Ölü bir adam gibiyim şimdi
Mezar suskun kefen durgun
Sokaklarda geziyorum usulca
Cesedimi gösteriyorum insanlara
Bir yokluga vursam kendimi
Ölüme benziyor halim
anılarla çarpışınca
suskun ve ağır
sensizliğe yol alınca
ölüye değil ölüme benziyor halim
varlığın sınırında yoklukla
Ölüm ölüm dediler hani nerde
biz şimdi ölüme hasretiz
en beteri yaşarken ölmekmiş meğer
biz şimdi musalla taşına hasretiz
Mahpushaneleri düz ettik
Ben küçük yüreğimle şiir yazdım
sen o güzel eşsiz yüreğinle
beni sevemedin ne diyeyim
gözlerinle görmesen de beni
hesap sormasan da yüreğinle
benim yine de verecek bir hesabım var
Ölümü arar oldum ey can
ya senin gözlerinde
ya hayatın pençesinde
şimdi her yanım pusu
her yanım endişe dolu
ben bilmezdim ölümü böyle
Ölüm ölüm dediğin nedir ki
an gelir ölümü de bulamazsın
yanmak nedir o zaman anlarsın
acıyla yüzleşip hep kanarsın
Hayat pembe düşlerden arınır
Ölümü özledim anne
ecel kapısını çalasım var
ah edip gülleri soldurmadan
bu dünyadan gidesim var
hayat güzeldir bilirim
yaşamak güzeldir
Ölümü uzak tut şafaklarımdan
puslu gecede gel gir koynuma
nefesin kuşatsın hücrelerimi
hayat çiçeğim gel sarıl bana
Dağların ardında bir gül yeşersin
Hayatın ne olduğunu son nefeste anlarız belki
ölmeden yakalarız belki mutlu olma şansını
ölüm kızgın toprağın eriyişine benzer
hayat ise demirin çelik oluşu gibidir
Vakti gelince belki boğulmadan yaşarız hayatı kim bilir
Şimdi bu ölüm aklıma nerden geldi
yoksa toprakmı çagırıyor beni
sorarım size dostlar bu nedir
kim uyandırdı bu cehennemi
Gördünüz mü kıyamet nasıl dirildi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!