Kaygıyla derine inen tohumların örselenmiş yalnızlığıdır yaşamak, rüzgâr tayin eder ömrünü
Önce kendini parçalayan düşünüşlerin soy aynasıdır hayat, sessizlikle bileyler aşk törpüsünü
Serüvenler geçip gider soylu yüreğimizden, pusulardan geçiririz sırtımızdaki sevda yükümüzü
İçimizin derin boşluklarında büyür her gün aşk, küflü sularla yıkarız biz hırpalanmış yüzümüzü
Sıkışan ruhumun saçaklarına bağladım bugün gönlümü. Ne yapsam dolmayan, ne etsem kaybolmayan kocaman bir gemi yüzüyordu göğsümün sularında. Sendin sebebi belki de aşk. Sendin ruhumu kelepçeleyen, sendin tıknaz yüreğimi parçalara bölen. Bir köşeye atıyordun terli giysilerini delişmen arzuların, yaylı yataklara sızıyordu haykırıların. Dudakların kan içiyordu yokluğumda. Ellerin hoyrat günün kasıklarını okşuyor, kadın savruluşlarla aşkın molalarını gözlüyordun. Sular akarken biçare teninden, gün eskimiş bir paçavra gibi ayaklarına kapanıyordu. Her şey sessiz bir ayrılık düşüydü anlayacağın. Ben o miadı tükenen düşünüşlerle kahrolurken aşk ve tutku perdeleri kapalı o odada aldanışların az önce bir köşeye fırlatılmış giysilerini giyiniyordu.
kan oturur bedenine
göğsündeki asi salkımlara değince dudak
Akıp giden bir yaşamın saçaklarından geriye sadece tortu kalınca
Yıldızlara uzanan ellerimize de bir gün karıncalar üşüşecek nasılsa
Hesapsız yalnızlığımızın şiirleri tükenecek, denizlerimiz kuruyunca
Titrek bir aleve dönüşecek gülüm aşk, unutuluşun şarkıları çaldıkça
Sulu sepken bir düşünüş var ömrümün çatısında
Su içerken kurumuş yapraklar, ben boğuluyorum
İmlasız mektuplar çoğalıyor ruhumun kutusunda
Yanık sesli türkülerin mızrabıyla aşkı çağırıyorum
Kalabalık tezgâhlarda curcuna, tüm yüreklerde elem
İzini geride bırakan telaşlı bir gün kesiğiydi kaçışların
Efsunlu gönlümüzün zindanlarında aşk hep mahpustu
En büyük sevdaların kapısından dönmüştü yüreğimiz
Korkularımızın korkunç uçurumlarında yapayalnızdık
Derinliğini bilmediğimiz düştü oysa avuçlarımızdaki
Delirmiş düşüncelerimizin sabır hatlarını geçemedik
Bir şiir de sen sal mavi denizlere haydi
Karıncalar taşısın evrenden barışın imgelerini
Uyumsuz siyahları yok et, sevgili et dizelerini
Bahar dallarına as sevginin eşsiz kalemlerini.
İstersek, dağlara çizeriz aşkın bütün resimlerini
Tükenince için için yanan mum gibi,
Çırılçıplak kalırsın, bir başına
Yangınların bitmiş, küllerin savrulmuştur
Sancılar kaplar bedenini, düşünceler biter.
Sevdalarını sorgularsın bir solukta,
Sözcüklerin vakitsiz sevişmeleri ekranda
Yarım kalmış düşünüşler dudakta
Saçlarımda derin bir gurbet yansıması
Bardağımda meyim azalıyor sensiz
Tenim acılı bir hüzün istilasında
Sallanıyor anlar içimin kaydırağında
Parmaklarım okşarken delirmiş hasretin çizgilerini
Yorgun bir gün sızıyordu penceremden içeri
Az önce girmiştim oysa
Öfke sağanağına tutuldu gönlümün iskelesi
Yığınak yapıyor aşk, yıkıldı sevdanın güvertesi
İmlasız yakarışlar içinde kanıyor yaram sürekli
Devrilmiş bir sehp/ayım, ölümler nikâh şahidi
Yarınsız uykularımın gecesindeyim, irin akıyorum




-
Ufkun Yaren
-
Ahmet Durgut
Tüm YorumlarBütün sorguların enleminden koparmıştım seni
İçimizdeki hoyrat sevilerin çarşafına tutunarak
Dudaklarımdaki istem ötesi hareket olmuştun
Ellerinin hoyrat kelepçelerinden sıyrılamadan
Duvardaki saatlerin zembereğine dolanmıştın
Tebriklerimle..10 ve listem..Ufkun YAREN
TEBRİKLER... sn Selahattin Yetgin... başarılar diler, saygılar sunarım. Esen kalınız.