erişilmez bir noktada olduğu onun yanlışını bulabilecek veya onun doğrusunun fevkine çıkabilecek.. başka bir insan söz konusu olmadığı düşünülüyor olunacak ki bazı zatları eleştirmek yasak kapsamına alınıyor! insan zihninin ve düşüncesinin mahkum edildiği bu esaret, akla ve aklın haysiyetine yakışmayacak olan bu gericilik, bir bağnazlık değil midir? bu bağnaz yaklaşım, bir insanın putlaştırılması değil midir? putperestlik.. bir din değil midir?
Eleştiri başlı başına bir sanattır, üstelik zor bir sanat. Bu sanatı icra edecek olanlar için kısaca maddeler halinde kimi genel geçer tesbitler yapalım:
1. Ehliyet: Ciddi eleştiri ehliyetli eleştirmenin elinden çıkar. Öncelikle bu işe ehil olunup olunmadığı sorusu sorulmalı. Ehil olmayanın yapacağı bir şey yok mu? Var elbet: Tanıtmak. Eleştiri başka. Taine, “Eleştirmek hüküm vermektir” der. Ele aldığı konuya hakim olanlar verir hükmü. Eleştirmek ehliyetin belgesi değildir. Ehilseniz eleştirmek sizin için bir sorumluluk olur.
2. Araştırma: ‘Tesessüs’ de diyebilirsiniz. Üstünkörü okunan birkaç eser eleştirmek için yeterli olmayabilir. Bir arkeolog gibi kazmayı çok dikkatli vurmak, bulguların gerçek değerini iyi tesbit etmek, değerli olanı olmayandan ayırabilecek bir yeteneğe sahip olmak gerekir. Eleştirmen, muhatabının ulaşa bildiği her ürünü gözden geçirmek zorundadır. Kolay bir iş değildir bu, azim ve sebat ister. Değilse uğruna bu kadarcık zahmeti göze alamadığımız birini ‘eleştirme hakkı’nı kullanmayacağız demektir.
3. Uyanık Bir Şuur: Söz büyü, sanatkar ise büyücü. Aleti kelimeler. Tüm mahareti dilinde, dolayısıyla kaleminde. Muhatabı kendine hayran etmek için sahnede kelimelerini kullanarak numaralar yapan bir illüzyoncu. O çok parlak kelimelerin, çarpıcı ifadelerin büyüsüne bir kez kaptırırsanız kendinizi, işte yuttunuz namarayı. Sadece bir hayransınız artık, kelimelerin büyüsünü kapılıp ardından sürüklenen bir hayran; kelimelerin yani “yalanların.” Ele aldığınız kişi çarpıcı bir üslup sahibiyse çok daha tetikte ve uyanık olmak zorundasınız. İfadelerin parlaklığı gözünüzü kamaştırabilir, asıl görmeniz gerekeni göremeyebilirsiniz. Hayranlık bir teslim bayrağı. Ondan sonra yazdığınız bir methiye değil bir eleştiri olduğuna gelin de inandırın beni.
Eleştirmenin “tükürmek” demeye gelmediğini bilen “yukarı bıyık, aşağı sakal” biçiminde düşünemez. Bu mantıkla eleştiriden kaçanlar, tükürmeye niyetlenmiş olduklarını ima etmiş olurlar. Öylesine bir eleştiriden hazer etmek kişinin centilmenliğine delil değildir.
Yukarıda, ‘eleştirmenin bir hakediş olduğunu söyledik, hak etmek için de ter dökmek gerektiğini belirttik. Bunun gibi eleştirilmek de bir hakediştir.Hiçbir şey yapmayanların eleştirilmeye ne hakları var.
Bence eleştirmek bir insanı rencide etmemeli, onurunu ve gururunu kırmamlı.... Karşımızdakini küçük düşürmek içindeğil de yaptığı şeylerin daha iyi ve daha güzel olması amacıyla söylenmelidir. olumsuzda olsa kırıcı olmamalı... Ve eleştiri karşımızdakine doğru olanı göstermelidir...
elştirmek hakkı düşünceyi açıklama özgürlüğüne dayanmaktadır,kaynağı anayasa 26.md.dir.ve bu konuda bilinmesi gereken en önemli şey; bir fiil eleştiri sınırları içinde kalıyorsa,suç teşkil etmez! yani gönül rahatlığıyla birilerini,birşeyleri vs...eleştirebilirsiniz ;))
bizler eleştiri adı altında aç sırtlanlar gibi aslanların bıraktığı leşlere ya da Meriç'in dediği gibi ''kızıl şal görmüş İspanyol boğası gibi, her düşünceye ve düşünene... '' saldırıyoruz...
(-i durum ekiyle kullanılan fiil) Bir düşüncenin, bir eserin, bir yargının doğruluk veya yanlışlığını ortaya çıkarmak ve gerçek değerini belirtmek için onu incelemek, tenkit etmek.
olgun bir insanı dost edinmedin yegane yolu...
erişilmez bir noktada olduğu
onun yanlışını bulabilecek veya onun doğrusunun fevkine çıkabilecek..
başka bir insan söz konusu olmadığı
düşünülüyor olunacak ki
bazı zatları eleştirmek yasak kapsamına alınıyor!
insan zihninin ve düşüncesinin mahkum edildiği bu esaret,
akla ve aklın haysiyetine yakışmayacak olan bu gericilik,
bir bağnazlık değil midir?
bu bağnaz yaklaşım,
bir insanın putlaştırılması değil midir?
putperestlik.. bir din değil midir?
Eleştiri başlı başına bir sanattır, üstelik zor bir sanat. Bu sanatı icra edecek olanlar için kısaca maddeler halinde kimi genel geçer tesbitler yapalım:
1. Ehliyet: Ciddi eleştiri ehliyetli eleştirmenin elinden çıkar. Öncelikle bu işe ehil olunup olunmadığı sorusu sorulmalı. Ehil olmayanın yapacağı bir şey yok mu? Var elbet: Tanıtmak. Eleştiri başka. Taine, “Eleştirmek hüküm vermektir” der. Ele aldığı konuya hakim olanlar verir hükmü. Eleştirmek ehliyetin belgesi değildir. Ehilseniz eleştirmek sizin için bir sorumluluk olur.
2. Araştırma: ‘Tesessüs’ de diyebilirsiniz. Üstünkörü okunan birkaç eser eleştirmek için yeterli olmayabilir. Bir arkeolog gibi kazmayı çok dikkatli vurmak, bulguların gerçek değerini iyi tesbit etmek, değerli olanı olmayandan ayırabilecek bir yeteneğe sahip olmak gerekir. Eleştirmen, muhatabının ulaşa bildiği her ürünü gözden geçirmek zorundadır. Kolay bir iş değildir bu, azim ve sebat ister. Değilse uğruna bu kadarcık zahmeti göze alamadığımız birini ‘eleştirme hakkı’nı kullanmayacağız demektir.
3. Uyanık Bir Şuur: Söz büyü, sanatkar ise büyücü. Aleti kelimeler. Tüm mahareti dilinde, dolayısıyla kaleminde. Muhatabı kendine hayran etmek için sahnede kelimelerini kullanarak numaralar yapan bir illüzyoncu. O çok parlak kelimelerin, çarpıcı ifadelerin büyüsüne bir kez kaptırırsanız kendinizi, işte yuttunuz namarayı. Sadece bir hayransınız artık, kelimelerin büyüsünü kapılıp ardından sürüklenen bir hayran; kelimelerin yani “yalanların.” Ele aldığınız kişi çarpıcı bir üslup sahibiyse çok daha tetikte ve uyanık olmak zorundasınız. İfadelerin parlaklığı gözünüzü kamaştırabilir, asıl görmeniz gerekeni göremeyebilirsiniz. Hayranlık bir teslim bayrağı. Ondan sonra yazdığınız bir methiye değil bir eleştiri olduğuna gelin de inandırın beni.
Eleştirmenin “tükürmek” demeye gelmediğini bilen “yukarı bıyık, aşağı sakal” biçiminde düşünemez. Bu mantıkla eleştiriden kaçanlar, tükürmeye niyetlenmiş olduklarını ima etmiş olurlar. Öylesine bir eleştiriden hazer etmek kişinin centilmenliğine delil değildir.
Yukarıda, ‘eleştirmenin bir hakediş olduğunu söyledik, hak etmek için de ter dökmek gerektiğini belirttik. Bunun gibi eleştirilmek de bir hakediştir.Hiçbir şey yapmayanların eleştirilmeye ne hakları var.
başkalarının fikirleri üstünden fikir üretmek.
tüketim çılgınlığı...
üretmek yerine üretilenlerden beslenmek. tüketicilik.
yapabilmek becerisini ifşa edememekten gocunmak.
Ne çok severim.Yeter ki düşsün biri elime. :)
Ben her zaman eleştiriye açığım diyenler...kesinlikle yalan söylüyorlar.
herşeye karşı.
en çok da kendime..
Elestiriye acik olmak gerek
ama elestiren yada hususi kirici; igneleyici olmak icin
kafa yoran (daha dogrusu yoramayan kisiler)
ACABA kendileri hakkindada özelestiri yapabilecek
cesareti kendilerinde bulabiliyorlarmi? ? ? ?
tabii buarada buda bir elestiri bicimidir
iste elestiri böyle bisey olmali
düsündürmeli,''' belki beyni biraz oyalamaliki
sonuc cikabilsin
öbür türlü sacma ve yersiz
elestiriden daha cok kompleks ve baska boyutlar kazaniyor
ozamanda
ne elestiren bir arpa boyu yol katedebilir
nede elestiriyi duyan gören bundan enufak
KENDI PAYINA
bir kazanim saglayabilir
cünkü,, egerki elestiriler yapici, gerekli, ve mutlaka lazimsa
yani muhakkak yapilmasi öngörüyse
GEREKLIDIR;
yok degilde laf olsun torba dolsun mantigi tasiyorsada
sadece gerekli olgun kafa yapisina sahip olanlari güldürüp
az biraz belki
yaaaa hayret dedirttirir
ve lazim gerekli oldugu icinde karsi tarafa verilen cevaplarin
yutmasindan
öteye gecmez,..
yapıcısı yıkıcısı olmaz. sınıflandırmak sadece makyaj yapmak gibi bir şey.
Bence eleştirmek bir insanı rencide etmemeli, onurunu ve gururunu kırmamlı.... Karşımızdakini küçük düşürmek içindeğil de yaptığı şeylerin daha iyi ve daha güzel olması amacıyla söylenmelidir. olumsuzda olsa kırıcı olmamalı... Ve eleştiri karşımızdakine doğru olanı göstermelidir...
Tenkit demektir. Ama uzunca bir süredir (yaklaşık 20 yıldır) tenkit kelimesi 'olumsuz eleştiri' anlamında kullanılan bir nüans oldu..
Eleştirmek, bir düşünceyi, bir olayı kafanın içindeki eleklerden süzgeçlerden geçirip yorumlamaktır.
Örn. Cümle:
Megalomanlar olumsuz eleştirilere asla tahammül gösteremezler.
film eleştirmenliği...
10 dakikalığına girmiş olduğum tramva...
elştirmek hakkı düşünceyi açıklama özgürlüğüne dayanmaktadır,kaynağı anayasa 26.md.dir.ve bu konuda bilinmesi gereken en önemli şey; bir fiil eleştiri sınırları içinde kalıyorsa,suç teşkil etmez! yani gönül rahatlığıyla birilerini,birşeyleri vs...eleştirebilirsiniz ;))
Katil olma sebebi..
Tenkit etmek..kılı kırk yarmak...ince eleyip sık dokumak...sinir etmek..çıldırtmak..üzmek...bir başak burcunun en çok yaptığı güzeell olay...
bizler eleştiri adı altında aç sırtlanlar gibi aslanların bıraktığı leşlere ya da Meriç'in dediği gibi ''kızıl şal görmüş İspanyol boğası gibi, her düşünceye ve düşünene... '' saldırıyoruz...
(-i durum ekiyle kullanılan fiil)
Bir düşüncenin, bir eserin, bir yargının doğruluk veya yanlışlığını ortaya çıkarmak ve gerçek değerini belirtmek için onu incelemek, tenkit etmek.