Bir zaman Sivas'ta yaşadık sorun,
Bilmem zoru neydi budala körün,
Yok ol kanlı Sivas varlığın, varın,
Muhlis Akarsu'ya nasıl kıydılar.
Yobazların ağzın açtı havaya,
Dünya güzel yaşaması pek hoştur,
Gelenler sevdalı giden sarhoştur,
Ölüm var dünyada diyorlar boştur,
Nede güzel olur ölüm olmasa.
Gelir geçer dönen hayat çarkıdır,
Haddin bilmez sözün bilmeyen arsız,
Aleviye dil uzatma duyarsız,
Konuşurken önce düşün ayarsız,
Olmaz bizde ne demekmiş mum söndü.
Kendin bilmez kem gözlerde illetiz,
Gelmişi geçmişi düşündüm önce,
Doğrusuda arkan sıra atarlar bence,
Bende bu dünyadan geçip gidince,
Kim bilir arkamdan ne der dostlarım.
Belki iyi derler belkide kötü,
Sağlığımda kör şeytana tapanlar,
Zıkkım geber deyip nispet yapanlar,
Çok bilmişler nankör sazan lapinler,
Ben ölünce gram gram yediler.
Sözün bilmez nankör arsız adiler,
Yapacağını yapar şeytan erinmez,
Beş para etmezle adam yerinmez,
Ne gerek telaşa yarın görünmez,
Yarın ne olacak zaman gösterir.
Haktan gelir çile hali yamana,
Geldi harman, hasat, bolluk, bereket,
Gördün bugünleri haline şükred,
Çalışkan köylümde çoktur marifet,
Güzel olur arpa, buğday zamanı.
Sıcak yaz güneşi vermiyor aman,
Eşim dostum Varsa koşar parama,
Yoksa Eğer merhem olmaz yarama,
Helede bu çağda dürüst arama,
Üç kuruşa takla atan rezil çok.
Varsa paran pulun çoktur yârenler,
Cazibe gözleri aşkla yanıyor,
Göz göze gelince başım dönüyor,
Aşkın ızdırabı kalbe iniyor,
O güzele köle olasım geldi.
Mecnunum Leylayı çölde ararım,
Anlamadım ne çileli burunmuş,
Bacanakta suç yok burun sorunmuş,
Yak dedik ışığı ama erinmiş,
Nerden çıktı tuvaletin kapısı.
Ne zalimmiş tuvaletin kapısı,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!