Mevlidi meşk ider de Kur’an’a kesmez kulak,
On bir ay bade-i nuş, ramazanda pür-i çüş;
Dilber kaza itmezde, cenabet gezmez çatlak,
Mevt ile tam tesettür, düğünde âbu cümbüş.
Moda öyle çirkin ki her mevsim değişkendir
Küçükler zıbın giyer, büyük için cepkendir
Uzun yolculuklarda dört mevsim giyilip de
Modası hiç geçmeyen tek elbise kefendir
Âşığın nefesi, ney’de Hû olur
İniler de rûha, bâde nûş olur
İlhâm olur, ilhân olur, il olur
Hep birlikte tevhid olur, tur olur
Bir zerre ki, hücre olur, kan olur
Haham, papaz, şeyh, imam, yetkili mi Tanrı'dan;
Ağır cürümü işler etkilenmez yargı'dan,
Eskiden Kadı vardı kıl çekerdi nâfile,
Şimdiki hâkim savcı traş çekiyor kanundan.
Biz ve öteki deme düşman iki dost birdir,
Kastı can'a Azrail'dir ya Mescit ya Manastır,
Ölüm Meleği de ölür bâkî olan Allah'tır.
Dil bilen tek varlık insan mı acep-
Başka lehçe süren yok mu dünyada,
Kıskaç ve zehriyle can yakan akrep,
Bir cümle kursunda anla hanyada.
Yavrusu doğunca tapulu evi-
Gerçek bir dostun varsa cepte ayna gerekmez
İnsan üzülse bile dosta nispet edilmez
Uzun yola çıkarken yüze değil içe bak
Yılanda deri gider, huyu asla değişmez
Dehr içinde rahmet oldu şol yağmur,
Kemanıyla raksa yön verdi rüzgâr,
Toprakta karıldı muhteva çamur,
Adem yaratıldı Havva yadigâr.
Böyle doğdu bu günahkâr tasavvur,
Sanırdım konuşan ben' ağlayan, gülen benim,
Bir güç var görünmez de' dilimde vird'i lisan,
Mal onun' can da onun, odur bedende tenim,
Kıyam da durduran o' o eder yerle yeksan,
İçi boş bir kamışım' adıma denir insan.
Buğday daha taze içi ham iken,
Cahili andırır başı dik durur,
İnsan ilme doyup olgunlaşırken,
Buğday başağını yere kondurur.
Ârifler kısıtlı ilm uzun boylu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!