Göğsüne baş koyup da uyumak bana hayâl,
Sezâ hebâya gitti kavuşmak artık muhâl,
Seven için aşk sonsuz, ya tahammül ya sefer,
Günahkâr bir aşığım cehennem bana mahâl
Bilirim ey taze gül, aşk yakar, ardı da kül,
Namaza indirgemek ezanı zil yapmaktır,
Sembolüdür İslâmın; şiârı, ülküsüdür;
Ateş kulesi menar Mecusi tapınaktır,
Tevhide mülhem tekbir sesin en üstünüdür.
İlâhi seslenişi kim duyarsa takdirkâr
Gönül huşu içinde, mest ediyor hicazkâr
On sekiz bin âlemde bin bir çeşit âvâze
Kulağımız âşına, öğle ezânımız var
Güne akıt nurunu, emek âşâ hürmetkâr
İnsan içinde
insan,
Bahçe içinde
bahçe,
Tarif etmesi çok güç,
Dayanmaz buna lehçe...
Anlamadım ne deyim dağları tepeleri,
Düştüm mihnet yoluna pür dolaşır dururum,
Beni anlar sandığım ırmak ve dereleri,
Gözyaşlarımı boğan seri katil bulurum.
Galaksiler, semalar ümidin şehirleri,
Gönülde durak yok, akıp gidiyor
Bir zalime meyil ettirdi felek
Ne dem tutturuyor, ne bırakıyor
Ağalar mecliste istiyor selek
Ben onun çün deryadan gül toplarım
Bülbül âşığın sazına dem tutunca şahlandım
Sesler âlemlere nispet, bende bülbüle kandım
Ferahfezâ ilâç olur gönlümdeki yaraya
Bülbülle âşık bir olmuş, âvâzlar bana sandım
Varlıklar ilme ayak, mâna zamana ayna,
Gerçekler yarı çıplak, hakikat örtülüdür!
Kemik üstüne kemik, toprağa gir ve kayna,
Mahşerde günah feci, tasnif gürültülüdür.
Doğanda doğuranda mucizeye ihbarlık,
Sığınmışız Yaradan'ın koyuna,
Hilekârı tekrar alır oyuna,
Âbât etmek şanındandır Mevlâ’nın,
Dönüş için fırsat verir kuluna...
Bu derbeder hâlimi örtmez altından libas,
Ne toprağa kızgınım ne âsumâna küskün!
Kuyunu kazan fitne dostsa da etme örtbas;
Çeksin derin zulmeti, kalsın şerefe düşkün.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!