün
Aşksız kalsın..
Ağlamadan*
dillerim dolaşmadan
yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
şafaktan utanmayıp, utandırmadan aşkı
üzerime yüreğimden başka muska takmadan*
kalbimi kuş seslerine bırakıp
git/mek istiyorum..
başım size kalsın..
kavruk tenli ellerin diktiği bebekler vardı..saçları ipten hayyallere uzanan...
gözleri düğme düğme..biri diğerine bakamayan..ıslak bir çocukluğu emzirirdi onlar..
gecenin tenhalığına yoldaş olur gündüze umut giydirirlerdi eksik kalmış bir bahardan..
şimdilerde insancıklar var..
yalnız aç bedenleri doyuran..