Yaşamak ne de güzel bir şey
Bunu ölünce daha iyi anladım
Yaşarken ölmek ne de büyük felaket
En dibe vurunca anca uyandım
Uyanışım bile acıdan pas tutmuş
Ölüyorum usulca toprağı ürkütmeden
kefenle mezara girip öyle iz sürercesine
karanlığın düşlerinden arınıp gelircesine
bir ferman yazılır katlime büyürcesine
Ölüyorum usulca mezarı incitmeden
Ben bugün bir mahşer ile uyuyorum
Hesabı olanda buyursun gelsin
Ben bu gece bir hesabı görmüşüm
Derdi olanda buyursun konuşsun
Yurdumun yağmurları sürgün eder
Sen öyle diyorsun da yarim
ben zindanlardan uzak kalamadım
prangalara vurulmadan yapamadım
aşksın sen zindanımda prangalarca
Neden bu zindanlar bu prangalar
Öyle bir uzandım ki sana
inan unutmuştum yaralı olduğumu
sonra yaram sızladı
o an mutluluğum prangalara boğuldu
Öyle bir sarıldım ki sana
Ben yaşamayı bilseydim
böylesine ölmezdim
ben ölebilseydim
böylesine acı çekmezdim
Ne hayat var kıyılarımda
Kaç sokaktan geçtim bilmiyorum
her sokakta bin bir acı vardı
perde arkasında hep bir öykü
güllerin boynunu bükmüştüler
dağlarda hiç su kalmamıştı
bir cehennem ki hep coşarken
Aşk olmalı canlar
Gönül hanesinde
Hem de öyle bir aşk olmalı ki
Prangalar paslanmalı
Her nedense yağmur bana özgürlüğü anımsatır
Ruhun arınması gibi gökyüzü yağmurla arınır
Toprak rahat bir nefes alır ağaçlar uyanır
Her çiçek yağmurla yeni güne merhaba der
Kentin sokakları hayat içindedir yaşarcasına
Ah kördüğüm oldum da çözemedim senin bu gidişi
yüreğim yüreğine yanarken almazdın gözlerini gözlerimden
ne oldu yar söyle şimdi ne değişti
deryaya düşen gül ne zaman yakmayı sevdi söyle
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!