Ben yalnızım, kaderim bu benim, Dünüm yok, bugünüm yok, yarınım olmayacak. Ben yalnızım, derdim çok benim, Alıp başımı gitsem ne fayda yalnızlık her yerde.
Ben yalnızım, geceler bile yanımda değil, Uykularda bile kimse yok yanımda. Ben yalnızım, sabahlarımı sorma gitsin, Sabahın güneşi bile yok penceremde.
Ben yalnızlım, sevgi olsa ne değişir, Yanımda kimse olmadıkça sevmek neye yarar. Ben yalnızım, bir yağmur damlası bile yok yanaklarımı ıslatan, Yanaklarımı ıslatmadıktan sonra yağmur neye yarar.
Hani bir rüzgar eser ya saçları dalgalandıran, Benim saçlarım bile yalnız, rüzgarı olmayan, Hani insan yaşamak için nefes alır ya boğazdan, Benim boğazım bile yalnız, nefesi olmayan...
beni de orada severler biraz gastritim olsa azmaz, o kadarlar bu omzumu çok silktim akşamdan beni orada hatırlarlar biraz
sen olsan sarsılırdın ben de sarsıldım beni orada bir karanlıklarla bırakırlar yaprakların ordan kara boyalarla bir yağmur beni tentelere alıştırırlar sevinçli, kuru üzümlere ve beklemeklere.
bir g3 piyade tüfek kadar soğukum biraz soğuk çok severim bilirsin, belki tek onu. konuşmak çok üzdükçe ağzımda uyuyan oku.
26. kattan bir çarşafın katıl katıl katladığı bulaşıksı kısık o tırmık rüzgârla dudağımı kestiğimi unutturur bıyık bot boyamdan silinirken bu buz.
en önde gidenin takılmaya fırsatı yoktur böğürtülere sanılır belki, piçotlarına. sonra yine o yağmurdan başlar bir tane o kanser filmler süzülür yarıklardan yağmur derim, yağmur, yağmur,
yağmuru komuturum arka odamdan. o konutları komut komut komuturum oysa komutan da kötü oturumu üstlenmek de. kalan sadece stratejisizlik biraz biraz atresimleri ve buruşukluk ağaçlara sığamamak biraz. bir şeyi biraz çok sevmek ve gömmek ellerini toprağa batırarak.
(...)
dinleme, bak, bakır bakır bak, On Dakika Ara'dan elimde bir bıçak, sırtımda bıçaklarla döndüm. makinist öldü, gençtim sahneye)
Seyislere sonunu getiren bir at Kapalı kamyonda sırtı dönük Otoban sesiyle büyüdü zız zız
Dişinde yeni çiçek, iyiniyet bir at bu Ama biraz katil, ben biliyorum Koşarsa biri yeniden adlandırılır Koşar o, atın biri değil çünkü. Yeni bir çiklet gibi sever denizi Çiğnedikçe yalnızlığını hatırlar, o suyu. Gök olup gürleyesinin gelmediği anlarda Bir katotoparkın akşamüstü kimsizliği olur. Deniz der tüyleri kabararak, çok büyük, Çok, beni boğup burnumdan getirirken suyunu.
Budur böyle At, dirilir, ki kim bilmez ki Böyle Atlar yorgun bir durumdur İyice eskir ki çatlasın karnı Bilir ki o karın bir gün yarılır Bir son yokuşa acıkır Böyle At Çıka çıka açık kalır karnı Kurtçuklar çıkar, ki çok küçüktür onlar Bu yüzden çukludurlar, ok çocuklu.
(...)
Yeter ki der ki o, terli terli der ki, Bağlantısız şeyleri kendimle hatırlarım, Kendimi yalıtmalıyım yayım Dayanıklı malıyım kanımın Dur dur ak dur dur ak arım Kendinden kurutul bir güneş ölüsünde Saçsızlaş da çarp kendini duvara Çarp bir atlet çenesini kendin yaparak.
Der, der o, der ki sonunda, Geminden boşalır her gemim. Gömdüğüm her bulut gibi öyle, Bahsetmemek isterdim Gösterenlerin gösteremeyeceği bir şey olarak.
Bir şey bir şey bir şeyler olarak Sondaj biter sonra hatasıyla. Seyis ölür At dirilir Bir kap idrar içer Atılır arar kamyonunu.
Şu köseden dönünce karşına cıkacak olan camiiden Sağ tarafına hafiften dön.
Şarrrappp
Van gölü canafarı burda güneşleniyormuş:Pp
Kardeşi katil olan adam.
Bazen her şeye deydiğini bilmenizi isterim
Arjantin'i seviyorum,tangoyu asla.
Ben yalnızım, kaderim bu benim,
Dünüm yok, bugünüm yok, yarınım olmayacak.
Ben yalnızım, derdim çok benim,
Alıp başımı gitsem ne fayda yalnızlık her yerde.
Ben yalnızım, geceler bile yanımda değil,
Uykularda bile kimse yok yanımda.
Ben yalnızım, sabahlarımı sorma gitsin,
Sabahın güneşi bile yok penceremde.
Ben yalnızlım, sevgi olsa ne değişir,
Yanımda kimse olmadıkça sevmek neye yarar.
Ben yalnızım, bir yağmur damlası bile yok yanaklarımı ıslatan,
Yanaklarımı ıslatmadıktan sonra yağmur neye yarar.
Hani bir rüzgar eser ya saçları dalgalandıran,
Benim saçlarım bile yalnız, rüzgarı olmayan,
Hani insan yaşamak için nefes alır ya boğazdan,
Benim boğazım bile yalnız, nefesi olmayan...
beni de orada severler biraz
gastritim olsa azmaz, o kadarlar
bu omzumu çok silktim akşamdan
beni orada hatırlarlar biraz
sen olsan sarsılırdın ben de sarsıldım
beni orada bir karanlıklarla bırakırlar
yaprakların ordan kara boyalarla bir yağmur
beni tentelere alıştırırlar sevinçli,
kuru üzümlere ve beklemeklere.
bir g3 piyade tüfek kadar soğukum biraz
soğuk çok severim bilirsin, belki tek onu.
konuşmak çok üzdükçe ağzımda uyuyan oku.
26. kattan bir çarşafın katıl katıl katladığı
bulaşıksı kısık o tırmık rüzgârla
dudağımı kestiğimi unutturur bıyık
bot boyamdan silinirken bu buz.
en önde gidenin takılmaya fırsatı yoktur
böğürtülere sanılır belki, piçotlarına.
sonra yine o yağmurdan başlar bir tane
o kanser filmler süzülür yarıklardan
yağmur derim, yağmur, yağmur,
yağmuru komuturum arka odamdan.
o konutları komut komut komuturum
oysa komutan da kötü
oturumu üstlenmek de.
kalan sadece stratejisizlik biraz
biraz atresimleri ve buruşukluk
ağaçlara sığamamak biraz.
bir şeyi biraz çok sevmek ve gömmek
ellerini toprağa batırarak.
(...)
dinleme, bak, bakır bakır bak,
On Dakika Ara'dan elimde bir bıçak,
sırtımda bıçaklarla döndüm.
makinist öldü, gençtim sahneye)
Seyislere sonunu getiren bir at
Kapalı kamyonda sırtı dönük
Otoban sesiyle büyüdü zız zız
Dişinde yeni çiçek, iyiniyet bir at bu
Ama biraz katil, ben biliyorum
Koşarsa biri yeniden adlandırılır
Koşar o, atın biri değil çünkü.
Yeni bir çiklet gibi sever denizi
Çiğnedikçe yalnızlığını hatırlar, o suyu.
Gök olup gürleyesinin gelmediği anlarda
Bir katotoparkın akşamüstü kimsizliği olur.
Deniz der tüyleri kabararak, çok büyük,
Çok, beni boğup burnumdan getirirken suyunu.
Budur böyle At, dirilir, ki kim bilmez ki
Böyle Atlar yorgun bir durumdur
İyice eskir ki çatlasın karnı
Bilir ki o karın bir gün yarılır
Bir son yokuşa acıkır Böyle At
Çıka çıka açık kalır karnı
Kurtçuklar çıkar, ki çok küçüktür onlar
Bu yüzden çukludurlar, ok çocuklu.
(...)
Yeter ki der ki o, terli terli der ki,
Bağlantısız şeyleri kendimle hatırlarım,
Kendimi yalıtmalıyım yayım
Dayanıklı malıyım kanımın
Dur dur ak dur dur ak arım
Kendinden kurutul bir güneş ölüsünde
Saçsızlaş da çarp kendini duvara
Çarp bir atlet çenesini kendin yaparak.
Der, der o, der ki sonunda,
Geminden boşalır her gemim.
Gömdüğüm her bulut gibi öyle,
Bahsetmemek isterdim
Gösterenlerin gösteremeyeceği bir şey olarak.
Bir şey bir şey bir şeyler olarak
Sondaj biter sonra hatasıyla.
Seyis ölür At dirilir
Bir kap idrar içer
Atılır arar kamyonunu.
Bir Yılmaz Erdoğan eseridir.
Kıslar için sülenir.
-Ceylanım benim- gibi