Ateizm, tanrı tanımazlık, bir tanrının varlığına inanmamaktır.Ateizm kelimesi Yunanca da 'Tanrı' anlamına gelen 'Theos'tan türemiştir. İnanç (teizm) karşıtı (ateizm) düşüncedir.Hiçbir şekilde ve koşulda tanrının olamayacağını savunan görüştür. Bu konu hakkında çesitli kanıtlar ileri sürülmüştür.
1) Kötülük Kanıtı:Tanrı olsaydı kötülükler olmazdı. Bu konuda D.Hume'un şu sözü oldukça ünlüdür:'Tanrı Kötülüğü önlemek istiyor da gücü mü yetmiyor? O halde güçsüzdür.Gücü yetiyor da önlemiyor mu? O halde kötüdür'
2) Madde Kanıtı: Tüm varlıklar maddeden meydana gelmiştir.Madde olmayan bir şey de yoktur.
3) Toplum Kanıtı: Toplumsal düzeni sağlamak için insanların kendi kendine uydurduğu bir semboldür.
4) Psikolojik Kanıt: İnsanlar zorluklara karşı dayanma gereksinimini, özellikle ölüm karşısındaki çaresizliğini inançla giderir.
5) Varoluşçu Kanıt:İnsanın kendi özünü kendisinin oluşturuyor olması tanrının olmadığını gösterir.
6) Olgucu Kanıt: Tanrının varlığıyla ilgili önermeler kanıtlanamayacağı için,tanrı ile ilgili önermeler anlamsızdır.
Ateizme Göre;
1) Tanrı yoktur: 'Tanrı', 'Yaratıcı', 'Allah', 'Yaratan'... veya adına ne derseniz deyin; Tanrı inancı hayal ürünüdür ve Tanrı yoktur! Evreni yaratan bir tanrının var olabileceğine ihtimal vermek toplumlar arası huzursuzluk ve kargaşa sebebidir, kin ve düşmanlık anahtarıdır, insani 'insan' olmaktan uzaklaştıran, ondan bir 'robot', bir köle yapan kokuşmuş, karanlık bir dogmadır. Tanrı, en büyük batıl inançtır. İnsanlığın yarattığı en aptal hayali kahramandır.
2) Dinler gereksizdir: Olgun bir insan için hiçbir dini inanç gerekli değildir. İnsan kendi kendisinin tanrısıdır. Din, kişisel özgürlüğü hayatin her alanında yok etmeye yönelik bir silahtır. Dinsel dogmalar cahil halkın düşünsel hayatini yitip yok etmek ve ondan tam bir köle üretmekten başka bir ise yaramazlar. Bir dine bağlanmış kişiler; örümcekleşmiş beyinleriyle ve kafalarına yapışmış at gözlükleriyle daima kendi inançlarını hakli bulan, diğer tüm inançları 'kaka' ilan eden birer sabit fikirlilik abideleridir.
3) Metafizik asılsızdır: Çoğu kez insanları etkilemek ve onların üzerinden para kazanmak yada bir topluluğun dikkatini çekmek adına ortaya atılan 'fizikötesi' tecrübelerin tümü asilsizdir. Mucizevi, efsanevi, inanılmaz görünen bütün olayların arkasında bilimin mum ışığında parıldayan fizik kanunları ve olağan etkileşimler vardır. Evrenin hiçbir yerinde madde, kendi sınıfının fizik kanunları dışında 'bilimselliğe zıt' bir eylemde bulunamaz. Doğa, ancak ve sadece 'doğal' nedenlerle açıklanabilir. Gelmiş geçmiş tüm büyücü, falcı yada cinciler -üç türlü- yalancıdırlar: Ya etraflarındakileri kandırırlar, ya kendilerini kandırırlar, yada ikisini birden yaparlar...
4) Akıl esastır: Dini hurafelerin yerden yere vurdukları, her geçen gün 'güvenmeyin, sizi zora götürür' dedikleri 'akil', tam bir hazinedir. İnsan akli, 'insan' olmanın verdiği en yüce değerdir. Kendi aklına şüphe ile yaklaşmak deliliktir. Hayatin her alanında tek mutlak başvuru kaynağı odur. Dini inançların kokuşmuş mitoslarına karşılık akil, insani bugünkü uygarlık ve teknoloji düzeyine getiren yegane değerdir. Muhakeme etmek ve aklini kullanmak yerine başkasının aklına güvenen bir kişiden insanlık adına hiçbir olumlu aktivite beklenemez; çünkü o bu haliyle doğadaki çoğu hayvandan daha değersiz, iğrenç bir asalaktır.
5) Bilim kaynaktır: Uygar, gelişmiş bir insanin tek kaynağı, tarafsız, mutlak ve sorgulayıcı, pozitif bilimdir. Hiç kimsenin tekeline ait olamayacak derecede büyük olan bilimin içyüzünde; merak eden ve araştıran birey bulunur. Bir dini dogmanın 'günah' duvarları arasında sıkışıp kalmış hiçbir gerçek bilim adamı yoktur. Dinsel safsatanın bütün itirazlarına rağmen bilim, din ile ayni kulvarda olamayacak kadar özgürdür. Tüm hurafelerin ve bos inançların 'ezip geçicisi' odur. Bilim bütün dogmaların korkulu rüyasıdır; çünkü onda insan aklinin özü, insan mantığının kendisi vardır.
6) Sağduyu anahtardır: İnsan mantığı ve sağduyusu, çelişkiye düştüğü her durumda onun tek kurtarıcısı olmuştur. Aktif hayatin ve etrafımızda bize empoze edilmeye çalışılan bütün ideolojilerin, inançların arasında elimizde tuttuğumuz, 'gerçekten bize ait' olan tek pusula; kendi sağduyumuzdur. İnsanin hiçbir zaman yanından eksik etmemesi gereken ve her fırsatta kullanacağı yegane araç o olmalıdır. Sağduyusunu ve mantığını sürekli aklında tutan ve hiçbir zaman unutmayan insan, bütün kalıplaşmış, tabulaşmış dogmalara karşı kendi donanımına ve kendi kararlılığına sahip demektir. Sağduyu, insani, içine düştüğü ideolojiler ve dayatmalar kuyusundan çıkaracak olan yardim halatıdır. Etrafındakiler ne söylerse söylesin, onu ne şekilde etkilemeye çalışırsa çalışsın, insanin en sağlam dayanak noktası her zaman için; kendi mantığı olmalıdır. Çevrede pek çok kişi bağlı olsa dahi; doğrular ve yanlışlar, 'ak'lar ve 'kara'lar üzerine kurulu bir grup 'ilkeler bütünü'nü, insan, hiçbir zaman toptan kabul etmemelidir. Kendi kendisine sormadan hiçbir kalıplaşmış ideolojiye bağlanmamalıdır.
AŞK Hayatı yanaşcak eden ve hayata dair herşeyin iç içe oldugu tarifsiz bir olgu.Aynı anda mutluluktan havalar uçururken acılar içeinde kıvrandıran ama hayatın olmazsa olmazı.
Zamanın PİR SULTANI gelmiş geçmiş en büyük üstatlardan mahzuni babayı sevgiyle anıyorum.
Ben varsam Ölüm yok.Ölüm varsa Ben yokum.
onun içindir ki yaşarken yaşadıgım nefes aldıgım sürece ÖLÜM YOK
Ateizm, tanrı tanımazlık, bir tanrının varlığına inanmamaktır.Ateizm kelimesi Yunanca da 'Tanrı' anlamına gelen 'Theos'tan türemiştir. İnanç (teizm) karşıtı (ateizm) düşüncedir.Hiçbir şekilde ve koşulda tanrının olamayacağını savunan görüştür. Bu konu hakkında çesitli kanıtlar ileri sürülmüştür.
1) Kötülük Kanıtı:Tanrı olsaydı kötülükler olmazdı. Bu konuda D.Hume'un şu sözü oldukça ünlüdür:'Tanrı Kötülüğü önlemek istiyor da gücü mü yetmiyor? O halde güçsüzdür.Gücü yetiyor da önlemiyor mu? O halde kötüdür'
2) Madde Kanıtı: Tüm varlıklar maddeden meydana gelmiştir.Madde olmayan bir şey de yoktur.
3) Toplum Kanıtı: Toplumsal düzeni sağlamak için insanların kendi kendine uydurduğu bir semboldür.
4) Psikolojik Kanıt: İnsanlar zorluklara karşı dayanma gereksinimini, özellikle ölüm karşısındaki çaresizliğini inançla giderir.
5) Varoluşçu Kanıt:İnsanın kendi özünü kendisinin oluşturuyor olması tanrının olmadığını gösterir.
6) Olgucu Kanıt: Tanrının varlığıyla ilgili önermeler kanıtlanamayacağı için,tanrı ile ilgili önermeler anlamsızdır.
Ateizme Göre;
1) Tanrı yoktur: 'Tanrı', 'Yaratıcı', 'Allah', 'Yaratan'... veya adına ne derseniz deyin; Tanrı inancı hayal ürünüdür ve Tanrı yoktur! Evreni yaratan bir tanrının var olabileceğine ihtimal vermek toplumlar arası huzursuzluk ve kargaşa sebebidir, kin ve düşmanlık anahtarıdır, insani 'insan' olmaktan uzaklaştıran, ondan bir 'robot', bir köle yapan kokuşmuş, karanlık bir dogmadır. Tanrı, en büyük batıl inançtır. İnsanlığın yarattığı en aptal hayali kahramandır.
2) Dinler gereksizdir: Olgun bir insan için hiçbir dini inanç gerekli değildir. İnsan kendi kendisinin tanrısıdır. Din, kişisel özgürlüğü hayatin her alanında yok etmeye yönelik bir silahtır. Dinsel dogmalar cahil halkın düşünsel hayatini yitip yok etmek ve ondan tam bir köle üretmekten başka bir ise yaramazlar. Bir dine bağlanmış kişiler; örümcekleşmiş beyinleriyle ve kafalarına yapışmış at gözlükleriyle daima kendi inançlarını hakli bulan, diğer tüm inançları 'kaka' ilan eden birer sabit fikirlilik abideleridir.
3) Metafizik asılsızdır: Çoğu kez insanları etkilemek ve onların üzerinden para kazanmak yada bir topluluğun dikkatini çekmek adına ortaya atılan 'fizikötesi' tecrübelerin tümü asilsizdir. Mucizevi, efsanevi, inanılmaz görünen bütün olayların arkasında bilimin mum ışığında parıldayan fizik kanunları ve olağan etkileşimler vardır. Evrenin hiçbir yerinde madde, kendi sınıfının fizik kanunları dışında 'bilimselliğe zıt' bir eylemde bulunamaz. Doğa, ancak ve sadece 'doğal' nedenlerle açıklanabilir. Gelmiş geçmiş tüm büyücü, falcı yada cinciler -üç türlü- yalancıdırlar: Ya etraflarındakileri kandırırlar, ya kendilerini kandırırlar, yada ikisini birden yaparlar...
4) Akıl esastır: Dini hurafelerin yerden yere vurdukları, her geçen gün 'güvenmeyin, sizi zora götürür' dedikleri 'akil', tam bir hazinedir. İnsan akli, 'insan' olmanın verdiği en yüce değerdir. Kendi aklına şüphe ile yaklaşmak deliliktir. Hayatin her alanında tek mutlak başvuru kaynağı odur. Dini inançların kokuşmuş mitoslarına karşılık akil, insani bugünkü uygarlık ve teknoloji düzeyine getiren yegane değerdir. Muhakeme etmek ve aklini kullanmak yerine başkasının aklına güvenen bir kişiden insanlık adına hiçbir olumlu aktivite beklenemez; çünkü o bu haliyle doğadaki çoğu hayvandan daha değersiz, iğrenç bir asalaktır.
5) Bilim kaynaktır: Uygar, gelişmiş bir insanin tek kaynağı, tarafsız, mutlak ve sorgulayıcı, pozitif bilimdir. Hiç kimsenin tekeline ait olamayacak derecede büyük olan bilimin içyüzünde; merak eden ve araştıran birey bulunur. Bir dini dogmanın 'günah' duvarları arasında sıkışıp kalmış hiçbir gerçek bilim adamı yoktur. Dinsel safsatanın bütün itirazlarına rağmen bilim, din ile ayni kulvarda olamayacak kadar özgürdür. Tüm hurafelerin ve bos inançların 'ezip geçicisi' odur. Bilim bütün dogmaların korkulu rüyasıdır; çünkü onda insan aklinin özü, insan mantığının kendisi vardır.
6) Sağduyu anahtardır: İnsan mantığı ve sağduyusu, çelişkiye düştüğü her durumda onun tek kurtarıcısı olmuştur. Aktif hayatin ve etrafımızda bize empoze edilmeye çalışılan bütün ideolojilerin, inançların arasında elimizde tuttuğumuz, 'gerçekten bize ait' olan tek pusula; kendi sağduyumuzdur. İnsanin hiçbir zaman yanından eksik etmemesi gereken ve her fırsatta kullanacağı yegane araç o olmalıdır. Sağduyusunu ve mantığını sürekli aklında tutan ve hiçbir zaman unutmayan insan, bütün kalıplaşmış, tabulaşmış dogmalara karşı kendi donanımına ve kendi kararlılığına sahip demektir. Sağduyu, insani, içine düştüğü ideolojiler ve dayatmalar kuyusundan çıkaracak olan yardim halatıdır.
Etrafındakiler ne söylerse söylesin, onu ne şekilde etkilemeye çalışırsa çalışsın, insanin en sağlam dayanak noktası her zaman için; kendi mantığı olmalıdır. Çevrede pek çok kişi bağlı olsa dahi; doğrular ve yanlışlar, 'ak'lar ve 'kara'lar üzerine kurulu bir grup 'ilkeler bütünü'nü, insan, hiçbir zaman toptan kabul etmemelidir. Kendi kendisine sormadan hiçbir kalıplaşmış ideolojiye bağlanmamalıdır.
annem
eşim
işim
AŞK Hayatı yanaşcak eden ve hayata dair herşeyin iç içe oldugu tarifsiz bir olgu.Aynı anda mutluluktan havalar uçururken acılar içeinde kıvrandıran ama hayatın olmazsa olmazı.