Edebiyatta doğalcılığın kurucusu Fransız romancı ve eleştirmen...
Bir faişenin yaşamını konu alan Nana ile madencilerin yaşam koşullarını konu alan Germinal en ünlü romanlarıdır...
İkinci İmparatorluk'a duyduğu açık düşmanlık nedeniyle eleştirmenlerce -sol eğilimli bir yazar- olarak nitelendirilmiştir...
Zola, günümüz yazarlar tarafından devrimci romancı olarak kabul edilir... Ilımlı sosyalist tabiriyle de kuşatılan Zola, 28 Eylül 1902'de karısı ile birlikte kaldığı evinde, bacadaki bir tıkabıklık yüzünden uykuda karbon monoksit gazıyla zehirlenmişlerdir.
3yıl önce bir dersane hocası, -hayatımı etkilediğine inandığım kitap- diyerek tanımlamıştı, ne yazık ki ismini (tam olarak) ve yazarını hatırlayamadığı için ulaşamamıştım bu kitaba...
Denyo; ortaoyununda budala tip... denilo da denir. Yaygaracı, kendisine gösterilen müsamahayla şımarmış, küstah, arsız, küfürbaz, yüzsüz ve şırnaşıktır.
Şu günlerde rock-çı Gökçe'nin seslendirdiği şarkı...
ANLADIM Kİ
Dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe Sırf sana benziyor diye usulca sokulup merhaba dedim Dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe Sırf sana benziyor diye usulca sokulup merhaba dedim
Tanıdık bir huzur aradım şaşkın bakışlarında dün Bildik bir söz bekledim eskiden kalma öylesine Konuştu bir şeyler söyledi beklediğim sözler bunlar değil Yüzüme baktı gözlerime ama senin gibi değil
Anladım ki hiç kimse hiç kimse sen değil Hiç kimse senin gibi canımdan öte can değil Anladım ki hiç kimse hiç kimse sen değil Hiç kimse senin kadar fikrime huzur değil
Anladım ki hiç kimse hiç kimse sen değil Hiç kimse senin kadar umuduma yol değil
Dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe Sırf sana benziyor diye usulca sokulup merhaba dedim Tanıdık bir huzur aradım şaşkın bakışlarında dün Bildik bir söz bekledim eskiden kalma öylesine
Konuştu bir şeyler söyledi beklediğim sözler bunlar değil Yüzüme baktı gözlerime ama senin gibi değil
Anladım ki hiç kimse hiç kimse sen değil Hiç kimse senin gibi canımdan öte can değil Anladım ki hiç kimse hiç kimse sen değil Hiç kimse senin kadar fikrime huzur değil
Yolları, duvarları geç yavaş yavaş. Giderken bu kentten bir piç gibi bırak yalnızlığını. Ve o siyah saçlarını kes yavaş yavaş. Giderken, terk ederken savur yüzüne yalnızlığının...
Adalet Ağaoğlu' nun Almanyalı
bir işçinin -bir gününü- anlatan kitabıdır...
Ayrıca tarih hocamın -müstehcen- kavramının
ağırlıkla olduğunu söylediği kitap...
Edebiyatta doğalcılığın kurucusu
Fransız romancı ve eleştirmen...
Bir faişenin yaşamını konu alan Nana ile
madencilerin yaşam koşullarını konu alan Germinal
en ünlü romanlarıdır...
İkinci İmparatorluk'a duyduğu açık düşmanlık nedeniyle
eleştirmenlerce -sol eğilimli bir yazar- olarak nitelendirilmiştir...
Zola, günümüz yazarlar tarafından devrimci romancı olarak kabul edilir...
Ilımlı sosyalist tabiriyle de kuşatılan Zola,
28 Eylül 1902'de karısı ile birlikte kaldığı evinde,
bacadaki bir tıkabıklık yüzünden uykuda karbon monoksit
gazıyla zehirlenmişlerdir.
Sağ elimle gözlerimi kapattım,
sol elimle zafer işareti yaptım! !
Çok belirgin, açık, aşikar vs vs vs.
Murat Menteş' in 'Dublörün Dilemması'
isimli kitabının kahramanı...
M. Gorki' nin 'Taşralı Oblomov' isimli kitabı...
3yıl önce bir dersane hocası,
-hayatımı etkilediğine inandığım kitap- diyerek tanımlamıştı,
ne yazık ki ismini (tam olarak) ve yazarını hatırlayamadığı için ulaşamamıştım
bu kitaba...
Denyo; ortaoyununda
budala tip...
denilo da denir. Yaygaracı, kendisine gösterilen
müsamahayla şımarmış, küstah, arsız, küfürbaz,
yüzsüz ve şırnaşıktır.
Şu günlerde rock-çı Gökçe'nin
seslendirdiği şarkı...
ANLADIM Kİ
Dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe
Sırf sana benziyor diye usulca sokulup merhaba dedim
Dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe
Sırf sana benziyor diye usulca sokulup merhaba dedim
Tanıdık bir huzur aradım şaşkın bakışlarında dün
Bildik bir söz bekledim eskiden kalma öylesine
Konuştu bir şeyler söyledi beklediğim sözler bunlar değil
Yüzüme baktı gözlerime ama senin gibi değil
Anladım ki hiç kimse hiç kimse sen değil
Hiç kimse senin gibi canımdan öte can değil
Anladım ki hiç kimse hiç kimse sen değil
Hiç kimse senin kadar fikrime huzur değil
Anladım ki hiç kimse hiç kimse sen değil
Hiç kimse senin kadar umuduma yol değil
Dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe
Sırf sana benziyor diye usulca sokulup merhaba dedim
Tanıdık bir huzur aradım şaşkın bakışlarında dün
Bildik bir söz bekledim eskiden kalma öylesine
Konuştu bir şeyler söyledi beklediğim sözler bunlar değil
Yüzüme baktı gözlerime ama senin gibi değil
Anladım ki hiç kimse hiç kimse sen değil
Hiç kimse senin gibi canımdan öte can değil
Anladım ki hiç kimse hiç kimse sen değil
Hiç kimse senin kadar fikrime huzur değil
Dünyanın neresine gidersem gideyim,
gönlümün başkentinde oturacak olan kişi...
Yolları, duvarları geç yavaş yavaş.
Giderken bu kentten bir piç gibi bırak yalnızlığını.
Ve o siyah saçlarını kes yavaş yavaş.
Giderken, terk ederken savur yüzüne yalnızlığının...