Kelebeğin dili tırtılın mutluluk dansı
Bedenim bir gün toprağa dönecek
Ki ben senden hiç gitmemişim sevgili
Aşk ayrılık konusunda biraz cahil
Katıksız seveni gördüm yüreği erimiş
Harmanım bir acayip seninle bensiz
Özlemle Hüznün rengine boyandım bugün
Hasretinle karalar bağladım yine sevdiğim
Kendimden geçtim sen diye yandım bugün
Aşk diye kendimi yokluğa vurdum sevdiğim
Bitmez bu yol bilirim kalp kırık aşk deryasında
Tüm satırlarımda hüzün yağar şimdi
şair kalbim hicrana düşmüş sevgili
şu gönlümün sensin en güzel şiiri
yarim ey gönlümün ilham perisi
Gözlerimi yumsam gelsen yanıma
Şimdi dinle
benle sen hem aynı
hem çok farklıyız
ölüm ve hayat gibi
benle sen aynı gökyüzüne
hep farklı pencerelerden baktık
Alınan her nefeste bir umut vardır
Ve benim umudum bir mucizedir artık
Çünkü çok depremler yaşamışım
Ve çok fırtınalar atlatmışım
Benim yaşamamda bir mucizedir artık
Çünkü yılmamışım yürek diretmişim
Bahara takılan akıl
Gönül aşktan nasıl vazgeçsin
Hüzünde ölmesin
Aşk hüzünle güzel
Gönül ver sen aşka takıl
Ne bu diken ne bu sarmaşık ölmez
İçtiğimiz şarap bu değil elde kadeh
Muhbir aşk şiir kendini ele vermiş
Gülümserken görülmüş acı düşler
Yok olmak idi aşk bir rivayete göre
Mülteciyim asi yüreğimle sevdana
biliyorum ki bu cehennemi
ancak sen uslandırabilirsin
yaşam ateşimsin yürekte sevdam
hani zindandım ben bir ateş yuttum
hasretinle alev alev tutuştum
Kim ne derse desin
Biz meçhul yolların firari yolcularıyız
Sevdamız için yürek yakar
Yine de sevdiğimizden kaçarız
Bir kadehte demleniriz dostlarla
Muhabbet içinde bir hoş olur
İstersen şimdi bana mektup yaz gönder
Hücrem tümüyle aşk ve hasret yuvası gibi
Demir parmaklıklar bana yoldaş olur
Gözyaşlarım ziyan olmaz dökülür aşkı sevdaya
Aşkı zindanda öğrendim ben böyle bir sabrı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!