ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar onu istanbul diye toprağa kondurmuşlar içimde tüten bir şey hava renk eda iklim o benim zaman ve mekan aşıp geçmiş sevgilim çiçeği altın yaldız suyu telli pulludur ay ve güneş ezelden iki istanbulludur denizle toprak yalnız onda ermiş visale ve kavuşmuş rüyalar onda onda misale
istanbul benim canım vatanım da vatanım istanbul istanbul
alemin gülü, kainat efendisi, gül kokulu sevgili, ümmetinin sultani... aklı başında hristiyanların bile saygı duyduğu Allah'ın rasulü... onu anlatmaya ne dil ne kelimeler yeter. o ki merhamet, sevgi ve hoşgörü timsali, o ki güzel ahalağı tamamlamak için gönderilen zat, o ki adı geçince gönüllere şefaat ümidi serperek yanan gönülleri söndüren kişi. o herkesin ihtiyaç duyduğu bir yürek ve biz ondan 1400 yıl uzağız ne yazık ki
ne şiirlerini yazmaya ne de uğruna tartışma yapmaya kalkışcağım kişi. o, gelmiş geçmiş şairlerin ve üstadların üstadıdır ki onun için ne yorum yapılabilir ne de onun tarifi yapılabilir. nazım hikmetle karşılaştırmaya gerek duymam çünkü her şair kendi içinde değerlendirilmelidir.fakat gerçek alenen o şiirin sultanı. onu anlayamadığını söyleyenlere bir tavsiyem var; ona ön yargısız bakın. onun için söylenen her şeyi aklınızdan çıkarın ve şiirlerini bir de öyle okuyun. o zaman ne dediğini anlarsınız.
bu orgutle ilgili ilk bilgilere melekler ve seytanlar'da rastladım. acıkcası anlatılanların buyuk bir bolumune inanıyorum. ancak baska bir arkadasın da dediği gibi, niye bize boyle bir orgutten bahsedilsin. ya da orgutle ilgili bu kadar gizli detayları ortaya koyan dan brown niye hicbir sekilde onlenemedi. belki de esas dusunce, kitabı okuyan herkeste boyle bir orgutun varlıgına inanmasını saglamak ve insanların icine suphe dusurmek. hıc bırımız cocukken canavar gormedık ya da gulyabani denen varlıgı. ama onların varlıgıyla ılgılı anlatılan masallar bizi genelde korkuturdu.bu neye yarardı? bizi kumanda etmekte gucluk ceken buyuklerimizin bize sınır getirebilmesine.illuminati de boyle olabilir. fakat unutmamamız gereken bir durum var, karsı traf bizim bu sekilde dusunup 'ılluminati filan palavra' diyerek pervasız ve hazırlıksız olmamızı da istiyor olabilir. biz her ihtimale karsı gardımızı alarak bekleyelim. ileride yenik olmamak icin simdi paranoyak olalım biraz
ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar
onu istanbul diye toprağa kondurmuşlar
içimde tüten bir şey hava renk eda iklim
o benim zaman ve mekan aşıp geçmiş sevgilim
çiçeği altın yaldız suyu telli pulludur
ay ve güneş ezelden iki istanbulludur
denizle toprak yalnız onda ermiş visale
ve kavuşmuş rüyalar onda onda misale
istanbul benim canım
vatanım da vatanım
istanbul
istanbul
kız dediğin istanbul gibi olmalı fethi zor fatihi tek
alemin gülü, kainat efendisi, gül kokulu sevgili, ümmetinin sultani...
aklı başında hristiyanların bile saygı duyduğu Allah'ın rasulü...
onu anlatmaya ne dil ne kelimeler yeter. o ki merhamet, sevgi ve hoşgörü timsali, o ki güzel ahalağı tamamlamak için gönderilen zat, o ki adı geçince gönüllere şefaat ümidi serperek yanan gönülleri söndüren kişi. o herkesin ihtiyaç duyduğu bir yürek ve biz ondan 1400 yıl uzağız ne yazık ki
ne şiirlerini yazmaya ne de uğruna tartışma yapmaya kalkışcağım kişi. o, gelmiş geçmiş şairlerin ve üstadların üstadıdır ki onun için ne yorum yapılabilir ne de onun tarifi yapılabilir. nazım hikmetle karşılaştırmaya gerek duymam çünkü her şair kendi içinde değerlendirilmelidir.fakat gerçek alenen o şiirin sultanı. onu anlayamadığını söyleyenlere bir tavsiyem var; ona ön yargısız bakın. onun için söylenen her şeyi aklınızdan çıkarın ve şiirlerini bir de öyle okuyun. o zaman ne dediğini anlarsınız.
bu orgutle ilgili ilk bilgilere melekler ve seytanlar'da rastladım. acıkcası anlatılanların buyuk bir bolumune inanıyorum. ancak baska bir arkadasın da dediği gibi, niye bize boyle bir orgutten bahsedilsin. ya da orgutle ilgili bu kadar gizli detayları ortaya koyan dan brown niye hicbir sekilde onlenemedi. belki de esas dusunce, kitabı okuyan herkeste boyle bir orgutun varlıgına inanmasını saglamak ve insanların icine suphe dusurmek. hıc bırımız cocukken canavar gormedık ya da gulyabani denen varlıgı. ama onların varlıgıyla ılgılı anlatılan masallar bizi genelde korkuturdu.bu neye yarardı? bizi kumanda etmekte gucluk ceken buyuklerimizin bize sınır getirebilmesine.illuminati de boyle olabilir. fakat unutmamamız gereken bir durum var, karsı traf bizim bu sekilde dusunup 'ılluminati filan palavra' diyerek pervasız ve hazırlıksız olmamızı da istiyor olabilir. biz her ihtimale karsı gardımızı alarak bekleyelim. ileride yenik olmamak icin simdi paranoyak olalım biraz