ne çağlarmış! .. aşk ve söz, bir birini kuşatan ve besleyenderin sularmış.Edgar Morin'in söylediği gibi,'aşk, yaşam şiirinin bir parçası','şiir, yaşam aşkının bir parçası'ymış... söze itimat sonsuzmuş ve aşka... cömertçe sever ve sevdiğini söylemekten, yazmaktan geri durmazmış insanlar. Aşk söz kadar temiz, duru ve yalın; söz,aşk kadar derin, dokunaklı ve sınırsızmış... Eyvah ki aşkınsır'ının döküldüğü bir çağa kalmışız. sözün aşkla rabıtasının büsbütün koptuğu zamanlara.. sözün taneleri dağılmış ve aşkın yüce sarayı tarumar olmuş. Görkemli aşk sarayının yerine çarpık, biçimsiz, dayanıksız gece kondular kurulmuş. Bir fırtınada yerle bir oluveren gece kondular. Yazık ki zamanımızın en derin ve tutkulu aşkları,'seni çok seviyorum'dan daha ince ve daha etkili sevda sözleri bulamıyor.'gecekondular' aşk sözleri ve aşk mektupları ürete bilir mi.
çok şarkılar söledim.. çok hakaretler ettim... ama anladımki aşkı; güzel yada çirkin... iyi yada kötü.. mutlu yada mutsuz... var yada yok.. yapan kendisi değil.. aşkı yaşayanlarmışş...
bişey biliozda sölüyoz demi ;) kulak ardı etmeyin bunları hepsinde bir yaşanmışlık var ;)))
bence aşk onun sana baktığnı bile bile yada senin ondan hoşlandığını bile bile yada onu hergün görüp hiçbirşey diyememek yada çaresizlik ama herşeye rağmen aşk en güzeldir
Aşka dair herşeye dair demek bana göre. birisi aşka aşıktır diğeri paraya diğeri güzele ve güzelliklere diğeri şöhrete bir diğeri hayata. Bunun klasik normları yoktur. Bence aşka dair hayata dair demektir........
Uzun zaman önce, dünya yaratılmadan, insanlar dünyaya ayak basmadan önce,iyi huylar ve kötü huylar ne yapacaklarını bilemez vaziyette dolanıyorlarmış.
Bir gün, toplanmışlar ve her zamankinden daha fazla canları sıkkın oturuyorlarken;
Saflık ortaya bir fikir atmış;
- 'Neden saklambaç oynamıyoruz? '
...Ve hepsi bu fikri beğenmiş, hemen çılgın Çılgınlık, bağırmış:
- 'Ben ebe olmak ve saymak istiyorum, Ben ebe olmak istiyorum! '
...Ve başka hiç kimse Çılgınlığı arayacak kadar çıldırmadığı için, Çılgınlık bir ağaca yaslanmış ve saymaya başlamış, 1, 2, 3.....Ve Çılgınlık saydıkça, iyi huylarla kötü huylar saklanacak yer aramışlar;
Şefkat Ay'ın boynuzuna asılmış;
İhanet çöp yığının içine girmiş;
Sevgi bulutların arasına kıvrılmış;
Yalan bir taşın altına saklanacağını söylemiş,
Ama yalan söylemiş çünkü gölün dibine saklanmış;
Tutku dünyanın merkezine gitmiş;
Para hırsı bir çuvalın içine girerken çuvalı yırtmış.
...Ve Çılgynlık saymaya devam etmi? , 79, 80, 81, 82.....
Aşkın dışında, bütün iyi huylar ve kötü huylar o ana kadar zaten saklanmış, Aşk, kararsız olduğu gibi, nereye saklanacağını da bilmiyormuş..
Bu bizi şaşırtmamalı çünkü hepimiz Aşkı saklamanın ne kadar zor olduğunu biliriz.
...Ve Çılgınlık 95, 96, 97... ye gelmiş ve 100'e vardığı anda, Aşk sıçrayıp güllerin arasına girmiş ve saklanmış.
...Ve Çılgınlık bağırmış 'Önüm, arkam, sağım solum sobe, geliyorum! '
....Ve arkasını döndüğünde, ilk önce Tembelliği görmüş, o ayaktaymış çünkü saklanacak enerjisi yokmuş. Sonra Şefkat 'i ayın boynuzunda görmüş, ve İhaneti çöplerin arasında, Sevgiyi bulutların arasında, Yalanı gölün dibinde, ve Tutkuyu dünyanın merkezinde, hepsini birer birer bulmuş, sadece biri hariç. Ve Çılgınlık umutsuzluğa kapılmış, en son saklı kişiyi bulamamış, derken Haset, Aşk bulunamadığı için haset duyarak, Çılgınlığın kulağına fısıldamış;
- 'Aşkı bulamıyorsun çünkü o güllerin arasında saklanıyor.'
...Ve Çılgınlık çatal şeklinde tahta bir sopa almış, ve güllerin arasına çılgınca saplamış, saplamış, saplamış, ta ki yürek burkan bir haykırma onu durdurana kadar. Ve haykırıştan sonra, Aşk elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çıkmış, parmaklarının arasından sicim gibi kan akıyormuş, gözlerinden. Çılgınlık Aşkı bulmak için heyecandan Aşkın gözlerini çatal sopa ile kör etmiş...
- 'Ne yaptım ben? Ne yaptım ben? ' diye bağırmış.
- 'Seni kör ettim. Nasıl onarabilirim? '
...Ve Aşk cevap vermiş;
- 'Gözlerimi geri veremezsin. Ama benim için bir şey yapmak istersen, benim kılavuzum olabilirsin.'
...Ve o günden beri, Aşkın gözü kördür ve o günden beri Çılgınlık da her zaman onun yanındadır..
Hiçbir şey eksilmedi sana duyduğum aşktan Yanına vardımsa da herkesten sensin yakın Gidişim bir menzile gülüm seni üzmesin Herhalde görmüşsündür kalbimde inmez tacın Geldi mi yıllar evvel bir mektup yok haberim Hissiyatımı ilkin orada paylaşmışım Herşey aynen geçerli hem aşkım hem sözlerim Ne unuttum ne sildim ne de kalbimden attım
ne çağlarmış! .. aşk ve söz, bir birini kuşatan ve besleyenderin sularmış.Edgar Morin'in söylediği gibi,'aşk, yaşam şiirinin bir parçası','şiir, yaşam aşkının bir parçası'ymış... söze itimat sonsuzmuş ve aşka... cömertçe sever ve sevdiğini söylemekten, yazmaktan geri durmazmış insanlar. Aşk söz kadar temiz, duru ve yalın; söz,aşk kadar derin, dokunaklı ve sınırsızmış...
Eyvah ki aşkınsır'ının döküldüğü bir çağa kalmışız. sözün aşkla rabıtasının büsbütün koptuğu zamanlara.. sözün taneleri dağılmış ve aşkın yüce sarayı tarumar olmuş. Görkemli aşk sarayının yerine çarpık, biçimsiz, dayanıksız gece kondular kurulmuş. Bir fırtınada yerle bir oluveren gece kondular.
Yazık ki zamanımızın en derin ve tutkulu aşkları,'seni çok seviyorum'dan daha ince ve daha etkili sevda sözleri bulamıyor.'gecekondular' aşk sözleri ve aşk mektupları ürete bilir mi.
Aşk, aşktan sonrasını düşünmeye başladığımızda biter..!
Bildiğim ne varsa sildim, yeniden yazıyorum :)
çok şarkılar söledim..
çok hakaretler ettim...
ama anladımki aşkı;
güzel yada çirkin...
iyi yada kötü..
mutlu yada mutsuz...
var yada yok..
yapan kendisi değil..
aşkı yaşayanlarmışş...
bişey biliozda sölüyoz demi ;) kulak ardı etmeyin bunları hepsinde bir yaşanmışlık var ;)))
geride bırakılan bir mektuptu aşka dair, içi boş yanlızca kokuları saklanmış...
aşk için yşanması gereken herşey için demek
bence aşk onun sana baktığnı bile bile yada senin ondan hoşlandığını bile bile yada onu hergün görüp hiçbirşey diyememek yada çaresizlik ama herşeye rağmen aşk en güzeldir
KAOS'A;
GÖLGENE DADANMIŞ BİR TUHAF KIŞ KEDİSİ...
HERYERE PEŞİMDEN SENİ SÜRÜKLERİM
DEĞİL BİR ODA ÖTEYE,
YAKTIĞIN MUM IŞIĞININ DÜŞMEDİĞİ YERE BİLE SEVDANI SÜRERİM...
Aşka dair herşeye dair demek bana göre. birisi aşka aşıktır diğeri paraya diğeri güzele ve güzelliklere diğeri şöhrete bir diğeri hayata. Bunun klasik normları yoktur. Bence aşka dair hayata dair demektir........
Aşk Ve Çılgınlığın Hikayesi
Uzun zaman önce, dünya yaratılmadan, insanlar dünyaya ayak basmadan önce,iyi huylar ve kötü huylar ne yapacaklarını bilemez vaziyette dolanıyorlarmış.
Bir gün, toplanmışlar ve her zamankinden daha fazla canları sıkkın oturuyorlarken;
Saflık ortaya bir fikir atmış;
- 'Neden saklambaç oynamıyoruz? '
...Ve hepsi bu fikri beğenmiş, hemen çılgın Çılgınlık, bağırmış:
- 'Ben ebe olmak ve saymak istiyorum, Ben ebe olmak istiyorum! '
...Ve başka hiç kimse Çılgınlığı arayacak kadar çıldırmadığı için, Çılgınlık bir ağaca yaslanmış ve saymaya başlamış, 1, 2, 3.....Ve Çılgınlık saydıkça, iyi huylarla kötü huylar saklanacak yer aramışlar;
Şefkat Ay'ın boynuzuna asılmış;
İhanet çöp yığının içine girmiş;
Sevgi bulutların arasına kıvrılmış;
Yalan bir taşın altına saklanacağını söylemiş,
Ama yalan söylemiş çünkü gölün dibine saklanmış;
Tutku dünyanın merkezine gitmiş;
Para hırsı bir çuvalın içine girerken çuvalı yırtmış.
...Ve Çılgynlık saymaya devam etmi? , 79, 80, 81, 82.....
Aşkın dışında, bütün iyi huylar ve kötü huylar o ana kadar zaten saklanmış, Aşk, kararsız olduğu gibi, nereye saklanacağını da bilmiyormuş..
Bu bizi şaşırtmamalı çünkü hepimiz Aşkı saklamanın ne kadar zor olduğunu biliriz.
...Ve Çılgınlık 95, 96, 97... ye gelmiş ve 100'e vardığı anda, Aşk sıçrayıp güllerin arasına girmiş ve saklanmış.
...Ve Çılgınlık bağırmış 'Önüm, arkam, sağım solum sobe, geliyorum! '
....Ve arkasını döndüğünde, ilk önce Tembelliği görmüş, o ayaktaymış çünkü saklanacak enerjisi yokmuş. Sonra Şefkat 'i ayın boynuzunda görmüş, ve İhaneti çöplerin arasında, Sevgiyi bulutların arasında, Yalanı gölün dibinde, ve Tutkuyu dünyanın merkezinde, hepsini birer birer bulmuş, sadece biri hariç. Ve Çılgınlık umutsuzluğa kapılmış, en son saklı kişiyi bulamamış, derken Haset, Aşk bulunamadığı için haset duyarak, Çılgınlığın kulağına fısıldamış;
- 'Aşkı bulamıyorsun çünkü o güllerin arasında saklanıyor.'
...Ve Çılgınlık çatal şeklinde tahta bir sopa almış, ve güllerin arasına çılgınca saplamış, saplamış, saplamış, ta ki yürek burkan bir haykırma onu durdurana kadar. Ve haykırıştan sonra, Aşk elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çıkmış, parmaklarının arasından sicim gibi kan akıyormuş, gözlerinden. Çılgınlık Aşkı bulmak için heyecandan Aşkın gözlerini çatal sopa ile kör etmiş...
- 'Ne yaptım ben? Ne yaptım ben? ' diye bağırmış.
- 'Seni kör ettim. Nasıl onarabilirim? '
...Ve Aşk cevap vermiş;
- 'Gözlerimi geri veremezsin. Ama benim için bir şey yapmak istersen, benim kılavuzum olabilirsin.'
...Ve o günden beri, Aşkın gözü kördür ve o günden beri Çılgınlık da her zaman onun yanındadır..
æææææææææææææ Æ ææææææææææææææææææ
Hiçbir şey eksilmedi sana duyduğum aşktan
Yanına vardımsa da herkesten sensin yakın
Gidişim bir menzile gülüm seni üzmesin
Herhalde görmüşsündür kalbimde inmez tacın
Geldi mi yıllar evvel bir mektup yok haberim
Hissiyatımı ilkin orada paylaşmışım
Herşey aynen geçerli hem aşkım hem sözlerim
Ne unuttum ne sildim ne de kalbimden attım