Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • muhammed27.12.2006 - 16:13

    Resûlullahın güzel ahlâkı ve âdetlerinden bazıları şunlardır:

    1- Her çağırana lebbeyk (Efendim) diyerek cevap verirdi. Kimsenin yanında ayaklarını uzatmazdı. Diz çöküp otururdu. Hayvan üzerinde giderken, bir yaya görünce, arkasına bindirirdi.


    2- Eshâbının oturdukları yere gelince, baş tarafa geçmezdi. Gördüğü boş bir yere otururdu. Birgün sokağa çıktığında, görenler ayağa kalkınca, (Benim için ayağa kalkmayınız! Ben de sizin gibi bir insanım. Herkes gibi yerim. Yorulunca, otururum.) buyurdu.


    3- Yemede, giymede ve herşeyde hizmetçilerini kendinden ayırmazdı. Onların işlerine yardım ederdi. Her zaman hizmetinde bulunan Enes bin Mâlik hazretleri; (Resûlullaha on sene hizmet ettim. Onun bana yaptığı hizmet, benim ona yaptığımdan çok idi. Bana incindiğini, sert söylediğini hiç görmedim.) buyurdu.


    4- Söküklerini, yırtıklarını diker, hayvanlara yem verirdi. Çarşıdan satın aldığını, eve kendisi götürürdü


    5- Hastaları ziyaret eder, cenâzelerde bulunurdu. Gönül almak için fakir, zengin, herkesin hastasını ziyaret ederdi.


    6- Sabah namazını kıldırdıktan sonra, cemaate karşı oturup, (Hasta olan kardeşimiz var mı, ziyaretine gidelim.) buyururdu. Hasta yoksa, (Cenâzesi olan var mı, yardıma gidelim.) derdi. Cenâze olursa, yıkanmasında, kefenlenmesinde yardım eder, namazını kıldırır, kabre kadar giderdi.


    7- Eshâbından birini 3 gün görmese, onu sorardı. Yolculuğa gidenlere, hayır duâ eder, şehirde olanların da ziyaretine giderdi.


    8- Yolda karşılaştığı Müslümana önce kendi selâm verirdi.

    9- Hep düşünceli, üzüntülü görünür, az söylerdi. Konuşmaya tebessüm ederek başlardı. Lüzumsuz ve faydasız birşey söylemezdi.

    Lâzım olunca, faydalı ve mânâsı açık olarak söylerdi. İyi anlaşılması için bazen üç defa tekrar ederdi.

    10- Misafirlerine, eshâbına hizmet eder, (Bir kavmin efendisi, en üstünü, onlara hizmet edendir.) buyururdu.

    11- Kimsenin aybını yüzüne vurmazdı. Kimseden şikâyet etmez, arkasından söylemezdi. Bir kimsenin sözünü veya işini beğenmediği zaman, (Bazı kimseler, acaba neden şöyle yapıyorlar.) derdi.

    12- Çok cömert idi. Yüzlerce deve ve koyun bağışlar, kendisine birşey bırakmazdı. Nice katı kalbli kâfirler, bu ihsanlarını görerek imana gelmişlerdi. Kendisinden birşey istendiğinde, yok dediği hiç işitilmedi. Var ise verir, yok ise, sükût ederdi.

    13- Allahü teâlâ, (İste, vereyim!) buyurmuşken, dünya servetini istemedi. Elenmiş buğday unu ekmeğini hiç yemedi. Hep elenmemiş arpa unu ekmeği yerdi.

    Doyuncaya kadar yediği hiç görülmedi. Ekmeği katıksız olarak veya hurma ile, sirke ile, meyve ile, çorba ile veya zeytinyağına batırıp yerdi.

    14- Bir yemeği beğenmediği işitilmedi. İkram edileni yerdi.

    15- Eve gelince, (Yiyecek var mı?) der, yok denirse, oruç tutardı.

  • karizmatik27.12.2006 - 15:38

    http://ic1.deviantart.com/fs15/f/2006/360/5/1/In_The_Air_by_sacrebleu7.jpg

  • muhammed27.12.2006 - 15:29

    İnsanlığın İftihar Tablosu’nun Hayat kronolojisi -I-

    İslâmiyet'ten önce Arabistan'ın durumu
    İslâmiyetten önce Araplar koyu bir cehalet içinde idiler, okuma-yazma bilenler yok denecek kadar azdı. İnsan haklarına riayet yoktu. Güçlü olanlar zayıfları eziyordu. Haklarının bir çoğundan mahrum olan kadın, sanki bir eşya gibi alınıp satılıyordu. Kız çocuklarını diri diri toprağa gömerek öldürmek adet haline gelmişti ve yürekler acısı bu duruma kimse dur demiyordu.

    Tek Allah inancı unutulmuş, insanlar kendi elleriyle yaptıkları putlara tapıyorlardı. Kabe'nin içinde 360'dan fazla put vardı. Halbuki Kabe, Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail tarafından Allah'a ibadet için yapılmıştı. Ayrıca her evde de bir put bulunur, aile fertleri ona tapardı, içki, kumar ve her türlü ahlâksızlık toplumu sarmış, insaf ve merhamet duyguları kalplerden silinmişti. Dünyanın diğer ülkelerinde yaşayan insanların durumu ise daha kötü idi.

    Karanlıklar içinde kalan, insanlığı bu korkunç durumdan kurtaracak, insanlara dünyada ve ahirette mutlu olmanın yollarını gösterecek olan son Peygamberin gelmesine büyük ihtiyaç vardı.

  • anladım ki27.12.2006 - 15:26

    Sahip olacağın şeyler birde sahip olamayacağın şeyler var
    Susacağın yerler konusacağın yerler
    Göreceğin ama görmemiş olacağın yerler her zaman var

    Bu dilden firar eden her söz, yaydan çıkmış ok gibi
    Sözler bazen bir hazine bazen dermansız bir dert tipi
    Geçmiş dünden bahsetmek lezzetsiz
    Gelmemiş yarından hep mi şikayetçiyiz biz

    Halim yalın, son sireni benim için çalın
    Resmini çekmelisin her anın, kanıdı olmalı her feryadın
    Beni burdan alın,canım sıkkın.

  • aşk27.12.2006 - 15:23

    -'Onlar toy ve samimiydiler.Birbirlerini delice sevdiklerini sanıyorlardı.Oysa her biri sadece kendisini seviyor ötekini ise istiyordu..Bu yüzden birlikte oldular ama asla

    bir olamadılar..

  • niyet27.12.2006 - 15:00

    ne Yazik ki iyi niyetlerimi meSgule Verdim..

  • nokta27.12.2006 - 14:57

    Önce kocamandım soru işaretiydim
    Sonra cevabı aradım
    Noktalı,noktasız virgül oldum
    Bazen soluklandım
    Tırnak işaretleri girdi hayatıma
    Her tırnakta yara aldım
    Ünlemlerim oldu kimi zaman
    Zamanlı zamansız haykırdım
    Baktığımda tek bir noktaydım
    O kirli,sonsuz sayfanın sonundaydım
    Ve ufacıktım.......

  • Hasta27.12.2006 - 14:54

    Saatler yanıbaşımdan süzülüp gitmiş sessizce,
    Başımda isyan yelleri,beynim kaçmak için tepinmekte,
    Tenimdeki yangın mevsim normalllerinin üstünde,
    Ruhum bedenimin şerrine tutulmuş,derman beklemekte.

  • ayna ayna söyle bana benden güzelini27.12.2006 - 13:05

    - Ayna ayna söyle bana bu gece kim var yansımanda?

    -Sen varsın işte, bir de Ay...

  • hadis27.12.2006 - 12:34

    İyilik insanlar arasında kesintiye uğrayabilir. Fakat iyiliği yapanla, Allah arasında hiçbir kesinti olmaz.
    [Hadis-i Şerif]