Dünya nasıl bir yere doğru gidiyor? Bizi nasıl bir gelecek bekliyor? Yapay zeka alanındaki gelişmeler hızlı ve ilginç. Kelimelerin insanlar üzerindeki gücü, insanlar bu gücü fark edip doğru kullanabilseler de kullanamasalar da bir gerçek. Şimdilerde kelimelerin yapay zeka üzerindeki gücüne ve yapay zekanın dünya üzerindeki etkilerine tanıklık ediyoruz. Yaşanan teknolojik gelişmelerle gerçekle hayalin birbirinden ayırt edilmesinde zorlanılacağından bahsediliyordu. Sanırım o günlere, öyle bir geleceğe doğru gidiyoruz. "Sora" isimli bu yapay zeka teknolojisi, metaverse ve daha da sonrasında belki beyin çipleri ile birbirine entegre edildiğinde ilerde, insanların kendilerini düşündükleri, hayal ettikleri bir ortamın, evrenin içinde bulmaları,hissetmeleri mümkün olabilecek diye düşünüyorum. Bu teknolojiler faydalı yönde kullanılabilir ya da kötü niyetli insanların elinde önlemlere rağmen kötü yönde ya da iyi niyetle yola çıktıklarını söyleyen iyi niyetli gözüken insanların elinde kötü yönde. Özellikle beyin çiplerinin insanlığın daha fazla köleleştirilmesinde, kontrol edilmesinde yeni bir araç olarak kullanılacağını düşünüyorum. Madalyonun her zaman iki yüzü vardır. Günümüzde internetin ve telefonların nasıl bağımlılık yaptığı düşünüldüğünde, insanları, istediklerini, hayal ettiklerini anında buldukları, gördükleri ya da yaşadıkları, madalyonun cazip gösterilen yüzünde gösterilen, bir evrenden gerçek dünyaya geri getirmenin kolay olmayacağı söylenebilir. Sanırım o zamanlar dünya değiştirdi ifadesi sadece tek manasıyla kullanılmayacak. Herkes hayal ettiği evrende, yerde yaşarken, vakit geçirirken gerçek dünyada gerçek hayatı yaşayanlar kimler olacak? İnsanlar tatlı uykularından uyanıp dünyaya döndüklerinde dünya nasıl bir yere dönüşmüş olacak? Gidip de dönebilecekler mi ya da dönmek isteyecekler mi, dönüp de dünyayı ya da kendilerini aynı şekilde bulabilecekler mi?. Dünyayı yaşanması zor bir yer haline getirenler, insanları köleleştirmek isteyenler ile teknolojiyi, yapay dünyaları bir kurtarıcı ya da şeker gibi sunanlar aynı kişiler ya da aynı amaca, niyete hizmet edenlerin birbirinden farklı gözüken yüzleri olabilir mi? Sora sora Bağdat bulunurmuş, belki bu soruların da cevapları bulunur sora sora. :) Gördüğüm kadarıyla dünyayı herkesin barış ve huzur içinde yaşayacağı bir yer haline getirmeye çalışmaktansa, dünyayı yaşanılmayacak bir yer haline getirmeye çalışarak yeni yapay dünyalar oluşturup mutluluk vaadinde bulunuyorlar. Teknolojik gelişmelerin yaşanması heyecan verici ve önemli, ben teknoloji geliştirilmesin demiyorum ancak benim karşı çıktığım teknolojinin kötü yönde kullanılmasına, kullanılmak istenmesine. Karşı çıktığım, teknolojinin, özgür insanların yaşadığı, huzur ve barış dolu bir dünyanın içinde refaha katkı sunacak şekilde kullanılabilecekken, konumlandırılabilecekken, mahvedilmiş dünyanın bir alternatifi olarak sunulmasına. Eğer gelişim sadece zeka ve bilginin artışı yönünde olursa buna vicdan, merhamet, adil olma gibi insani duygular eşlik etmezse yani ruhsal gelişim eksik, geride kalırsa o zeka ve bilgi kötüye kullanılır. Ve burası hepimizin bildiği gibi dünya ve herkesin zekası, ruhsal gelişimi farklı düzeylerde ki esasında kastettiğim bireylerden çok bireylerin birleşerek oluşturduğu gücün ya da en güçlülerin gücünün hangi yönde kullanıldığı. Dünyada iyiliğin ve kötülüğün savaşı devam ediyor. Aslında ve sonuçta hep iyiler kazanır. :)
Müzisyen gitarı eline alır ve çalar diye bilirdik. Ancak birden fazla müzisyen tek bir gitarı aynı anda çalabiliyorlarmış. Güzel de çalmışlar. Ellerine sağlık. :)
Gipsy Kings'in hoş duygusal bir parçası. Şarkıda "no volveré" geri dönmeyeceğim diyor ancak ben demiyorum. Çünkü: Amor mio, ben senden hiç gitmedim ki geri döneyim. :)
Bu videoda da, çok zeki insanların karşılaştığı, yaşadığı 9 problemden bahsedilmiş.
Videoyu anlamak için çabuk Fransızca öğrenin bakiyim. :)) Ben öğrenmeye devam ediyorum. Alt yazıları açmak da pratik bir seçenek ama zor olanı seçmek ve mücadele etmek insanı geliştirir, güçlendirir. :) Zor olanı başarmanın verdiği keyif de ayrıdır. :)
Gerçi oyunun sonunda şah da piyon da aynı kutuya girer ama şah olmak piyon olmaktan iyidir. Şah olmaktan daha iyisi ise şahı ve piyonu yönlendiren zeka olmaktır. Ancak zekamızı her zaman iyi ve hayırlı işler için kullanmalıyız. :)
İlginç bir hayat hikayesi dinledim, William James Sidis'in hayat hikayesini.
Hayatta çok başarılı ve çok mutlu olmak için sadece çok zeki olmak yeterli olmuyor. Tabi burada başarıdan ne anlaşıldığı da önemli. Kim başarılı olmaktan tam olarak neyi anlıyor.? Ya da herkesi mutlu eden şeyler birbirinden farklı olabilir. Yeterli olmuyor şeklindeki bir ifade de mutlu ve başarılı olmak için çok şeyin gerektiğini düşündürebilir ancak başarılı ya da mutlu olmanın kişi için tanımı ile bu konuda kişinin kendisinden, hayattan beklentileri neyin ne kadar gerektiğini belirler bence. Zeki olmak fark yaratır, önemli ve güzel bir özelliktir, üstünlük sağlayabilir ama tabi bu diğerlerini hor görme ya da onlara saygısızlık yapma hakkını vermez insana. Zekanı, yeteneklerini mutlu olacağını düşündüğün yönde kullanarak, potansiyelini ortaya koyabilmek, kendini gerçekleştirebilmek önemli. Ve en sonunda başkalarının seni başarılı ya da mutlu görmesi değil senin içsel olarak kendini böyle görmen ve hissetmen önemli. Sadece bilmek değil, hissetmek, içsel olarak tatmin ve kabulden gelen o duyguyu, duyguları hissetmek önemli. Onun, bunun, şunun başkalarının sende ne gördüğü ve görmek istediğinden çok senin kendinde ne gördüğün ve ne görmek istediğin önemli. Bu yapıcı eleştirilere kapalı olmak anlamını taşımaz ama sizinle ilgili her görüş bildiren de iyi niyetli olmayabilir ya da yeterince doğru tespitler yapamayabilir. Her zaman kendimizin olumlu ve olumsuz yanlarının farkında olmalıyız yani kendimizi bilmeliyiz ki dış uyaranlardan bize ulaşan etkileri doğru değerlendirip doğru tepkiler verebilelim. Ve her duyduğumuzu, okuduğumuzu vs. kendi akıl, mantık süzgecimizden geçirmeliyiz. İşte videoyu izleyince bunlar geçti aklımdan.:)
Dünya nasıl bir yere doğru gidiyor? Bizi nasıl bir gelecek bekliyor?
Yapay zeka alanındaki gelişmeler hızlı ve ilginç. Kelimelerin insanlar
üzerindeki gücü, insanlar bu gücü fark edip doğru kullanabilseler de
kullanamasalar da bir gerçek. Şimdilerde kelimelerin yapay zeka
üzerindeki gücüne ve yapay zekanın dünya üzerindeki etkilerine
tanıklık ediyoruz. Yaşanan teknolojik gelişmelerle gerçekle hayalin
birbirinden ayırt edilmesinde zorlanılacağından bahsediliyordu.
Sanırım o günlere, öyle bir geleceğe doğru gidiyoruz.
"Sora" isimli bu yapay zeka teknolojisi, metaverse ve daha da sonrasında
belki beyin çipleri ile birbirine entegre edildiğinde ilerde,
insanların kendilerini düşündükleri, hayal ettikleri bir ortamın,
evrenin içinde bulmaları,hissetmeleri mümkün olabilecek diye düşünüyorum.
Bu teknolojiler faydalı yönde kullanılabilir ya da kötü niyetli insanların elinde
önlemlere rağmen kötü yönde ya da iyi niyetle yola çıktıklarını söyleyen
iyi niyetli gözüken insanların elinde kötü yönde. Özellikle beyin çiplerinin
insanlığın daha fazla köleleştirilmesinde, kontrol edilmesinde yeni bir araç
olarak kullanılacağını düşünüyorum. Madalyonun her zaman iki yüzü vardır.
Günümüzde internetin ve telefonların nasıl bağımlılık yaptığı düşünüldüğünde,
insanları, istediklerini, hayal ettiklerini anında buldukları, gördükleri ya da yaşadıkları,
madalyonun cazip gösterilen yüzünde gösterilen, bir evrenden gerçek dünyaya
geri getirmenin kolay olmayacağı söylenebilir. Sanırım o zamanlar dünya değiştirdi ifadesi
sadece tek manasıyla kullanılmayacak. Herkes hayal ettiği evrende, yerde yaşarken,
vakit geçirirken gerçek dünyada gerçek hayatı yaşayanlar kimler olacak?
İnsanlar tatlı uykularından uyanıp dünyaya döndüklerinde
dünya nasıl bir yere dönüşmüş olacak? Gidip de dönebilecekler mi ya da
dönmek isteyecekler mi, dönüp de dünyayı ya da kendilerini aynı şekilde
bulabilecekler mi?. Dünyayı yaşanması zor bir yer haline getirenler,
insanları köleleştirmek isteyenler ile teknolojiyi, yapay dünyaları
bir kurtarıcı ya da şeker gibi sunanlar aynı kişiler ya da aynı amaca,
niyete hizmet edenlerin birbirinden farklı gözüken yüzleri olabilir mi?
Sora sora Bağdat bulunurmuş, belki bu soruların da cevapları bulunur sora sora. :)
Gördüğüm kadarıyla dünyayı herkesin barış ve huzur içinde yaşayacağı
bir yer haline getirmeye çalışmaktansa, dünyayı yaşanılmayacak bir yer
haline getirmeye çalışarak yeni yapay dünyalar oluşturup
mutluluk vaadinde bulunuyorlar. Teknolojik gelişmelerin yaşanması
heyecan verici ve önemli, ben teknoloji geliştirilmesin demiyorum
ancak benim karşı çıktığım teknolojinin kötü yönde kullanılmasına,
kullanılmak istenmesine. Karşı çıktığım, teknolojinin, özgür insanların yaşadığı,
huzur ve barış dolu bir dünyanın içinde refaha katkı sunacak şekilde kullanılabilecekken,
konumlandırılabilecekken, mahvedilmiş dünyanın bir alternatifi olarak sunulmasına.
Eğer gelişim sadece zeka ve bilginin artışı yönünde olursa buna vicdan,
merhamet, adil olma gibi insani duygular eşlik etmezse yani ruhsal gelişim eksik,
geride kalırsa o zeka ve bilgi kötüye kullanılır. Ve burası hepimizin bildiği gibi
dünya ve herkesin zekası, ruhsal gelişimi farklı düzeylerde ki esasında kastettiğim
bireylerden çok bireylerin birleşerek oluşturduğu gücün ya da en güçlülerin gücünün
hangi yönde kullanıldığı. Dünyada iyiliğin ve kötülüğün savaşı devam ediyor.
Aslında ve sonuçta hep iyiler kazanır. :)
Müzisyen gitarı eline alır ve çalar diye bilirdik.
Ancak birden fazla müzisyen tek bir gitarı aynı anda
çalabiliyorlarmış. Güzel de çalmışlar. Ellerine sağlık. :)
Udu çok güzel çalıyor. Dinlemeyi sevdim. :)
Bu şarkı da hoşuma gitti. Hoş bir melodisi var. :)
İki parça da çok hoş. Dinlemesi keyifli. :)
Canım sevgilim, sevgililer günün kutlu olsun.
Seni çok seviyorum.
Allah mutluluğumuzu daim etsin. :)
Gipsy Kings'in hoş duygusal bir parçası.
Şarkıda "no volveré" geri dönmeyeceğim diyor
ancak ben demiyorum. Çünkü:
Amor mio, ben senden hiç gitmedim ki geri döneyim. :)
Gipsy Kings'i dinlemeyi de seviyorum. :)
Bu videoda da, çok zeki insanların karşılaştığı,
yaşadığı 9 problemden bahsedilmiş.
Videoyu anlamak için çabuk Fransızca öğrenin bakiyim. :))
Ben öğrenmeye devam ediyorum.
Alt yazıları açmak da pratik bir seçenek ama zor olanı seçmek
ve mücadele etmek insanı geliştirir, güçlendirir. :)
Zor olanı başarmanın verdiği keyif de ayrıdır. :)
Gerçi oyunun sonunda şah da piyon da aynı kutuya girer
ama şah olmak piyon olmaktan iyidir. Şah olmaktan daha iyisi ise
şahı ve piyonu yönlendiren zeka olmaktır. Ancak zekamızı her zaman
iyi ve hayırlı işler için kullanmalıyız. :)
İlginç bir hayat hikayesi dinledim,
William James Sidis'in hayat hikayesini.
Hayatta çok başarılı ve çok mutlu olmak için
sadece çok zeki olmak yeterli olmuyor. Tabi burada
başarıdan ne anlaşıldığı da önemli. Kim başarılı olmaktan
tam olarak neyi anlıyor.? Ya da herkesi mutlu eden şeyler
birbirinden farklı olabilir. Yeterli olmuyor şeklindeki bir ifade de
mutlu ve başarılı olmak için çok şeyin gerektiğini düşündürebilir
ancak başarılı ya da mutlu olmanın kişi için tanımı ile bu konuda
kişinin kendisinden, hayattan beklentileri neyin ne kadar gerektiğini
belirler bence. Zeki olmak fark yaratır, önemli ve güzel bir özelliktir,
üstünlük sağlayabilir ama tabi bu diğerlerini hor görme ya da onlara
saygısızlık yapma hakkını vermez insana. Zekanı, yeteneklerini
mutlu olacağını düşündüğün yönde kullanarak, potansiyelini
ortaya koyabilmek, kendini gerçekleştirebilmek önemli. Ve en sonunda
başkalarının seni başarılı ya da mutlu görmesi değil senin içsel olarak
kendini böyle görmen ve hissetmen önemli. Sadece bilmek değil,
hissetmek, içsel olarak tatmin ve kabulden gelen o duyguyu,
duyguları hissetmek önemli. Onun, bunun, şunun başkalarının
sende ne gördüğü ve görmek istediğinden çok senin kendinde ne gördüğün
ve ne görmek istediğin önemli. Bu yapıcı eleştirilere kapalı olmak
anlamını taşımaz ama sizinle ilgili her görüş bildiren de iyi niyetli olmayabilir
ya da yeterince doğru tespitler yapamayabilir. Her zaman kendimizin olumlu
ve olumsuz yanlarının farkında olmalıyız yani kendimizi bilmeliyiz ki
dış uyaranlardan bize ulaşan etkileri doğru değerlendirip doğru tepkiler
verebilelim. Ve her duyduğumuzu, okuduğumuzu vs. kendi akıl, mantık
süzgecimizden geçirmeliyiz. İşte videoyu izleyince bunlar geçti aklımdan.:)